Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1501 E. 2023/1261 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1501
KARAR NO: 2023/1261
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2023
NUMARASI: 2023/81 Esas – 2023/408 Karar
DAVANIN KONUSU: Aracın Kullanılamamasından Kaynaklanan Zararların Tahsili (İtirazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava açan dilekçesinde; davalı tarafa ait … plakalı aracın, sürücüsünün % 100 kusurlu sevk ve idaresi neticesinde müvekkiline ait … plaka sayılı aracı çarptığını, bu çarpma nedeniyle oluşan hasara bağlı olarak 51 gün süre ile müvekkilinin aracını kullanamadığını, bu sebeple oluşan zararların tahsili hususunda başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibine itirazın iptaline, % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; a-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine,mahkememizin görevsizliğine,b-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,c-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,d-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtaratına,e-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına karar verilmiş, davalılar vekili tarafından; görevsizlik kararı ile birlikte müvekkilleri yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava; trafik kazasına bağlı araç hasarı nedeniyle, aracın kullanılamamasından kaynaklanan zararların tahsili hususunda başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen ilk derece mahkemesinin görevi hususunda yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; tarafların her ikisininde tacir ve işinde ticari işletmeye ilişkin olmaması nedeniyle, davaya bakma hususunda görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yönündeki ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı isabetli bulunmuştur.İlk derece mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ve “yargılama giderlerinin” yetkili mahkemece değerledirilmesine hükmedilmiştir. Genel olarak yargılama giderleri, bir davanın açılması, uyuşmazlığın esasını çözmeye yönelik belli bazı işlemlerin yapılması ve sonuçlandırılması için ödenmesi gereken paradır. Yargılama giderlerinin kapsamı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 323. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 423.) maddesinde açıklanmıştır. Anılan maddede yargılama giderleri: “celse, karar ve ilam harçları; dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri; dosya ve sair evrak giderleri; geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlemesine ilişkin giderler; keşif giderleri; tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler; resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler; vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hakimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu halde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap edilmek veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti (ğ bendi); yargılama sırasında yapılan diğer giderler” şeklinde sıralanmıştır. Yargılama harç ve giderlerinden sorumluluk ancak davanın bitiminde söz konusu olur. Dolayısıyla kural olarak ancak esasa ilişkin nihai kararlarla birlikte yargılama harç ve giderlerine hükmolunur. Ancak istisnai olarak usule ilişkin nihai kararlarda da dava sona eriyor ise, dosya başka bir mahkemeye gönderilmiyorsa, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi durumunda olduğu gibi, yargılama giderlerine hükmedilmelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 606; (Kuru, B./Arslan, R./Yılmaz, E.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 24.Bası, Ankara 2013, s:702, 703). Bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın temeli olan 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Sözü edilen fıkrada; “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder” denilmekte olup; söz konusu bu hüküm, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HMUK) yer almayan, 6100 sayılı HMK’nın getirdiği bir yenilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, 1086 sayılı HMUK’un yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 25.04.1945 tarih ve 1943/21 E., 1945/9 K. sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince “yargılama masraflarıyla avukatlık ücretine dair olan istemlerin görevsizlik yahut yetkisizlik kararı veren mahkemece hüküm altına alınmasının gerekli olduğu” belirtildiğinden uygulamada görevsiz veya yetkisiz mahkemece harca, yargılama giderlerine ve vekille temsil edildiği taktirde davalı/davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yasal zorunluluk olduğu kabul edilmekteydi. 6100 sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden sonra ise “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altında düzenlenen HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrası ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20). Ancak HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Ancak “yargılama giderlerinin, kural olarak aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmesi” gerektiğine ilişkin HMK’nın 326. maddesi ve “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği; yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği; hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılması” gerektiğine ilişkin HMK’nın 332. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır. Öte yandan, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ederek davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edeceği de maddede belirtilen diğer bir husustur. Ayrıca dairemizin de görüşüne katıldığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/02/2019 gün 2017/2-3004 E,-2019/217 K sayılı emsal içtihadından da anlaşılacağı üzere, HMK’nın yargılama giderlerine ilişkin bulunan 323., 326.,ve 327. maddeleri de değerlendirildiğinde, sadece HMK’nın 331/2. maddesi hükmüne dayanılarak davaya görevli veya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde, yetkisizlik veya görevsizlik kararı veren dolayısı ile de nihai bir karar vermeyen mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmemekte olup, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verildiğine göre; HMK’nın 331/2. maddesine uygun olarak “vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin görevli mahkemece ele alınmasına” karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalılar vekilinin aksine ilişkin istinaf itirazının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun, karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine,2-İstinaf eden davalılardan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davalı tarafça yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 89,95-TL istinaf karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan diğer giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildiği.13/07/2023