Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/15 E. 2023/1077 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/15
KARAR NO: 2023/1077
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2022
NUMARASI: 2014/694 Esas – 2022/574 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/09/2009 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, davalıların işleteni ve ZMM ile İMM sigortacısı olduğu, dava dışı … idaresindeki … plakalı okul servis aracının %100 kusurlu olarak olarak başka bir araçla çarpışması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, sakat kaldığını, müvekkilinin Kocaeli Üniverstesi Kandıra meslek yüksek okulu 2. Sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle beden gücü kaybı, kazanç kaybı ve bakıcı gideri zararları oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000-TL maddi tazminatın ( belirsiz alacağın ) ve 110.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen 1. davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kazada kusurlu olan … plaka sayılı aracın servis taşımacılığı yaptığını, zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmadığını, bu sebeple davalı …nın zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek 150.000-TL maluliyet tazminatının ( belirsiz alacağın) kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen 2. davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza nedeniyle kalıcı şekilde sakat kaldığını, müvekkilinin yolcu olduğu … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 5.000-Tl limitli zorunlu ferdi kaza koltuk sigorta poliçesi ve 125.000-Tl limitle zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesi bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ve kasko-İMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu taşımacılık yada zorunlu koltuk sigortasının bulunmadığını, bu nedenle davanın …’na yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, kazaya karışan aracın taşımacılık sigortası bulunmadığından ve ZMM sigortası bulunduğundan sıralı sorumluluk kuralı gereğince davacının zararından müvekkili kurumun sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … Ticaret Ltd Şti vekili davaya cevabında, müvekkili şirketin 4925 sayılı kanun kapsamında taşıma yapmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… plakalı otobüs sürücüsü bayram …’ın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, ATk raporuna göre davacının yaralanmasının maluliyete neden olmadığı, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, Dr raporuna göre 3 ay tam zamanlı bakım hizmetine ihtiyacı olduğu, aktüer raporuna göre davacının geçici iş göremezlik zararının 5.129,27-TL, bakıcı gideri zararının 2.102,10-TL olduğu, bu taleplerin kabulüne, maluliyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği; davacının yaralanmasının niteliği, yatılı tedavi süresi ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü gerektiği, Birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/ 335 Esas, 2013/13 karar sayılı dosya mükerrer nitelikte olduğundan dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği ve kazaya karışan … plakalı otobüsün ZMM sigortası mevcut olduğundan davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiği”gerekçesiyle, 1-Esas dava yönünden A-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 5.129,27-Tl geçici iş göremezlik ve 2.102,10-TL bakıcı gideri zararının davalı … Ltd.Şti yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 28.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maluliyet tazminatı talebinin reddine, B-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 60.000-Tl manevi tazminatın avalı … Ltd.Şti yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 28.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/ 335 Esas, 2013/13 karar sayılı dosya yönünden, asıl dava ile tarafları, konusu ve talep aynı olduğundan mükerrer dava niteliğinde olduğundan HMK 114/ı ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, 3-Birleşen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/ 102 esas, 2017/ 138 Karar sayılı dava dosyası yönünden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …Tic. Ltd Şti vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davacı vekili; müvekkilinin sakatlık oranının Üsküdar Devlet Hastanesi’nce %27, kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce düzenlenen raporda %34 olarak, hükme esas alınan ATK raporunda ise %0 olarak belirlendiğini, çelişki giderilmeden karar verildiğini, faturasız tedavi giderlerinden davalılar sorumlu olup tedavi giderlerinin hüküm altına alınmamasının hatalı olduğunu, birleşen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/ 102 Esas, 2017/ 138 Karar sayılı dava dosyası yönünden davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, maktu olması gerektiğini, avans faizi yerine yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkili davacı için 9 aylık iş göremezlik süresi boyunca bakıcı giderine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı …Tic. Ltd Şti vekili; kusuru kabul etmediklerini, davacı emniyet kemerini takmadığı için kendi yaralanmasında müterafik kusuru bulunduğunu, yerel mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacının yaralanmasına göre 9 ay iyileşme süresinin hatalı olduğunu, 9 ayın ilk 3 ayında davacının bakıcıya ihtiyacı olduğu kabul edilerek bakıcı giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili yönünden temerrüt tarihinin davalı sigorta şirketinin kazadan haberdar olduğu tarih olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ve bakıcı gideri istemine ilişkindir. “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekdir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.Somut olayda, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda alınan ve ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 07/08/2009 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiği, maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında bulunan Üsküdar Devlet Hastanesi’nce düzenlenen 28.06.2011 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının yaralanması nedeniyle vücut fonksiyon kaybının %27 olduğu, Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce düzenlenen 06.10.2011 tarihli raporda ise davacının özür oranının %34 olduğu açıklanmıştır. ATK raporunda, davacının ‘opere sağ femur şaft kırığı’ şeklinde gerçekleşen yaralanması nedeniyle maluliyeti bulunmadığı belirtilmiş ise de rapor heyetinde ortopedi uzmanının bulunmadığı görülmüştür. Davacı tarafça ATK raporuna itiraz edilmiş olup, yerel mahkemece bu rapora göre davacının maluliyete ilişkin tazminat talebi reddedilmiş, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talebi ise hüküm altına alınmıştır. Bu durumda Genişletilmiş Adli Tıp Kurulu’ndan veya Üniversitelerin Adli Tıp Kürsüsünden ortopedi uzmanı bilirkişinin de katılımı ile oluşan heyetten, davacının bizzat muayenesi sağlanarak, dosya kapsamındaki davacının tedavisine ilişkin tüm evrakların ve önceki sağlık kurulu raporlarının irdelendiği, kaza tarihinde geçerli olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanmış usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise oranının belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2016/19919 Esas, 2019/8908 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353-1.a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına; dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …Tic. Ltd Şti vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca, 1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …Tic. Ltd Şti vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı, davalı sigorta şirketi ve davalı …Tic. Ltd Şti. tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2023