Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1371 E. 2023/1807 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1371
KARAR NO: 2023/1807
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2023
NUMARASI: 2022/254 Esas – 2023/56 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün, mülkiyeti davalı …’a ait olan ve davalı sigorta şirketi nezdinde de ZMM sigortalı bulunan, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı öğrenci servis aracıyla girilmesi yasak tramvay yoluna hızla girerek, tramvay yolundan karşıya geçmeye çalışan vekil edeni yaya …’a çarpması neticesinde meydana gelen 21/02/2012 günlü trafik kazasında, davacı küçüğün vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, dişlerinin kırıldığını, kaza nedeniyle 5 ay süre boyunca tedavi gördüğünü, okula devam edemediğini ve bu nedenle öğrenim yılını kaybettiğini, …’ın kimsesiz olup, velayeti altında bulunduğu halası diğer davacı … ile birlikte yaşadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı küçük … için 1.000,00-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminatın, ayrıca davacı … için de 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı …’ın yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ün %75 oranında, davacı yaya …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu, kazaya neden olan araç davalı … adına kayıtlı ise de, söz konusu aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi uyarınca ihbar olunan …Temizlik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye kiraya verildiği, aracın davalı … Gençlik ve Çocuk Merkezine (Aile ve Sosyal Bakanlığına bağlı) tahsis edildiğine dair dosyada yeterli bir bilgi ve belge bulunmadığı, kazanın ise kira dönemi içerisinde gerçekleştiği, bu nedenle işleten sıfatı kalmayan … ile araçla bağlantısı belirlenemeyen davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, davacı …’ın kaza neticesinde meydana gelen yaralanmasına bağlı herhangi bir maluliyeti oluşmadığı, iyileşme süresinde 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, ancak kaza tarihinde 15 yaşında olan davacının herhangi bir kazanç getiren işte çalışmaması nedeniyle, geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, dolayısıyla maddi tazminata ilişkin taleplerinin reddi gerektiği, buna karşılık kazanın oluş şekli, kusur durumun, geçici iş göremezlik süresi, davacının yaşı, kazazedenin kimseninin bulunmadığı, bakım ve gözetimi ile velayeti altındaki halası olan davacı …’ın ilgilendiği gözetildiğinde, her iki davacının manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulünün uygun olacağı ve manevi tazminat talepleri bakımından da ZMM sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği benimsenmek suretiyle; -Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Davacı … (…) için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Davalılar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve … yönünden manevi tazminat isteminin pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, -Davalı … Sigorta A.Ş yönünden manevi tazminat isteminin REDDİNE, -Maddi tazminat talebi yönünden davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 24/03/2022 gün 2022/201 Esas-2023/395 Karar sayılı ilamla; “Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 54.maddesinde; haksız bir fiil nedeniyle meydana gelen bedensel zararlar, 1-Tedavi giderleri, 2- Kazanç kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak açıklanmıştır.Dava dilekçesinde davacı … bakımından fazlaya ilişen haklar saklı tutularak 1.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de dilekçe içeriğindeki talebin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu konusunda tam bir açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi doğrultusunda, davacı vekiline talep edilen maddi tazminatın neye veya nelere ilişkin olarak istenildiğinin açıklatılması ve sonucuna göre davacı tarafa iddiaları ispatlamak bakımından mehil ve imkan tanınması ve ayrıca kaza tarihinde18 yaşından küçük olan davacı için geçici iş göremez olduğu dönemde kazanç getirecek bir işte çalışmaması nedeniyle kazanç kaybına hükmedilemeyecek olsa dahi, yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle iyileşme süresince oluşan maluliyet nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişilerin de maddi tazminat (efor tazminatı) talep edip edemeyecekleri de tartışılarak (Bkn; 17 Hukuk Dairesinin 16/02/2021 gün 2020/511E,- 2021/1377K sayılı içtihadı), ondan sonra maddi tazminata ilişkin talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, maddi tazminata ilişkin talep sadece geçici iş göremez olunan dönemde uğranılan kazanç kaybının giderilmesi ve çalışma gücünün kaybedilmesinden (sakatlık tazminatı) kaynaklanıyormuş gibi bir değerlendirme sonucunda yazılı biçim ve şekilde maddi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.” şeklinde değerlendirme yapılarak ilk derece mahkemesince verilen 29/06/2021 günlü önceki kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Dairece verilen kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesinin 2022/254 Esasına kaydedilen davanın yargılaması sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, dairece verilen kaldırma kararında işaret edilen hususlar, davacı vekilinin maddi tazminat taleplerinin ne olduğu, hangi kalemlere ilişkin bulunduğuna yönelik beyanları ile 04/07/2022 günlü aktüer bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı yeniden değerlendirilerek;”… davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, kaza tarihinde 14 yaşında olduğu, 4 aya kadar uzayabilecek bir iyileşme dönemi içinde sürekli efor kaybının da bulunmadığının ATK raporunda belirtilmiş olduğu, ekonomik geleceğin sarsılmasının hangi gerekçe ile oluşabileceği yönünde ispata elverişli bir delil sunulmadığı, davacının kaza tarihinde bir mesleğinin de bulunmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin olmadığı, herhangi bir sekel bırakmaksızın iyileşen davacının malul kalmadığı, iyileşme döneminde geliri olmayan bir kişinin kazanç kaybından da söz edilemeyeceği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, istinaf karar kaldırma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda da mahkememiz önceki kararında maddi tazminat talebi yönünden verilen kararda değişiklik yapma olanağı bulunmadığından önceki kararda ayrıntılı olarak izah edilen gerekçeler ile maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacı … (…) için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalılar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve … yönünden manevi tazminat isteminin pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … Sigorta AŞ yönünden manevi tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle; önceki karar gibi davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; maddi tazminata ilişkin davanın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kaldırma kararında işaret edilen biçimde inceleme ve araştırma yapılmaksızın hatalı değerlendirme sonucunda reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.Davalı vekilinin istinaf nedenleri ise; davacı tarafın maddi tazminata ilişkin taleplerinin reddine ilişkin karar verilmesi doğru ise de; şartları oluşmadan manevi tazminata hükmedilmiş bulunmasının hatalı olduğu ve kabule göre de davacı taraf vekilinin dosyaya sunduğu dilekçe, ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğu yani maddi tazminata ilişkin toplam talep bu dilekçe ili 15.000,00-TL olarak açıklandığı gözetildiğinde, davanın bu miktar üzerinden reddine karar verilmesi ve buna göre red vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekil edeni yararına eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir.Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.1-Dairemizce verilen 24/03/2022 günlü kaldırma kararı müteakip yapılan yargılama sırasında davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan 25/04/2022 günlü dilekçe ile maddi tazminata ilişkin taleplerine açıklık getirilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL efor tazminatına ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle meydana gelen zarara karşılık olarak da 5.000,00-TL tazminata hükmedilmesinin istenildiği; 21/06/2022 günlü duruşma oturumunda da dava dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin olarak talep ettikleri 1.000,00-TL’nin 750,00-TL’sinin efor kaybı zararına, 250,00-TL’sinin de ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı olduğu yönünde imzalı beyanda bulunduğu görülmüştür.Hal böyle olunca 25/04/2022 günlü dilekçenin açık bir ıslah talebini içermediği ve herhangi bir ıslah harcı da yatırılmadığı gözetildiğinde davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği 1.000,00-TL maddi tazminatın ıslah yoluyla toplam 15.000,00-TL’ye çıkartıldığını kabule olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı vekili 21/06/2022 günlü duruşma oturumunda duruma açıklık getirerek, maddi tazminata ilişkin davanın miktar olarak 1.000,00-TL olduğunu bildirmiştir. Bu durumda mahkemece maddi tazminata ilişkin olarak harçlandırılmış dava değerinin 1.000,00-TL olduğu kabul edilerek buna göre red vekalet ücreti hükmedilmiş olmasında herhangi bir yanılgı bulunmadığından davalı vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı vekilinin manevi tazminatına ilişkin istinaf itirazına gelince; Az yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen 29/06/2021 günlü önceki karara karşı sadece davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve bu nedenle karar sadece davacı taraf yararına kaldırılmıştır. Bu durumda 29/06/2021 günlü önceki kararla, davacılar lehline hüküm altına alınan manevi tazminatlar bakımından davacı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu konusunda duraksama bulunmamaktadır.Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince kaldırma kararından sonra yapılan yargılama neticesinde önceki karar gibi manevi tazminata hükmedildiği ve kaldırma kararından sonra vekille temsil edilmeye başlayan … lehine reddedilen manevi tazminat miktarı gözetilerek ret vekalet ücreti takdir edildiği dikkate alındığında, davalı … vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını ve özellikle dairece verilen kaldırma kararı doğrultusunda, maddi tazminat talebinin efor tazminatı ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle oluşan zarara ilişkin olduğu açıklanan bir davada; davacı tarafça kazazede …’ın ekonomik geleceğinin nasıl sarsıldığı, kişinin eğitim hayatının kaza nedeniyle ne biçimde etkilendiği konusunda hiç bir delil ibraz edilmediği, kazazedenin hangi okulda eğitim gördüğünün bildirilmediği ve kaza nedeniyle küçüğün eğitimine ara vermek zorunda kaldığını gösterir bilgi ve belge sunulmadığı, keza kaza tarihinde yaptığı ileri sürülen faaliyetlerle ilgili de bilgili olarak da belge ibraz edilmediği, dolayasıyla iddianın soyut bir iddia aşamasında kaldığı anlaşıldığına ve her ne kadar dosyada mevcut olan ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri ile kazazedenin görmüş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi sonucunda düzenlendiği anlaşılan yeterli ve geçerli nitelikteki ATK raporunda davacı …’ın kaza neticesinde meydana gelen yaralanması nedeniyle 4 ay içerisinde iyileşebileceği bildirilmiş ise de aynı raporda kişinin maluliyete uğramadığı açıklandığına ve mahkemecede kaldırma kararında işaret edildiği şekilde davacı … bakımından efor tazminatı talep edilip edilemeyeceği tartışılarak, dosya kapsamına ve somut olaya özgü koşullara göre efor tazminatı talep etme hakkı olmadığı sonucuna varıldığına ve bu değerlendirmenin Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına uygun bulunmasına göre (Bkn; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2018 gün 2016/4066 Esas-2018/12502 Karar sayılı ilamı) eldeki davanın konusunu oluşturan maddi tazminata ilişkin talebin yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 819,72-TL harçtan peşin yatırılan 204,93-TL harcın düşümü ile kalan 614,79-TL bakiye istinaf karar ve ilam harcının davalıdan …’den alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davacı taraftan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 179,90-TL harcın düşümü ile kalan 89,95-TL bakiye harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, manevi tazminat bakımından HMK.m. 362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin; maddi tazminat bakımından ise HMK’nın 361.madde hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2023