Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/133 E. 2023/1296 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/133
KARAR NO: 2023/1296
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2022
NUMARASI: 2014/1495 Esas – 2022/588 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten yoksun kalma nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 29/12/2014
BİRLEŞEN BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 2015/187 ESAS
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten yoksun kalma nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 02/05/2015
BİRLEŞEN İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/627 ESAS
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten yoksun kalma nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 10/07/2017
BİRLEŞEN İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2022/429 ESAS
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten yoksun kalma nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 21.08.2013 tarihinde, müteveffa …’in davalıya ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta yolcu iken meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, 14.07.2014 tarihinde davalıdan sigorta poliçesinden kaynaklı teminat ödenmesi istenilmiş ise de cevap verilmediğini, davacılardan …’nın mütevveffa … ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşi olup diğer davacı …’in müteveffanın oğlu olduğunu, kaza sırasında davacı …’nın hamile olduğunu, İstanbul 8. Aile Mahkemesi’nin 2014/584 Esas sayılı dosyası ile açılan babalık davasının derdest olup yargılamasının devam ettiğini, babasının ölümünden sonra doğan küçük … için şimdilik 50.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekilinin birleşen ( Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/187 Esas) dava dosyasında dava açan dava dilekçesinde özetle; 21/08/2013 tarihinde, davalı …’ün sürücüsü, davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı aracın hatalı olarak sollama yapması sonucu, müvekillerinin oğlu …’in yolcu olarak bulunduğu, davalı … Sigorta AŞ’ye ZMM poliçesi ile sigortalı aracın yoldan çıkması sonucu meydana gelen kazada yaşamını yitirdiğini, müvekkillerinin oğullarının vefatı ile müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla açtıkları baba … için 500,00-TL, anne … için 500,00 TL maddi tazminat ve 1.000,00 TL cenaze giderinin tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, davacı baba için 40.000,00 TL, davacı anne … için 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekilinin birleşen( İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/627 Esas) dava dosyasında dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın müteveffa … ile evlilik hazırlıklarında iken mütefevvanın hamile kaldığını, müvekkilinin hamile kaldığı sırada 21/03/2013 tarihinde meydana gelen kazada …’in vefat ettiğini ileri sürerek küçük … için 1.000 TL, … için 1.000-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, küçük … için 50.000- TL ve … için 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili birleşen (İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429 Esas) dava dosyasında dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili …, müteveffa … ile evlilik hazırlığı içindeyken müteveffadan hamile kaldığını, müvekkili hamile olduğu sırada … trafik kazasında hayatını kaybettiğini, …’in hayatını trafik kazasında kaybetmesi nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, kazaya karışan araçların sigorta şirketi ile araç sürücüsüne İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1495 sayılı dosyasıyla maddi ve manevi tazminat davası açıldığını ,mahkemeye sunulan raporda hesaplamalar yapıldığını, bu nedenle kısmi açılan dava dosyasıyla birleştirilmek üzere işbu davayı açtıklarını ileri sürerek küçük … için 62.670,76-TL, müvekkili … için 558.057.50 TL’nın davalı sigorta şirketleri yönünden limitle sınırlı olmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 07/06/2018 tarihli dilekçesiyle, maddi tazminat talebini davacı … yönünden 133.761,16-TL, davacı … yönünden 458.005,33-TL olarak ıslah etmiştir. Birleşen dosya davacıları vekili 12.11.2018 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini davacı … için davalı … Sigorta AŞ yönünden 3.608,27-TL, davalı … yönünden 24.014,28-TL; davacı … için davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 2.804,84-TL; davalı … yönünden 30.906,89-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; babalık davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, poliçede yazılı şartlarla ölüm ve sakatlık halleri için teminat limitinin azami 250.000,00-TL olduğunu, kaza esnasında müteveffa emniyet kemerini takmadığından kusuru oranında tazminattan mahsubu gerekeceğini, davalının tüm yükümlülükleri yerine getirildiğinden herhangi bir temerrütten bahsedilemeyeceğini, hatır taşımacılığı ZMMS kapsmına girmeyeceğinden araçta yolcu olarak bulunan müteveffa yönünden davacının uğradığı zarardan davalının sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılardan … Sigorta vekilinin birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; müteveffa …’in vefatı sonucu destekten yoksun kalan annesi ve babası için aktüerya hesabı yaptırıldığını, hesaplanan toplam tazminattan %10 hatır taşıması indirimi yapılarak toplamda 15.932,61-TL’nin farklı tarihlerde ölenin anne ve babası olan davacıların hesabına yatırıldığını, davacıların olay tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılardan … vekilinin birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde … plakalı araç … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğundan … Sigorta A.Ş. nin davaya dahil edilmesine karar verilmesini talep ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”…. 11/03/2021 tarihli ATK ek raporuna göre sürücü …’in %35 oranında, sürücü …’ün %65 oranında kusurlu olduğu; 23/03/2022 tarihli aktüer bilirkişi 2. ek raporunda, davacı nikahsiz eş … için davalı … Sigorta A.Ş.den 184.117,50-TL, davalı … Sigorta A.Ş.den 184.000,00-TL, davalı …’den 647.945,33-TL; yaşı küçük … için savalı … Sigorta A.Ş.den 35.595,00-TL, davalı … Sigorta A.Ş.den 35.500,00-TL, davalı …’den 125.336,92-TL talep edebilceği; … için davalı … Sigorta A.Ş.den talep edebileceği kalmadığı ve 6.407,95 TL fazla ödeme almış bulunduğu, davalı … Sigorta A.Ş.den talep edebileceği 4.750,00-TL, davalı …’den ise talep edebileceği 16.260,80-TL maddi zararı bulunduğu, Yargıtay’ın son güncel kararları ve uygulamaları uyarınca TRH 2010 bakiye ömür tablosu ve progressif rant formül ile hüküm tarihine en yakın güncel verilere dayanılarak hazırlanan iş bu rapora itibar edildiği; davacıların desteği …’in yolculuk sırasında emniyet kemeri takması zorunlu olup, müteveffanın emniyet kemeri takmadığı yolculuğu sırasında meydana gelen trafik kazasında araç dışına fırlaması akabinde öldüğü olayda tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareket ettiği dosya kapsamından anlaşılmakla, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre müterafık kusur halinde %20 oranında kusur indirimi yapılması sabit olarak benimsenmiştir. Mahkememizce de her bir davacı yönünden sonuç tazminattan ayrı ayrı indirim cihetine gidilmiştir. TTK’nun 5. Maddesinde yapılan değişiklik ile 01/01/2019 tarihinden sonra açılan tazminat ve alacak niteliğindeki ticari davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya gidilmesi, dava şartı arabuluculuk kapsamında zorunludur, bu anlamda arabulucuya başvurulmuş olması, usuli yönden bir dava şartıdır. Aksi halde dava şartı yokluğu sebebiyle dava usulden reddedilecektir. Davacılar … ve … vekili tarafından mahkememiz dosyasında birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/429 Esas sayılı dosyasında davanın 10/06/2022 tarihinde davalılar … Sigorta ve … Sigorta aleyhine ticari netilikte tazminat davası açtığı, mahkememiz son celsesinde anılan davada arabuluculuğa başvurmadıklarını beyan ettiği anlaşıldığından davalılar … Sigorta ve … Sigorta aleyhine açılan birleşen ( İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429 Esas) davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacılardan … ve …’in manevi tazminat talepleri yönünden, medeni yasa uyarınca davacılardan … ile müteveffa arasında evlilik bağı kurulmasa bile karı-koca olarak bir araya gelerek bu amaç ve duygu ile yaşamın sürdürülmesi karşısında, kadınlar için fiilen ve düzenli olarak, onun geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre eğer ölüm gerçekleşmeseydi gelecekte de bu yardımı sağlayacak bakım yükümlülüğünü yerine getiren erkeğin destek sayılması nazara alınarak nikahsız eşe tazminat takdiri uygun bulunmuştur. Kaza tarihinde henüz ana rahminde bulunan, kişiliği tam ve sağ doğum ile ana rahmine düştüğü anda kazanan …’in kaza sebebiyle babasız kaldığı, istikbal hayatında babasız olmanın vereceği şiddetli elem ve üzüntünün tazmini amacıyla tarafların kusur durumu, paranın alım gücü, davalı …’ün sosyal ve ekonomik durumu, gözetilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yine manevi tazminata ilişkin olarak mahkememizin birleşen Bandırma 2. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2015/187 Esas sayılı ikame olunan dava yönünden müteveffanın anne ve babasının genç yaşta oğullarını kaybetmenin yol açtığı şiddetli elem ve üzüntünün tazmini amacıyla tarafların kusur durumu, maruz kalınan olayın ağırlığı, paranın alım gücü, davalı …’ün sosyal ve ekonomik durumu, gözetilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği ”gerekçesiyle,
A-Mahkememizin 2014/1495 Esas sayılı asıl dava yönünden; 1-Davacı … için 160.836,92-TL tazminatın işbu davamızda dava konusu yapılan 35.595,00 TL’lik kısmının temerrüt tarihi (dava tarihi) olan 29/12/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/627 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan 1 nolu kararda belirlenen tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere her iki davadaki davalılardan müteselsilen tahsiline,
B- Birleşen Bandırma 2. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2015/187 Esas sayılı davası yönünden; 1-Davacı mütefevva … (terekesi) için 21.010,80 TL tazminattan TBK’nın 52. maddesi gereğince %20 müterafık kusur indirimi yapılarak 16.808,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi (kaza tarihi) olan 21/08/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, 2-Müterafık kusur takdiri indirim sebeplerinden olmakla davacı aleyhine müterafık kusur indirimi nedenle reddolunan kısım açısından karşı vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,3-Davacı mütefevva … (terekesi) tarafından … Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın reddine,4-Davacı mütefevva … (terekesi)’in manevi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,5-Davacı … için 30.906,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi (kaza tarihi) olan 21/08/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …’den ve … Sigorta AŞ’den (davalı … Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti olan 2.804,84 TL ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi olan 09/01/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile) müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine,6-Davacı …’in manevi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,7-Davacıların cenaze gideri istemine ilişkin talebinin reddine,
C- Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/627 Esas sayılı davası yönünden; 1-Davacı … için 160.836,92TL tazminattan TBK’nın 52. maddesi gereğince %20 müterafık kusur indirimi yapılarak 128.669,53 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi (kaza tarihi) olan 21/08/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta AŞ’den (davalı … Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti olan 35.500,00 TL ile sınırlı olmak ve dava tarihi olan 10/07/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile) müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, Tazminat miktarının mahkememizin 2014/1495 Esas sayılı dosyasında hükmolunan tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere her iki davadaki davalılardan müteselsilen tahsiline 2-Müterafık kusur takdiri indirim sebeplerinden olmakla davacı aleyhine müterafık kusur indirimi nedenle reddolunan kısım açısından karşı vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,3-Davacı … tarafından … Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın reddine,4-Davacı …’in manevi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,5-Davacı … için 458.005,33 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi (kaza tarihi) olan 21/08/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile, birlikte davalılar …, … Sigorta AŞ ( davalı … Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti olan 184.000,00 TL ile sınırlı olmak ve dava tarihi olan 10/07/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile) ve … Sigorta AŞ’den (davalı … Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti olan 184.117,50 TL ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi olan 25/07/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile) müştereken tahsiline, 6-Davacı …’nın manevi tazminat isteminin Kabulü ile 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
D- Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/429 Esas sayılı davası yönünden; 1-Davacı … için açılan davanın reddine,2-Davacı … için 207.550,93 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi (kaza tarihi) olan 21/08/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine,3-Müterafık kusur takdiri indirim sebeplerinden olmakla davacı aleyhine müterafık kusur indirimi nedenle reddolunan 166.389,06 TL kısımı açısından karşı vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-Davacı … tarafından … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle ayrı ayrı usulden reddine, karar verilmiş; davacılar … ve aida Egenova vekili, davalı … Sigorta AŞ vekili, davalı … Sigorta AŞ vekili, birleşen dosya davacıları … ve -ölü-… tereke temsilici vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacılar … ve … vekili; davalı sigorta şirketleri ve davalı … tazminatın tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu halde, sadece davalı … Sigota’nın % 65 kusur oranına göre sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … Sigorta AŞ vekili, asıl ve birleşen davalar kısmi dava olup ıslah edilen tutarlara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davacı Ömer ve Seher yönünden müvekkili şirketçe ödeme yapılıp sorumluluk yerine getirildiğinden davanın reddi gerektiğini, aktüerya hesabının PMF yaşam tablosu ve %1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, müvekkili araç sürücüsü %35 oranında kusurlu olduğundan müvekkilinin sorumluluğunun %35 kusura göre belirlenmesi gerektiğini, somut olayda hatır taşıması bulunduğu halde hatır taşıması indiriminin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili, ilk derece mahkemesi kararında asıl ve birleşen davalar bakımından hükmün açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olması gerektiğini, ayrıca birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/627 Esas sayılı davası yönünden; her ne kadar davacı … yönünden 35.500 TL ile, davacı … yönünden 184.000 ile sınırlı olarak sorumluluklarına hükmedilmişse de harç ve vekalet ücreti bakımından hatalı hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Birleşen dosya davacıları … ve (ölü) … tereke temsilici vekili, davalı …’nın bir ömür desteklik ilişkisinin ispat edilmediğini, çocuğa annelik yapmadığını, çocuğu Türkmenistan’da terk edip müvekillerine göstermediğini, aktüer hesabının hatalı olduğunu, tazminat hesabından takdiri indirim yapılmasının doğru olmadığını, müvekkilleri lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava ve birleşen davalar, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-)2918 sayılı KTK 85. maddesine göre, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” TBK 49. maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçlulukta iç ilişkiyi düzenleyen 167. maddesinde, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda anılan madde hükümleri uyarınca ve müteselsil sorumluluk hükümlerine göre, üçüncü kişilere karşı verilen zararlardan, sorumluların dış ilişkide tam kusura göre sorumlu tutulması gerekmektedir. Somut olayda; kazanın meydana gelmesinde desteğin yolcu olduğu araç sürücüsü …’in %35 oranında, diğer araç sürücü …’ün %65 oranında kusurlu olduğu, desteğin ise yolcu olup kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan aktüerya ek raporunda, hesaplama kusur oranına göre yapılmış ve davalılar kusur oranına göre davacı tarafların zararlarından sorumlu tutulmuşlardır. Oysa eldeki davada, asıl ve birleşen dava dosyalarında davacı taraflar, desteğin yolcu olarak bulunduğu aracın ZMM sigortacısı ile kazaya karışan diğer aracın ZMMS sigorta şirketi ile sürücüsüne davalarını yöneltmişlerdir. Başka bir deyişle davacılar, asıl ve birleşen davaları teselsül hükümlerine göre açmış olup, maddi zararın ( destekten yoksun kalma tazminatının) tamamından davalıların müteselsil sorumluk hükümlerine göre sorumlu tutulmalarını istemişlerdir. Bu halde; az yukarıda açıklandığı üzere kazaya karışan araç sürücüsü … ile kazaya karışan her iki aracın ZMM sigorta şirketlerinin sorumuluğunun TBK 165-168 ( Eski BK 142-145) maddeleri kapsamında tartışılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken , müteselsil sorumluluk hükümlerine göre değil de kusur sorumluğuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.( Yargıtay 17.HD’nin 2020/2024 Esas, 2021/3250 Karar sayılı ilamı) 2-)Davacı vekilince birleşen Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/187 Esas sayılı dava dosyasında davacı anne … ve baba … için destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile eldeki dava açılmış, davalı … Sigorta AŞ şirketince iş bu davacılara dava tarihinden önce yeterli ödeme yapıldığı, davacıların bakiye zararının bulunmadığı ileri sürülmüş, yerel mahkemece ödemenin yeterliliği tartışılmaksızın davalı tarafından ödenen tazminat miktarı güncellenerek hesaplanan tazminattan indirilerek karar verilmiştir. Oysa, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için mahkemece yapılacak iş; ödeme tarihi verileri (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. gibi) dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak ödemenin yeterli olup olmadığının araştırılması; ödemenin yeterli bulunması halinde iş bu birleşen dosya davacılarının bakiye zararı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez mahkemece yazılı olduğu şekilde karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmesi ve bulunacak miktara karar verilmesinden ibaret olmalıdır. Eksik inceleme ile karar verilemez. (Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2015/17938 Esas, 2018/12168 Karar sayılı ilamı) 3-)Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde yerel mahkemece, davalı … Sigorta AŞ’nin bu savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup davalı … Sigorta Aş vekilinin hatır taşımasına ilişkin savunmasının karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının tümden, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına; kararın kaldırılma sebep ve şekline göre, birleşen dosya davacıları … ve -ölü-… tereke temsilicisi vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/ Davacılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının tümden, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, – Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre, birleşen dosya davacıları … ve (ölü) … tereke temsilicisi vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/07/2023