Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1293 E. 2023/1267 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1293
KARAR NO: 2023/1267
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2023
NUMARASI: 2023/99 Esas – 2023/119 Karar
DAVANIN KONUSU: Hasar Dosyası Örneğinin Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait … plakalı aracın geçirmiş olduğu trafik kazasından sonra, … Sigorta tarafından hasar dosyası açıldığını, açılan hasar dosyasına istinaden aracın sigorta şirketi tarafından onarıldığını, araca ilişkin davalı sigorta şirketi nezdinde ki hasar dosyasının örneğinin, talep etmelerine rağmen davalı tarafından müvekkiline verilmediğini, kazaya ilişkin ileri sürülmesi muhtemel taleplerini belirlemek için hasar dosyasına ihtiyaç bulunduğunu belirterek, hasar dosyasının bir örneğinin müvekkiline verilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından; davada müvekkilinin hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerektiği belirtilerek, yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava; trafik kazası nedeniyle oluşturulan ve sigorta şirketi nezdinde bulunan hasar dosyası örneğinin davacıya verilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317. maddesinde; davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1. maddesinde ise; “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” hükmü öngörülmüştür. Mahkemece, bu madde hükmü kapsamında dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonuç ve verilen karar doğru olmamıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; anılan maddeye göre, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK’nın 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi). Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMK’nın hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27.maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C.Anayasası’nın 36.maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 27.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.(-bkz..Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/18-2560 esas 2016/96 sayılı kararı-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2014 gün ve 2013/10-1027 E., 2014/528 K. sayılı kararı-) Hal böyle olunca da; öncelikle davalının ZMM sigortacısı mı, yoksa Kasko Sigortacısı mı olduğu belirlenerek mahkemenin davaya bakma hususunda görevli olup olmadığının değerlendirilmesi, mahkemenin görevli olduğu kanaatine varılması durumunda, taraf teşkilinin sağlanması ve müteakip dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanarak duruşma açılması suretiyle yargılama yapılması gerekirken, tüm bunların yapılmamış olması hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararının HMK.m.353/1-a/3-4 ve 6.madde hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2/Dosyanın belirtilen şekilde değerlendirme yapılıp karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,3/İstinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine, 4/İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan diğer giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2023