Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1263 E. 2023/1015 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1263
KARAR NO: 2023/1015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2018/1313 Esas – 2020/26 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali-Trafik Kazasına Bağlı Araç Hasar Bedelinin Rücuen Tahsili
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava açan dilekçesinde; müvekkili nezdinde Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanan dava dışı … AŞ’nin maliki bulunduğu … plakalı araca, 21/03/2017 tarihinde, davalının ZMM sigortacısı olduğu … plakalı aracın arkadan çarptığını, bu kaza neticesinde müvekkilinin 16.735,00TL tazminat ödediğini, ödenen tazminatın rücuen tahsili hususunda davalı aleyhine İstanbul …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, alacak ve ferileri ile birlikte 18.542,38-TL üzerinden açılan takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, … plakalı araçla, aynı işletene ait … plakalı aracının birbiriyle çarpışması sebebiyle, araçlardan birinin trafik sigortacısı olarak müvekkilinden talepte bulunduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (trafik) Poliçeleri’nin, kaza sonucunda üçüncü kişilere verilen zararları gidermek üzere, işletene düşen hukuki sorumluluğun güvencesi olarak düzenlenen poliçeler olduğunu, poliçenin fonksiyon ifa edebilmesinin temel koşullarından birinin, zarar görenin üçüncü şahıs olması olduğunu, somut olayda, aynı işletene ait iki araç arasında meydana gelen kazanın söz konusu olup, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, aynı işletene ait araçların, kendi aralarında kaza yaptıklarında, üçüncü şahıs varmış gibi mesuliyet değerlendirmesinin yapılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “davacı sigorta şirketinin halef olduğu dava dışı … A.Ş’nin kazaya karışan her iki aracın da işleteni olduğu, 3.kişi durumunda olmadığı, TBK’nın 135/1.maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatının işleten dava dışı … A.Ş’de birleştiği, KTK’nın 85/1.maddesi uyarınca işleten sıfatı ile kendi sorumluluğu üstlenen zorunlu trafik sigortacısından davacının talepte bulunmasının olanaklı olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; alacaklı kasko sigortacısı müvekkil şirket karşısında, trafik sigortacısı olan davalının borçlu olduğu, sadece araçların malikinden hareketle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kazaya karışan her iki aracın da malik ve işleteninin aynı olmasının, müvekkil şirketin rücu hakkını ortadan kadırmaya yeterli bir durum olmadığı, kaldı ki sigorta şirketlerinin ve poliçelerin farklı olduğu, yerleşik yargısal içtihatlara aykırı ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerektiği, hususlarına ilişkindir. Dava, aynı işletene ait araçların karıştığı trafik kazası neticesinde, davacı kasko sigortacısının sigortalısına yaptığı hasar bedeli ödemesinin rücuen tahsili için ZMM sigortacısı aleyhine başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında ki uyuşmazlık, işleteni aynı olan iki aracın birbiriyle çarpışması sonucu kasko sigortalı araçta meydana gelen maddi zarardan, diğer aracın ZMM sigortacısının sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Somut olayda dava dışı … Anonim Şirketi’ne ait davacıya kasko sigortalı … plakalı araç ile yine aynı dava dışı şirkete ait davalının trafik sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpışması sonucu oluşan kazada, hasarlanan … plakalı aracın zararını sigortalısına ödeyen davacı halefiyet hakkına dayalı olarak bu davayı açmıştır. Dava dışı … Anonim Şirketi’nin … plakalı aracının hukuki sorumluluğunu ZMSS Poliçesi ile 3. kişilere karşı üstlenen davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi ile davacı kasko şirketi aynı işletenin farklı araçlarını; sonuçları, kapsamları, amaçları farklı olan iki ayrı sigorta poliçesi ile sigorta etmişlerdir. Aynı işletenin araçlarından biri davacıya kaskolu, bir diğeri de davalı sigorta şirketine trafik sigortalıdır. Davacının asıl zarar gören durumundaki sigortalısının, 3. kişi olarak başka bir aracı zarar görmüş olup, bu zararı, davalı sigorta şirketi, aynı işletenin diğer bir aracının ZMSS Poliçesi nedeniyle üstlenmiştir. 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 116 ve 6098 sayılı Türk borçlar Yasası’nın 135.maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı şeklen dava dışı sigorta ettiren şirket üzerinde toplanmış ise de; özünde bu şirket bir araç yönünden zarar gören, diğer bir araç yönünden zarar veren durumunda olup, aynı araç ve menfaat üzerinde bu sıfatlar birleşmemiştir. ZMSS Genel Şartları kapsamında istemi teminat dışı olarak kabul edilen işleten, trafik sigortacısının işleteni olan sigorta ettiren olup, somut olayda olduğu gibi davacı kasko şirketinin selefi olan işleten değildir. Davacının selefi olan işleten, başka bir aracın ve menfaatin sahibi olup, davalı sigorta, başka bir aracın hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Aksinin kabulü halinde bir şirketin bir aracını kasko poliçesi ile sigorta eden kasko şirketinin, bu araca yine aynı şirketin bir başka aracının hasar vermesi durumunda, halefiyet hakkının doğmadığının kabulü gerekir ki bu husus doğru değildir. Bu tarz meydana gelen kazaların rücu hakkının engellenmesi için kasten yaratıldığı iddialarının önüne geçilebilmesi için de davacının halefiyet hakkının doğduğunun kabulü gerekmektedir. (-bkz..dairemizin 2020/232 esas, 2022/1962 karar sayılı ve 29/12/2022 tarihli kararı-) Her ne kadar bu gibi durumlarda sigortacının rücu hakkının doğmayacağı yönünde yargısal içtihatlarda mevcut ise de, dairemizce yukarıda açıklanan hukuki değerlendirmeye aykırı diğer değerlendirme ve kabullere iştirak edilmemektedir.Bu durumda; ilk derece mahkemesince toplanan ve toplanacak delillere göre davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle ve davacı sigorta şirketinin halef olduğu dava dışı … Anonim Şirketi’nin kazaya karışan her iki aracın da işleteni olduğu, 3.kişi durumunda olmadığı, TBK’nın 135/1.maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatının işleten dava dışı … Anonim Şirketi’nde birleştiği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Hal böyle olunca da; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/06/2023