Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1239 E. 2023/1306 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1239
KARAR NO: 2023/1306
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2023
NUMARASI: 2015/1001 Esas – 2023/71 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 15/09/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken … plakalı aracın müvekkiline çarpıp olay yerini terk etmesi sonucu meydan gelen kazada, müvekkilim ağır yaralandığını ve neticesinde sakat kaldığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde ZM5S poliçe bulunamadığından muhatap olarak bu davanın güvence hesabına karşı açılması zorunluluğunun doğduğunu, kazaya bağlı olarak 24.12.2014 tarihinde davalı güvence hesabına müracaatları neticesinde herhangi bir sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybından doğan hali hazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için şimdilik 100 TLmaddi tazminatın davalıya başvuru tarihini müteakip 8.İşgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkili için şimdilik 100 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini müteakip 8.işgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 07/11/2022 tarihli dilekçesi ile; müvekkili … (…) için sürekli iş göremezlik tazminatı için daha önce istenen 100.00 TL’nin 59.900,00 TL artırılmak suretiyle toplam 60.000.00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin dava konusu trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının kesin olarak tespiti gerektiğini, müvekkili kurumun geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığını, dava konusu trafik kazasına karışan ve davacının … plakalı aracı kasksız olarak kullanması halinde ağır kusurlu olduğunu gösterdiğini, bu durumda davacının dava açma hakkı bulunmadığını, davacının ticari faiz talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “29/12/2007 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının sürekli sakatlık oranının, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun raporuyla Yargıtay’ın süreklilik taşıyan kararlarına uygun biçimde Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre belirlendiğini, dava evvel aldırılan ATK raporunda maluliyet hesaplamasına uygulanacak yönetmelik yanlış belirlendiğinden ATK maluliyet raporları arasında çelişki olmadığı, davacının sürekli sakat kalmasından kaynaklanan zararının ise aktüerya hesap uzmanı bilirkişi tarafından TRH-2010 Yaşam Tablosuna göre, progressive rant yöntemiyle hesaplandığı, geçici iş göremezlik süresi içerisindeki zararının maluliyetinin %100 olduğunun kabul edildiği, yaralanmayla sonuçlanan trafik kazasının 23/12/2007 günü meydana geldiği, eldeki davanın ise KTK’nin 110’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca somut olaya uygulanması gereken taksirle yaralama suçuna ilişkin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen cezanın üst sınırına göre aynı Kanunun 66’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı dolmadan 06/10/2015 tarihinde açıldığı, davanın niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olduğu ve davanın açılmasıyla zamanaşımının kesildiği bu sebeple davalı vekilinin ıslaha karşı yapmış olduğu zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerektiği, uyuşmazlığın haksız eylemden kaynaklandığı, kazaya karışan aracın ticari nitelikte olmadığı, bu sebeple yasal faize hükmedilebileceği, KTK’nin 99’uncu maddesinin birinci fıkrası ile trafik kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan KMAZMSGŞ’nin, tazminatın ve giderlerin ödenmesine ilişkin B.2’nci maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu olacağı, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150’nci maddesi uyarınca, koruma başlığı (kask) bulundurmaları ve kullanmaları zorunlu olan motosiklet sürücülerinin, dizlik ve kolluk bulundurmaları ve kullanmaları zorunluluklarının bulunmadığı, somut uyuşmazlıkta ise kolluk tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında tescilsiz motosiklet sürücüsü davacının koruyucu tertibat olarak kask takıp takmadığına ilişkin bilgi olmadığı, davacının Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150’nci maddesi uyarınca zorunlu ekipmanlardan olan koruma başlığı takmadığı kanıtlanmadığı gibi trafik kazası sonucu yaralanması ile koruma başlığı takmaması arasında nedensellik bağı bulunmadığı, diğer bir anlatımla koruma başlığı takmasının oluşan yaralanma bakımından sonuca etkisinin bulunmadığından hükmolunan tazminattan birlikte kusur nedeniyle indirim yapılmadığı anlaşılmış olup davanın sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; 1-Davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar güvence hesabı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf sebepleri; davacının maluliyetinin dava konusu trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının kesin olarak tespiti gerektiği, müvekkilli kurum tarafından görevlendirilen … Firması tarafından davacıya ait iki adet farklı tarihlerde düzenlenen raporların incelendiği, davacının tedavisine ilişki belgeler baz alınarak yapılam medikal değerlendirme neticesinde, davacı için özürlü sağlık karulu raporunda özür oranı bildiriminde bulunulmuş araz ile davacının geçirdiği trafik kazası arasında illiyet bağının bulunmadığı değerlendirildiğinden davacının maluliyeti hakkında kesin kanaat edinilemediği, bu sebeple öncelikle bu durumun şüpheye mahal vermeyecek şekikle tespit edilmesi gerektiği, maluliyet raporunun usulüne uygun düzenlenmediği, Çalışma gücü ve Meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğinde gösterilen heyette bulunması gereken kişiler tarafından düzenlenmesi gerektiği, maluliyet raporu heyet teşkili ve bizzat muayene olmaksızın düzenlendiğinden hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, kusur raporu hakkaniyete aykırı ve çelişkiler olduğundan ATK üst kuruluna gitmesi gerektiği, kaza sonrası düzenlenen tıbbi evrakları, epikriz raporları ve sağlık kurulu raporu incelendiğinde başvuruya konu kaza neticesinde başvurucuda tespit edilen arazların başvurucunun kaza esnasında kask takmadığını gösterdiği, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, müvekkiline başvuru olmadığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, ayrıca tazminat hesaplamasında PMF tablosunun kullanılması gerektiği aksi halde hesaplamada 1,65 iskonto oranının esas alınması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 29/12/2007 tarihinde davacının, sevk ve yönetimindeki… plaka sayılı motosiklet ile sürücüsü belli olmayan … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu ATK 2.İhtisas Kurulunun 17/12/2021tarihli raporunda tespit edildiği üzere %10,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının, … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve aracın trafik sigortası bulunmadığından Güvence Hesabının sorumlu olduğu iddiasıyla Güvence Hesabı aleyhine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi önem arzetmektedir.Söz konusu konusu bu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/18611 Esas, 2022/787 Karar sayılı ilamı) Eldeki davada, kaza tarihi 29/12/2007 olup, maluliyete ilişkin belirlemenin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan “Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümleri doğrultusunda yapılması gerektiği, ATK 2. İhtisas Kurulunca davacının geçirmiş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi ve gözetilmesi neticesinde düzenlendiği anlaşılan 17/12/2021 günlü heyet raporunun; “Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümlerinden yararlanılarak düzenlendiği, bu nedenle hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi maluliyetin belirlenmesi için rapor düzenleyen konusunda uzman heyetin her olayda ve her durumda ilgili şahsı bizzat muayene etmesinin de gerekmemesine göre, davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinin, istinaf başvuru nedenleri göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 25/05/2022 tarihli, kaza taraflarının kazanın oluşumundaki kusurlarını tespit eden raporun; dosya kapsamına ve kazanın oluşuna ilişkin koşullara uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınarak, dava dışı araç sürücüsünün %90 oranında, davacının % 10 oranında kusurlu kabul edilmesinde bir hata bulunmamasına, ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi nedeniyle bakiye ömür süresini TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirleyen ve teknik faiz uygulanmaksızın progressif rant yöntemi kullanılarak tazminat hesabı yapan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının kask takmadığı kanıtlanmadığı gibi trafik kazası sonucu yaralanması ile kask takmaması arasında nedensellik bağı bulunmadığından, mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamasında hata bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 4.098,60-TL harçtan peşin yatırılan 1.024,65-TL harcın düşümü ile 3.073,95-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/07/2023