Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1123 E. 2023/1024 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1123
KARAR NO: 2023/1024
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2023 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2020/313 Esas
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Yaralanma Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04/07/2000 yılında davalıya ait … plakalı yolcu otobüsünde biletli yolcu olarak seyahat ettiği sırada meydana gelen trafik kazasında hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını belirterek, 200.000,00 TL manevi ve ileride yapılması zorunlu tedavi giderleri için şimdilik 25.000,00TL maddi tazminat ile ekonomik geleceğin sarsılması bakımından şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının maliki olduğu taşınmaz mallara ve mahkemece tespit edilecek diğer mal varlığı değerlerine dava ile talep edilen toplam alacak tutarına yeter miktarda teminatsız ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; (gerekçesi 13/07/2020 tarihli ara kararla açıklanan) tensip 20 no lu ara kararla davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, müteakip davacı vekili tarafından davada koşulların değiştiği belirtilerek 20/06/2022 tarihli dilekçe ile ihtiyati hacze hükmedilmesi isteminde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince 21/06/2022 tarihli ara kararla; davacının iddia ettiği alacağın varlığı ve miktarı ancak yargılamada belirlenebilecek durumda olup vadesi gelmiş borçtan söz edilmesinin mümkün olmadığı, somut olayda dava konusu uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve mevcut delil durumu da dikkat alındığında ihtiyati haciz koşullarının bulunduğu ve davanın yaklaşık ispat edildiği yönünde mahkemede yeterli kanaat oluşmadığı görüşünden hareketle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, dairemizce yapılan inceleme neticesinde 2022/1368 esas, 2022/1222 karar sayılı ve 07/11/2022 tarihli kararla; “taraflar arasında görülen davalar, davacı hakkında ki adli raporlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, esasen ihtiyati hacze hükmedilmesine ilişkin koşullar bakımından yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleştiği anlaşılmakla birlikte, özellikle tarafların yargılamada ki dava koşullarına ilişkin (dertestlik vb) itiraz ve beyanları hakkında henüz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, tarafların dava koşullarına yönelik itirazlarına ilişkin karar verilmesini müteakip ihtiyati hacze hükmedilmesine ilişkin koşulların davacı yararına somut olayda gerçekleştiği gözetilerek, tarafları da mağdur etmeyecek bir biçimde ve uygun gerekçe yazılmak suretiyle, uygun görülecek bir değer üzerinden ve teminatın lüzüm ve miktarı da değerlendirilerek davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddi kararı yerinde değildir” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin ara kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin bu kararından sonra ilk derece mahkemesince alınan 02/02/2023 tarihli ara kararla; (1)Talep konusu alacağın 150.000,00-TL tutarındaki kısmı için ihtiyati haciz talebinin kabulüne,(2)Borçlunun 150.000,00-TL tutarında taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İ.İ.K’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz konulmasına, (3)Kararın 10 gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haczin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, karar verilmiştir. Davacı vekili 20/02/2023 tarihli dilekçesi ile, 16.02.2023 tarihli ıslah neticesinde 06.07.2020 tarihli dava dilekçesinin “Sonuç ve İstem” bölümünün 1 (bir), 2 (iki) ve 3 (üç) numaralı maddelerinin ıslah ettiklerini, toplam dava değerinin 1.200.000,00-TL’ye (bir milyon iki yüz bin Türk Lirasına) yükseltildiğini belirterek, davalının mülkiyetinde yer alan tüm mal ve haklara, talep edilen toplam tutar olan 1.200.000,00-TL’ye ve bu tutara kaza tarihi olan 04.07.2000 tarihinden itibaren işleyen avans faizine yeter miktarda, teminatsız ihtiyati haciz konulmasını karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin ıslahla artırılan miktara göre ihtiyati haciz kararı verilmesi isteminin değerlendirilmesi neticesinde ilk derece mahkemesince alınan 07/03/2023 tarihli ara kararla; “dosyada toplanacak delillerin varlığı da gözetildiğinde ıslah edilen tutar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin dosya kapsamına göre uygun olmadığı, daha önce uygun görülen değer üzerinden bir ihtiyati haciz kararı verildiği” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, ara karara karşı (ilk derece mahkemesince adli yardım sağlanan) davacının avukatı tarafından; ıslah talepleri gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, daha önce ihtiyati haciz kararı verildiği ve ıslah dilekçesi gereğince haciz kararı verilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmek suretiyle, yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava; trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İİK’nın 257.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denilmektedir. Dava konusu zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. (6098 sayılı TBK. m.117). Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Davacı vekili tarafından ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş olup; dosya kapsamındaki belgeler nazara alındığında davacının maddi ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. Davanın ilk açıldığı aşamada ve mevcut aşamasında zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek, yada delillerin tam olarak toplanmadığı, taleplerin yargılamayı gerektirdiği gerekçesine dayanmak hakkaniyetle bağdaşmaz. Davacı tarafın dayanağı raporlara göre davacının kazaya bağlı olarak yaralandığı ve yine 04/07/2000 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıya ait … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, rapor içeriklerine göre de davalıya ait araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu göz önüne alındığında ve bu nedenlerle yaklaşık ispat koşulununda gerçekleştiği değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz istemine ilişkin koşulların somut olayda gerçekleştiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bu durumda; davacının 250.000,00-TL alacak talebi yönünden ihtiyati haciz isteminin 150.000,00-TL ile sınırlı olarak 02/02/2023 tarihli ara kararla kabul edildiği gözetilerek, ıslah ile artırılan dava değerinin ihtiyati haciz istemi değerlendirilmeyen 950.000,00-TL kısmı için davacı yararına ihtiyati hacze hükmedilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması doğru değildir. Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 07/03/2023 tarihli ara kararının kaldırılması, HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince davacının ihtiyati haciz talebinin 950.000,00-TL alacak ile sınırlı olarak kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / Açıklanan nedenlerle, 1/Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabûlüne, İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/313 esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 07/03/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasına, (HMK.m.353/1-b/2)2/İstinaf karar ve ilam harcı, davacıya adli yardım sağlanması sebebiyle alınmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3/İncelemenin dosya üzerinden yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, 5/Davalının 950.000,00-TL tutarında taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz konulmasına, 6/Kararın tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, HMK.m. 353/1-b/2 ve 362/1-f hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/06/2023