Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1114 E. 2023/1555 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1114
KARAR NO: 2023/1555
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2023
NUMARASI: 2022/318 Esas – 2023/144 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Sebebiyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’in, 11/02/2019 tarihinde yolcu olarak bulunduğu, davalıya ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’un sevk ve yönetimindeki … plaka sayılı aracın sebep olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, müvekkillerinin, murislerinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, zararın tazmin edilmesi için davalı şirkete yapılan müracaat neticesinde, müvekkiller için 16/12/2019 tarihinde toplam 244.983,60-TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin yeterli olmadığını belirterek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek değer üzerinden artırılmak kaydıyla şimdilik ayrı ayrı 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek oranda reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine, karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde: müvekkiline yapılan başvuru neticesinde 16.12.2019 tarihinde kendilerine 244.983,60 TL ödeme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu iddialarını kesin suretle kabul etmediklerini, davalı şirket tarafından davacı tarafa sigortalı araç sahibinin kusuru oranında 244.983,60 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin başkaca sorumluluğunun bulunmadığını, müteveffanın araçta yolcu konumunda olduğunu ve hatır için taşındığını, müterafik kusur olması nedeni ile hatır indiriminin daha fazla olması ve indirim yapılması gerektiğini belirterek, usul ve esasa ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamam sonunda; “11.02.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçeli aracın sürücüsü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, vefat edenin kusursuz olduğu, davacı …’in talep edebileceği maddi zararının 85.751,95 TL, davacı …’in talep edebileceği maddi zararının 42.875,98 TL, temerrüt başlangıcının 16.12.2019 kısmi ödeme tarihi olduğu” gerekçesi ile; Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulüne, davacı … için 85.751,95-TL, davacı … için 42.875,98-TL olmak üzere toplam 128.627,93‬-TL destekten yoksun kalma tazminatının, 16/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek reskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; Sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu iddialarının doğru olmadığı, mahkeme tarafından hiçbir inceleme yapılmaksızın ceza dosyasındaki evraklar üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu, davada zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve eki olan “TRH 2010 tablosu” ve 1,8 teknik faiz uygulanması gerektiği, müvekkili tarafından davacıların hak etmiş oldukları tazminatın hesaplandığı ve kendilerine ödeme yapıldığı, yapılan ödeme ile müvekkilinin bir sorumluluğu kalmamasına rağmen aleyhe hüküm kurulmasının hatalı olduğu, mahkeme tarafından bakiye poliçe limitinin yanlış hesaplandığı, kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMMS poliçe limitleri ölüm halinde 360.000,00 TL olup davacılara yapılan 244.983,60 TL’lik ödeme çıkarıldığında bakiye poliçe limiti 115.016,40 TL kalmasına rağmen 145.016,40 TL tutarındaki bakiye teminat limiti olduğu kabul edilerek garameten hesaplama yapıldığı, kabul anlamına gelmemesi kaydıyla bir hesaplama yapılacak ise de kalan bakiye teminatı olan 115.016,40 TL üzerinden hesaplama yapılması gerekirken fazla hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, mahkemece aleyhe bir karar verilmesi halinde dahi davacının araçta yolcu olduğu açıkça ortada olduğundan hatır taşıması indirimi yapılmamasının hatalı olduğu, davacılar lehine faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, faize hükmedilecek ise bunun faiz yasal faiz olması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacıların murisi …’in; yolcu olarak bulunduğu, davalıya ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’un sevk ve yönetimindeki … plaka sayılı aracın karıştığı 11/02/2019 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiği, meydana gelen trafik kazasının oluşumunda sürücü …’un kusurlu olduğu ve davalı tarafından daha önce ödenen tazminatın yetersiz olduğu iddiasıyla, aracın sigortacısı aleyhine destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemiyle eldeki davanın açıldığı, anlaşılmıştır. (1)Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ceza dosyasında hükme esas alınan kusur raporu ile bu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu birbiriyle uyumlu olup, 07/11/2022 tarihli raporun taraf ve yargı denetimine açık, yeterli ve ceza dosyasında kabul edilen maddi vakıaya uygun olmasına, raporun somut olayın özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olması nedeniyle hükme esas alınarak sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunun kabul edilmesinde bir yanılgı bulunmamasına, ceza dosyası içeriğinden davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmış ise de; taşımanın davacı yararına olduğunun ispat edilememiş olması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik olmamasına, sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde yapılan kısmi ödeme tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilerek temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmasına, TRH 2010 yaşam tablosuna göre progressif rant yöntemi uygulanmak suretiyle düzenlendiği anlaşılan raporun, güncel yargısal içtihatlara uygun olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir. (2)Ne var ki; aracın hususi otomobil olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerekirken reoskont faizine hükmedilmesi hatalı olduğu gibi poliçe limitinin 360.000,00-TL olması, davalı sigorta şirketince yapılan 244.983,60-TL ödeme düşüldükten sonra poliçe limitinin 115.016,40-TL kalması ve bu miktar üzerinden garameten hesaplama yapılması gerekirken 145.016,40-TL limit üzerinden hesaplama yapılması da hatalı olmuştur. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazları yerindedir.Sonuç olarak; yukarıda (1) nolu maddede açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddi, (2) nolu maddede açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması suretiyle, (yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek bir noksanlık bulunmadığı gözetilerek) HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince ilk derece mahkemesinin kararında taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturan hususlara dokunulmaksızın ve usuli kazanılmış haklara riayet edilmek suretiyle esas hakkında yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2023 tarih ve 2022/318 Esas 2023/144 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun; yukarıda (1) nolu maddede açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine, (2) nolu maddede açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, a/İstinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya iadesine, b/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c/İstinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin takdiren istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 2/İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2023 tarih ve 2022/318 Esas – 2023/144 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a/Asıl ve ıslahla açılan davanın KISMEN KABULÜNE, davacı … için 68.009,20-TL, davacı … için 34.010,35-TL olmak üzere toplam 102.019,55-TL destekten yoksun kalma tazminatının, 16/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin ise REDDİNE, b/Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 6.968,95-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL ıslah harcı 432,50-TL olmak üzere toplam 513,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.455,75-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, c/6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, d/Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin harç, 11,50-TL vekalet harcı, 432,50-TL ıslah harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 111,75-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 2.717,15-TL yargılama giderinin davanın kabul edilen bölümü üzerinden hesaplanan 2.280,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, e/Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, f/Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 20.294,19-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, g/Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine, 3/Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.05/10/2023