Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2023/1076 E. 2023/1669 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1076
KARAR NO: 2023/1669
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2023
NUMARASI: 2019/621 Esas – 2023/217 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru neticesinde 06/09/2013 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vekil edenin ağır biçimde yaralanarak iş göremez hale geldiğini, davalı …na yapılan başvurudan ise teminat limiti olan 250.000,00-TL’nin müvekkiline ödenmesi gerektiği halde, böyle bir ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü beyanla; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL sakatlık (-iş göremezlik) tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte …ndan tahsiline karar verilmesini istemiş, 10/03/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 209.987,64-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevabında özetle; … plaka sayılı aracın neden olduğu trafik kazası nedeniyle, davacının kuruma yaptığı başvuru sonucunda yolcu konumunda bulunan davacının hatır için taşındığı ve koruyucu tertibat ve kask kullanmadığı gözetilerek 09/04/2014 tarihli ekpertiz raporu ile de belirlenen 65.444,00-TL tazminattan %50 oranında indirim yapılarak 24/09/2014 tarihinde 32.732,00-TL ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, dolayasıyla …nın bakiye bir sorumluluğunun kalmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca davacının kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen sürücü hakkında şikayette olmaması gözetildiğinde TCK nun 73/7madde hükmü uyarınca bu davayı açma hakkı da bulunmadığını; …nın sorumluluğuna gidilecek olur ise de kusuru ve maluliyetin usulüne uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, kaza sırasında kask takmadığı anlaşılan davacının müterafik kusurlu bulunduğu ve hatır için taşındığının da belirlenecek tazminat miktarında dikkate alınmasını istediklerini, ayrıca temerrüt hali de oluşmadığından davacının faiz talep edemeyeceği gibi ve avans faizi isteğinin de yersiz bulunduğunu savunmuştur.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, zorunlu trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı motorsikletin 06/09/2013 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak %53 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu, yolcu konumunda bulunan davacının kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza anında davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu ileri sürülmekte ise de, davacının maluliyetine esas yaralanmasının baş ve boyun bölgesinde olmaması nedeniyle kask takıp takmamasının sonuca bir etkisi olmayacağından müterafik kusurlu da sayılamayacağı, bu karşılık davacının araçta hatır için taşınması nedeniyle beklirlenen tazminattan, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği görüşünden hareketle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen tazminat miktarından %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle; -Davanın kısmen KABÜLÜ ile; 167.990,12 TL’nin 28/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verildiği, Karara karşı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairece yapılan istinaf incelesi neticesinde özetle; davacının maluliyetine ilişkin belirlemenin, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerektiği, ayrıca kaza tarihinde askerlik çağında olduğu anlaşılan davacının doğru yönetmelik hükümlerine göre belirlenecek maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin, gerekirse ilgili askerlik şubesinden sorularak belirlenmesi, oluşan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde, askerlikte geçirilecek sürede gelir elde edemeyecek davacı için askerlik süresi dahil edilmeden yapılacak hesaplama sonucunda, davacının uğradığı gerçek zarar kapsamının belirlenmesi gerektiğine işaret edilerek, ilk derece mahkemesince verilen kararı HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılması cihetine gidildiği ve dairece verilen 24/10/2019 gün 2017/2261E.-2019/3735K.sayılı kaldırma kararından sonra; dosyanın ilk derece mahkemesinin 2019/621 esasına kayıtlandığı anlaşılmıştır. Kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, İBAM Kararı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı yeniden değerlendirilerek; kaldırma kararından sonra Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan temin edilen raporda, davacının geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde %70 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin de 18 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, davalının itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’nca düzenlenen 02/09/2021 tarihli raporla, bu belirlemenin teyit edildiği, Tokat Askerlik Şubesi’nin 27/01/2022 günlü cevabi yazıdan da anlaşılacağı üzere, bu maluliyetin askerliğe engel teşkil edeceğinin belirlendiği, kaldırma kararından sonra bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/03/2022 günlü aktüer raporda; davacının uğradığı sürekli maluliyet zararının önceki kararda hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle 611.606,07-TL olduğu ve bu zarardan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığında, talep edilebilecek maddi zararın 458.704,56-TL bulunduğu sonucuna varıldığı ve davalının itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 14/06/2022 günlü ek raporda da; davacıya 24/09/2014 tarihinde ödenen 32.772,00-TL tazminatın güncellenmiş halinin düşülmesi ile davacının bakiye zararının 418.684,11-TL olacağı bildirilerek ve kaza tarihi itibariyle …’nın sorumluluk limitinin 250.000,00-TL olduğu, bu limitin 32.772,00-TL’sinin tüketildiği gözetildiğinde; davacının …’ndan talep edebileceği bakiye tazminat miktarının 217.228,00-TL olacağı açıklanmış ise de; “…istinaf ilamından önceki yargılama sırasında davacı vekili tarafından davanın ıslah edildiği, 10/03/2017 tarihli ıslah dilekçesinde kalıcı maluliyet tazminatı isteminin 209.987,64 TL’ye yükseltildiği, mahkememizce bu tutardan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak netice itibariyle 167.990,12 TL tazminata hükmedildiği, davacının davalı … açısından 217.228,00 TL tazminata hak kazandığı ve mevcut ıslah talebi (209.987,64 TL) nazara alınarak ıslah dilekçesindeki istemi doğrultusunda (209.987,64 TL) davasının kabulüne karar verilmesi gerekir ise de; Önemle vurgulanmalıdır ki, mahkememizce istinaf ilamı öncesinde verilen hükme karşı yalnızca davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bu nedenle istinaf ilamından sonra artık davalının aleyhinde hüküm verilmesinin imkansız olduğu, aleyhe hüküm verme yasağı ilkesi uyarınca önceki hükme karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı lehine ilk kararda belirtilen tazminat tutarından daha yüksek miktarda tazminata hükmedilmesinin mümkün olmaması karşısında (kaldırma öncesindeki ilk hüküm gibi ) davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … için 167.990,12 TL maddi tazminatın 28/08/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, (hatır taşıması nedeniyle yapılan indirimden yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca davalı lehine vekalet ücreti verilmemesi gerekir idi, ancak önceki hükümde indirim yapıldığı halde vekalet ücreti verilmiştir. Bu yönde davacının istinaf istemi bulunmadığından vekalet ücreti yönünden de davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.) dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle; -Davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; -Davacı … için 167.990,12 TL maddi tazminatın 28/08/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; yolculuk edilen aracın cinsi gözetildiğinde, koruyucu terdibat kullanmayan davacının müterafik kusurlu sayılması ve belirlenen tazminatta müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bunun yapılmamış olmasının hatalı olduğu, ayrıca kaldırma kararından sonra temin edilen maluliyet raporunun da uygun yönetmeliklere göre düzenlenmediğinin karar yerinde gözetilmediği, bu nedenle ilk yargılama sırasında alınan sürekli iş göremezlik raporundan daha yüksek maluliyet oranı belirleyen raporu itibar edilmesinin isabetsiz bulunduğu ve dava öncesinde yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan miktardan düşülmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının doğru olmadığı gibi yapılan ödemenin yapıldığı tarih itibariyle yeterli bir ödeme niteliği taşıdığının da dikkate alınmadığı, keza hesaplamanın PMF Yaşam Tablosu ve teknik faiz uygulanarak yapılması gereği üzerinde de durulmadığı, faiz başlangıç tarihinin de hatalı belirlendiği hususlarına yöneliktir.Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkartılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle dairece verilen kaldırma kararı gözetilerek, söz konusu bu karar doğrultusunda işlem ve araştırma yapılarak karar verildiğine ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maliyet İşlemleri Yönetmeliği ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ndeki konuya ilişkin farklılıkların ve sebeplerinin gösterilmesi suretiyle, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nca düzenlendiği anlaşılan, geçerli yeterli nitelikteki raporların, usulü kazanılmış hakka halel gelmeyecek biçimde benimsenmiş olmasında bir yanılgı tespit edilememesine, kaldırma kararından sonra temin edilen aktüer bilirkişi kök ve ek raporlarında, Yargıtay’ın güncel uygulamalarına uygun şekilde TRH Yaşam Tablosu ve Prograsif Rant Uygulaması ile %70 maluliyet oranı üzerinden, kaldırma kararı öncesi hükme esas alındığı anlaşılan rapor tarihi itibariyle hesaplama yapılması ve buna göre davacının davalıdan talep edebileceği azami sürekli iş göremezlik zararının 217.228,00-TL olacağına ilişkin belirleme ve değerlendirmelerde de istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre bir isabetsizlik mevcut olmamasına, ayrıca kazaya sebebiyet veren motosiklette yolcu olarak bulunan davacının, kaza anında kask takmadığı ve koruyucu ekipman kullanmadığı anlaşılmakta ise de; kask hariç diğer koruyucu ekipmanların kullanılması bakımından yasal bir zorunluluk olmadığı ve davacının yaralanmasının niteliği gözetildiğinde kask takıp takmamasının da sonuca bir etkisi olmayacağı anlaşıldığından, mahkemece müterafik kusur indirimi cihetine gidilmeyerek karar verilmiş olması doğru olduğu gibi davalı … tarafından yapılan ödemede esasen zarar miktarının 65.440,00-TL olduğu kabul edildiği halde %50 oranında indirim yapılarak 32.732,00-TL ödeme yapıldığı değerlendirildiğinde böyle bir ödemenin gerçek zararı karşılama bakımından yetersiz olduğunun da belirgin bulunmasına ve yapılan başvuruya rağmen zararın tam olarak giderilmediği gözetildiğinde, dava tarihinden önce temerrüt halinin oluştuğu konusunda duraksama olmadığına göre; mahkemece hüküm altına alınan tazminat miktarına doğru biçimde belirlenen temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmiş olmasında da bir isabetsizlik tespit edilememiş olması karşısında davalı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 11.475,40-TL harçtan, peşin yatırılan 2.869,00-TL harcın düşümü ile bakiye 8.606,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023