Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/993 E. 2022/1446 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/993
KARAR NO: 2022/1446
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2021
NUMARASI: 2015/966 Esas – 2021/713 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 01/07/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin 11/03/2014 tarihinde Amasya/Taşova karayolunda davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu minibüsünün, yoldan çıkıp devrilip takla atması sonucunda sol ayağında doku kopması şeklinde ciddi zarar görerek yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle halen ayağa kalkamadığını, tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin 49 yaşında 1.500,00 TL maaş ile fırında çalışan bir işçi olduğunu, tedavisinin halen devam ettiğini, heyet raporu sonucu maluliyetinin belirlenmediğini, maddi zararlarının yanı sıra olay nedeni ile müvekkilinin acı elem ve ıstırap duyduğunu, kaza ile ilgili Amasya Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/196 esas sayılı dosyası ile açılan kamu davasında …’in cezalandırıldığını, dosyanın temyiz aşamasında halen devam ettiğini, müvekkillerine çarpan aracın işleteninin … olduğunu ve davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olduğunu, sigorta şirketine 18/11/2014 tarihinde PTT aracılığıyla ihbar ve ihtar edildiğini, 20/11/2014 tarihi itibariyle 8291916 nolu dosyanın oluşturulduğunu ancak sigorta şirketinin herhangi bir bedel ödemeyerek temerrüte düştüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.500,00-TL tedavi bakım gideri, 2.000,00-TL ulaşım gideri, 40.000,00-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 45.500,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/03/2014’den itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı …’nin yaralanma halindeki belirlenen mali mesuliyet sigortası sözleşme bedelinin 20/03/2014 tarihinden itibaren temerrüt faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava, bu mahkemenin görevsizlik kararı sonrası İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/966 esasını almıştır. Davalı asil … cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davalılardan … ve …’nin adreslerinden anlaşılacağı üzere Amasya’da ikamet ettiklerini, diğer davalı … şirketinin ise Amasya’da şubesinin olduğunu, dava konusu olayın da Amasya’da meydana geldiğini, davanın yetki yönünden reddi ile yetkili Amasya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, olayda kendisinin bir kusurunun olmadığını, olay günü araç sahibi … yorgun olduğu için minibüsü kendisinin kullanmasını istediğini, kendisi en fazla 70 km. hızla gittiğini, aracın aniden sağa çektiğini ve kontrolden çıktığını, davacı taraf, yaralanma, tedavi süreci gibi konularda abartılı beyanlarda bulunarak aşırı ölçüde maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunduğunu, kazayı bahane ederek bir servet edinme yolunu seçtiğini, gerçek dışı, maddi dayanaklardan yoksun giderler veya gereksiz masrafların talep edildiğini, davada sıfatı olmayanlar için bile manevi tazminat istediğini belirterek, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu, kaza tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki diğer davalı … adına tescilli … plakalı aracın 30.09.2013 – 30.09.2014 tarihleri arasında müvekkili sigorta şirketince Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketinin sorumluluğunun, kazaya karışan her iki aracın poliçesi üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçelerde yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçeler üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin azami miktar ile sınırlandırıldığını belirterek, itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine, dava konusu araca ait kaza tarihini kapsayacak nitelikte Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısının olması halinde bahsi geçen kanunda sıralı bir sorumluluğun düzenlenmiş olduğundan öncelikli olarak Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulmasına, Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı olmaması halinde ise yolcu taşımacılığı yapılmasına rağmen bu sigortanın yaptırılmamış olması nedeniyle söz konusu poliçe limitleri dahilinde “…na” davanın ihbarına, karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;”Davalı … vekilinin ise UYAP üzerinden sunduğu dilekçesinde; davacı tarafla sulh protokolü yapılarak anlaşmaya varıldığını, davacı vekili yapılan protokole istinaden davadan feragat ettiğini, davanın feragatinden ötürü davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davanın feragat nedeniyle müvekkili şirket açısından reddine dair karar verilmesini talep etmiştir. HMK 307-315 maddeleri gereğince davadan feragat davaya son veren taraf işlemi olup hüküm ifade etmesi karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Bu nedenlerle davanın davalı … yönünden feragat nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 11/03/2014 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın davalı sürücüsü …’in asli ve tek kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29.12.2014 tarihli raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 07/09/2021 tarihli rapora göre kaza neticesinde davacıda % 37,2 oranında maluliyetinin oluştuğu ve iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, yargılama sürecinde davacı vekili tarafından davalı … yönünden davadan feragat edildiği, kaza neticesinde davacıda meydana gelen maluliyet durumu dikkate alınarak, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 2.586,18 TL’nin, davacı lehine davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 9.667,20TL’nin, tedavi gideri tazminatı talebinin kabulü ile 3.500,00-TL’nin, ulaşım ve yol gideri tazminatı talebinin kabulü ile 2.000,00TL’nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, yine kaza neticesinde davacıda meydana gelen maluliyet durumu dikkate alınarak davacı lehine manevi tazminat koşullarının da oluştuğu anlaşılmakla, olayın oluş şekli, davalıların kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi de gözetilerek; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00-TLmanevi tazminatın, davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesi ile; A-Davalı … yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, B- Davalılar … ve … yönünden; 1-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ ile 2.586,18 TL’nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ ile 9.667,20TL’nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacının tedavi gideri tazminatı talebinin KABULÜ ile 3.500,00-TL’nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacının ulaşım ve yol gideri tazminatı talebinin KABULÜ ile 2.000,00TL’nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile 25.000,00-TL’nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı … vekili ile davalı …Ş vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hükme esas alınan 29.12.2014 tarihli raporunun hatalı olduğu, kusur oranları belirlenirken kazanın meydana geldiği yerdeki fiziksel şartlar ile davacının müterafik kusurunun yeterince incelenmediği, davacının kendi müterafik kusuru (emniyet kemeri takmama) ile zararın artmasına sebebiyet verdiği, maddi tazminat ile ilgili rapordaki hesaplamalar ve değerlendirmelerin hatalı olduğu, dava dilekçesinin sonuç kısmında 45.500 TL maddi tazminatın ve 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep edilmiş olup talebin geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, ulaşım ve yol gideri olarak sınıflandırılmadığı halde davacıya süre verilerek davasını aydınlatması talep edilmesi gerekirken bunun yapılmaması ve hükmedilen ulaşım giderleri ve tedavi giderlerine ilişkin belge sunulmamasına rağmen bunlarla ilgili hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, mahkemece manevi tazminat talebi kısmen kabul edilmesine rağmen manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği müvekkili … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; müvekkili sigorta şirketinin 05.12.2017 tarihinde imzalanan sulh protokolü neticesinde 180.500,00 TL ödeme ile maddi zarar sorumluluğunun gereğini yerine getirdiğini, davacı vekilinin de protokol uyarınca müvekkili sigorta şirketi, sigortalısı ve sigortalı araç sürücüsü açısından maddi tazminat talebinden feragat ettiği, her ne kadar sulh protokolünde davacının mahkemede görülmekte olan davadan feragat ettiği, başkaca bir talebi olmayacağı protokol içeriğinde bulunuyor olsa ve davacı taraf vekilleri söz konusu protokolü imza edip maddi tazminat taleplerinden feragat edeceklerini kabul etmiş olsa da davada sadece müvekkili şirket açısından feragat edildiği, müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki davadan feragat edilmesi diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşıdığı ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalının da sorumluluktan kurtulduğu, müteselsil sorumlu … ve sigortalı araç sürücüsü … açısından davanın da reddedilmesi gerekirken aleyhlerine hüküm kurulmasının isabetsiz ve kanuna aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, ulaşım gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 11/03/2014 tarihinde işleteni … olan davalı …’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu minibüsünün, yoldan çıkıp devrilip takla atması sonucunda minibüste yolcu olarak bulunan davacının ATK 2.Üst Kurulunun 04/10/2018 tarihli raporunda tespit edildiği üzere %37,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının kusurlu oldukları iddiası ile kazaya karışan aracın işleteni, sürücüsü ile trafik sigortacısı aleyhine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, ulaşım gideri ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. (1)Dosya kapsamından; kaza sonrası sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, ancak herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine eldeki davanın açıldığı, ancak yargılama sürerken 05/12/2017 tarihinde davacı ile davalı … arasında “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belge düzenlendiği, davacıya 180.500,00 TL ödeme yapıldığı, davacı vekilinin sözleşmenin yapılmasını müteakip 7 gün içerisinde davalı … lehine feragat edeceğinin sözleşmede kararlaştırıldığı, davacı vekilinin davalı … ile ilgili davadan feragat ettiğini mahkemeye bildirdiği ve ilk derece mahkemesince de davalı … ile ilgili davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Ancak, sulh protokolünün son paragrafının “… Sigorta A.Ş’nin poliçeden kaynaklı sorumlu olduğu tüm asıl alacak, tüm ferileri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti kendilerine ödendiğinden, anlaşma konusu dava nedeniyle … Sigorta A.Ş. ve sigortalısını, maddi tazminat yönünden gayrikabili rücu ibra ettiklerini ve her ne nam altında olursa olsun başka hiçbir alacakları kalmadığını kabul, beyan ve taahhüt etmektedirler” şeklinde olduğu, BK.nun 147/2 maddesi gereğince alacaklı, diğerlerinin zararına olarak müteselsil borçlulardan birinin vaziyetini iyileştirdiği takdirde bu fiilin sonuçlarına şahsen katlanması gerektiği, davacı, müteselsil sorumlulardan sigortacı hakkındaki davadan feragat ederek diğer sorumlu şirket hakkındaki davadan feragat edilen sürücüye kusuru oranında rücu hakkını ortadan kaldırmış olduğundan, müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki davadan feragat edilmesi diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsül feragat niteliğini taşıdığından ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalılar da sorumluluktan kurtulmuş olduklarından, müteselsil sorumlu işleten ve sürücü hakkındaki davanın da maddi tazminat yönünden reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup bu husustaki istinaf başvurusu yerindedir.Hemen belirtilmelidir ki; Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, somut olayda olduğu gibi davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp, davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat beyanında bulunulmuş, esasen sulh kapsamında alacağına kavuştuğu için dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, feragat nedeniyle davanın reddi kararı isabetli değil ise de, bu husus istinaf başvuru sebepleri arasında bulunmadığından değinilmekle yetinilmiş ve dairemizce verilecek kararda da, kararın bütünlüğü açısından ilk derece mahkemesinin kararı doğrultusunda hüküm oluşturulması gerektiği değerlendirilmiştir.(2)Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durum, davacıdaki yaralanmanın niteliği (%37,2 oranında malul kalması) tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının yerindedir. Bu nedenle davalı … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır.(3)Ancak, davacının manevi tazminat talebinin 100.000,00-TL olmasına ve mahkemece 25.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine rağmen reddedilen manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması hatalı olup, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir.Hal böyle olunca da; davalı … vekilinin yukarıda (1) ve (3) nolu madde kapsamı dışında kalan istinaf başvuru nedenlerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince tümden reddine, istinaf eden davalılar vekillerinin (1) ve (3) maddede yazılı istinaf başvuru nedenlerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ancak yanılgılı değerlendirme ve uygulamanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince, yanılgılı hususları düzeltilmesi suretiyle aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) ve (3) nolu maddede yazılı hususlar hariç olmak üzere diğer tüm istinaf başvuru nedenlerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince tümden reddine, davalı … vekilinin (1) ve (3) nolu maddede açıklanan hususlarda, davalı … vekilinin (1) nolu maddede açıklanan hususta istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KABULÜNE, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, b/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, c/İstinaf eden taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren kendi üzerilerinde bırakılmasına, 2/İstinaf istemine konu olan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2021 gün ve 2015/966 Esas – 2021/713 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a/Davalı … yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, b/Müteselsil sorumlu işleten davalı … ve davalı sürücü … hakkındaki davanın da maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle reddine, c/Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile 25.000,00-TL manevi tazminatın 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den tahsili ile davacıya verilmesine, d/Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.707,75-TL harçtan peşin alınan 496,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.210,79-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … alınıp hazineye gelir kaydına, e/Manevi tazminat davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten alınıp davacıya verilmesine, f/Reddedilen manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, g/Davacı tarafından yapılan 2.574,15-TL (posta/tebligat/bilirkişi ücreti)’den kabul ve red durumuna göre davalılar …’nin ve …’in hissesine düşen 643,54-TL ile 528,76-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 1.172,30-TL’nin davalılar … ve …’ten alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, h/Davalı … tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 12,50-TL’sinin davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine, 3/Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda manevi tazminat yönünden kesin, maddi tazminat yönünden HMK’nun 361 madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2022