Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/964 E. 2022/924 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/964
KARAR NO: 2022/924
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2022
NUMARASI: 2021/488 Esas 2022/183 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması
üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; 26/08/2011 kaza tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile kırmızı ışıkta beklerken, davacıların işleteni, sürücüsü ve ZMM sigortacı olduğu … ve … plaka sayılı çekici ve dorsesinin müvekkilinin aracına arkadan çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada davacı müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davacı müvekkilinin yaralanmasına bağlı olarak İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/751 esas sayılı kararı ile 1.000,00 TL nin davalılardan tahsiline karar verildiğini, bu davayı hüküm altına alınmayan tazminat miktarları için ek dava niteliğinde açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı olmak üzere-belirsiz alacak davası- 4.114,57 TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; dosyada arabuluculuğa başvurulduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, bu hususta davacı vekiline verilen sürede de arabuluculuk tutanağının sunulmadığı, davanın 03/08/2021 tarihinde, 7155 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı, dava açılmadan önce 7155 sayılı kanun gereğince arabuluculuğa başvurulmadığı görüşünden hareketle; davanın 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Açılan davanın hem sigorta şirketi, hem aracın işleteni olan şirket, hemde sürcü gerçek şahsa karşı açıldığı, bunlardan sigorta şirketi için arabuluculuk dava şarttı olarak kabul edilse dahi, diğer davalılar için arabuluculuk dava şartının bulunmadığı, arabuluculuğa tabi olmayan kişilerin davası içinde arabuluculuk başvurusu dava şartı imiş gibi karar verilmesinin hatalı olduğu, en azından sigorta şirketi dışında ki davalılar yönünden davaya devam edilmesi gerekirken arabuluculuk dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, açılan dava da zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından ihtiyari arabuluculuk hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, kabule göre de bütün davalılar için tek sebep ile dava reddedildiği halde tek vekalet ücretine karar verilmemesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Elde ki dava, trafik kazasında bağlı yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu kaza 26/08/2011 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 03/08/2021 tarihinde açılmıştır. Davacı …, haksız fiilden kaynaklanan maddi zararlarını müştereken ve müteselsilen sürücü, işleten ve sigorta şirketinden talep etmektedir. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ve aleyhlerine açılan davalar birbirinden bağımsız olduğundan, dava şartlarının (-arabuluculuk vb-) her bir davalı açısından ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasının 4.cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir.TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda (-Türk Ticaret Kanunu’nda-) öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası aynı yasanın 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, zarar gören üçüncü kişi tarafından zarar verenin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine açıtığı davalar TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava kapsamında kalmaktadır. Eldeki davanın 03/08/2021 tarihinde açıldığı, dosya kapsamından davacının; ZMM sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ bakımından arabulucuya başvurmaksızın dava açtığı, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketi yönünden açılan dava hakkında, dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde haksız fiil sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesinde de araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiştir. Davalı … Limited Şirketi hakkında KTK’nın 85.maddesi uyarınca araç işleteninin sorumluluğuna dayanılarak dava açılmış olup anılan davalı tacir ve araçta ticari araç ise de, davacının gerçek kişi olması, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanıp TTK’da düzenlenen bir hususa ilişkin olmaması nedeniyle davalı işleten yönünden de nispi yada mutlak ticari davadan söz edilemez. Bu nedenle mahkemece davalı … Ticaret Limited Şirketi yönünden zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Davalı sürücü …’a yönelik açılan dava TTK’nın 4.maddesinde sayılan ticari davalardan olmayıp uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketi hakkında, davacının TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığından, bu davalılar aleyhine açılan davanın elde ki davadan tefrik edilerek yargılamaya devam edilmesi, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise zorunlu arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmayan davalı gerçek kişi ve … Ticaret Limited Şirketi şirketi yönünden de yazılı olduğu şekilde usulden red kararı verilmesi doğru olmamıştır. (-bkz İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi’nin 2020/1422 esas, 2020/3561 karar sayılı ve 22/10/2020 tarihli kararı-) Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacının istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/06/2022