Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/948 E. 2022/760 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/948
KARAR NO: 2022/760
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2022
NUMARASI: 2021/189 Esas 2022/268 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminatın Rücuen Tahsili İçin Başlatılan İcra
Takibine İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalıya ait … plakalı, kazanın meydana gelmesinde kusurlu firari sürücü sevk ve idaresindeki aracın; sigortalı araca arkadan çarpması ve bu etkiyle sigortalı aracında öndeki araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde sigortalı araçta meydana gelen 9.580,16 TL hasar bedelinin 04/03/2019 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bu ödemeyle birlikte davacı sigortacının TTK’nın 1472.maddesi hükmü gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalının … plakalı aracın işleteni olması nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davacı tarafından sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı kaza tarafı aracın müvekkili … San ve Tic A.Ş. adına kayıtlı olduğunu, ancak kazanın gerçekleştiği 25.01.2019 tarihini de kapsar şekilde araç kiralama faaliyetiyle iştigal eden müvekkil tarafından uzun dönem araç kiralama sözleşmesi kapsamında … Tic. A.Ş.’ye kiralandığını, … plakalı aracın, uzun dönem araç kira sözleşmesi kapsamında 01.11.2017 tarihinde kiracı şirketin yetkilendirdiği ve araç kullanıcısı olarak belirlenen …’a teslim edildiğini, böylelikle … Tic. A.Ş’nin anılan araç kiralama sözleşmesi hükümleri kapsamında 36 ay boyunca kullanmak üzere aracın zilyetliğini devralarak “aracın işleteni” haline geldiğini, hal böyle olunca da eldeki dava yönünden müvekkilinin işleten sıfatının bulunmaması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davalının işleten sıfatının bulunmaması nedeniyle eldeki dava yönünden kendisine husumet yöneltilemeyeceği görüşünden hareketle, davanın; pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Güncel yargısal içtihatlarla da tespit edildiği üzere, işletenin kim olduğu hususunun kayıt maliki ile işleten olduğu iddia edilen arasında ki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, bu hususun 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceği, hal böyle olunca da kayıt maliki aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Görülmekte olan dava; kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Kazaya karışan … plaka sayılı aracın, kaza tarihinde davalı … San ve Tic A.Ş. adına kayıtlı olduğu tarafların kabulünde olup, bu husus dosya kapsamından da anlaşılmaktadır. Davacı tarafça da bu husus gözetilerek kayıt maliki aleyhine işleten sıfatıyla icra takibi yapılmış ve eldeki dava açılmıştır. Davalı vekili tarafından; kaza tarafı … plaka sayılı aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile 3.şahsa kiralandığı ve bu suretle davalı müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığı iddiasında bulunmuştur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmektedir. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Somut olayda davalı araç maliki, aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile dava dışı başka bir şirkete kiralandığını savunmuş ve buna ilişkin olarak da davalı ile dava dışı … Tic. A.Ş arasında imzalanan 36 ay süreli araç kiralama sözleşmesini ibraz etmiştir. İbraz edilen sözleşmeye göre; kira süresi 36 ay olup, davalı tarafça delil olarak sunulan, 3.kişiye aracın teslimine ilişkin 01/11/2017 tarihli belgeden de anlaşılacağı üzere 01/11/2017-01/11/2021 tarihleri arasını kapsamaktadır. Dava konusu trafik kazası, kiralama sözleşmesine ilişkin dönem içinde 25/01/2019 tarihinde gerçekleşmiştir. Yine davalı tarafça sunulan araç teslim belgesi, makbuz ve vergi kayıtlarına göre kiralanan araç … plaka sayılı, kazaya karışan araçtır. Yine makbuz ve vergi kayıtlarından kiralama bedelinin ne olduğu açık olup, dosyaya ibraz edilen kayıt ve belgelerden anlaşılacağı üzere bu kiralama bedellerinin kiralayan tarafından araç maliki şirkete ödendiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinin, toplanan deliller ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de gözetilmek suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, araç maliki davalı tarafından kaza tarihini de kapsayacak şekilde kaza tarafı aracın uzun süreli kira sözleşmesi kapsamında 3. şahsa teslim edilmesi ve bu suretle davalının işleten olmaması nedeni ile aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti olmaması nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü gereğince reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca, 1/Usûl ve yasaya uygun, başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince reddine, 2/Alınması gerekli istinaf karar ve ilam harcı istinaf başvurusu sırasında alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3/İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.02/06/2022