Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/845 E. 2022/1163 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/845
KARAR NO: 2022/1163
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2022
NUMARASI: 2021/953 Esas 2022/191 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/03/2019 tarihinde müvekkilinin aracının dava dışı kişiler tarafından silahla gasp edildiğini, akabinde araca ciddi zarar verildiğini, müvekkilinin vakit kaybetmeden şahıslardan şikayetçi olduğunu, davalı kuruma ihbarda bulunduğunu, davalı kurumun olay hakkında hasar dosyası açtığını, aracı teslim alarak expertiz raporu düzenlediğini, aracı otoparka bıraktığını, müvekkilinin aylarca aracının poliçe teminatları kapsamında tamir edilmesini beklediğini, aracın tamir edilmemesi ve müvekkilinin çabasının sonuç vermemesi üzerine müvekkilinin aracını otoparktan alarak kendi imkanları ile tamir ettirip sattığını, müvekkilinin davalı kurumu arayıp hasar dosyasının akıbetini sorduğunda kendisini evrak eksiği var şeklinde cevap verildiğini ve oyalandığını, müvekkilinin aracın tüm parçalarını, eksikliklerini, yediemin ücretini ve işçilik ücretini kendi cebinden ödeyerek aracını yaptırdığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL maddi zararın avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın ve hasarın meydana geldiği tarihin 11/03/2019 ve işbu davanın 17/11/2021 tarihinde açılmış olması sebebi ile 2 yıllık zamanaşımının geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…Somut olayda; hasara sebebiyet veren gasp olayının 11.03.2019 tarihinde gerçekleştiği, davacının gasp olayına ilişkin verdiği savcılık ifadesinin 21.03.2019 tarihli olduğu, sigorta eksper raporunda ihbar tarihinin 22.03.2019 tarihi olduğu görülmekle, rizikonun sigorta şirketine ihbar tarihi 22.03.2019 olarak kabul edilmiştir. Bu halde zamanaşımı süresi ihbar tarihi olan 22.03.2019’dan 45 gün sonra yani 06.05.2019 tarihinde başlayacak, bu alacağa ilişkin zamanaşımı süresi ise iki yıl sonra 06.05.2021 tarihinde sona erecektir. Bununla birlikte; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 1/5/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/6/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.” düzenlemesi kapsamında, dava konusu zamanaşımı süresinin 13.03.2020 ve 15.06.2020 tarihleri arasında duracağı, duran zamanaşımı süresinin, işbu davadaki süreye eklenmesi halinde ise zamanaşımı süresinin 10.08.2021 tarihinde sona ereceği görülmüştür. Davacının, dava şartı olan arabuluculuğa başvuru tarihi 29.09.2021 tarihi olmakla, bu başvuru da zamanaşımı süresinin dolmasından sonra gerçekleşmiştir. Bu kapsamda; davalının zamanaşımı defi yerinde görülmekle, davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği ”, gerekçesiyle, Davanın ZAMANAŞIMI nedeni ile REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini oyaladığını, başvurusu sonucu açılan dosyayı sürücüncemede bıraktığını, gasp olayının suç olduğunu, sanıkların tutuklanıp birkaç ay sonra tahliye olduklarını, ceza zaman aşımının uygulaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır.Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.Davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2022 tarih ve 2021/ 953 Esas, 2022/ 191 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacıdan tahsil edilen peşin harcın istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/09/2022