Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/786 E. 2022/915 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/786
KARAR NO: 2022/915
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
NUMARASI: 2016/233 Esas 2021/1138 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 14/10/2015 tarihinde davalılardan …’un sürücüsü ve işleteni olduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı otomobil ile davacının yolcu olarak bulunduğu, davalı …’in işleteni, davalı …’in sürücüsü olduğu … plaka sayılı servis minibüsünün çarpışması sonucunda meydana gelen meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili davacının ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00-TL maddi, 200.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28.06.2021 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 548.062,72-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçedeki limitler ve sigortalı araca atfedilecek kusur oranı ile sınırlı olduğunu, zarar görenin müterafik kusuru bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılmasını, ayrıca davacının kazaya karışan sigortalı araçta hatır için taşındığından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, manevi tazminat talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı okul servisinin şoförü … sevk ve idaresindeki araç ile öğrencileri okula götürmek için evlerinden alınca davacının servis aracını durdurup araca zorla bindiğini, hostesin ısrarla bu aracın sadece çocukları taşıdığını, inmesini söylemesine rağmen inmediğini, çocukların okula geç kalmaması için mecburen öğretmen olan … ile yola çıktıklarını,yolda seyir halinde iken tali yoldan davalılardan …’un çıkarak kaza yaptıklarını, servis şoförünün kusursuz olduğunu, davalı …’un kusurlu olduğunu, davacının zorla servise binerek ayakta seyahat ettiğini ve yaralanmadığını, kendi yaralanmasında kendi kusuru bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının okul servisine zorla bindiğini ve ayakta yolculuk yaptığını, davacının müvekkilinin kusurunun varlığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, diğer davalının mevzuata aykırı olarak davacıyı öğrenci olmadığı halde okul servisine bindirdiğini, sonuç itibariyle davacı o araçta yolculuk yapmasaydı bu tür zararların hiç birinin meydana gelmeyeceğini, zira servisteki 18 öğrenciye hiçbir şey olmadığını, davacının yaralanmasının sorumluluğunun davacı ve diğer davalı sürücü …’e ait olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”….Ceza dava dosyasında alınan 15/01/2021 tarihli raporda; Sürücü …”in kazanın oluşumunda …(%60) kusurlu olduğu, Sürücü …’ün kazanın oluşumunda … (%20)kusurlu olduğu, Davacı …’ın, ayakta tutunma aksamları bulunmayan hareket halinde bir araçta, kaza sırasında ayakta durarak, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket ederek meydana gelen kazada, %20 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir…. Ceza mahkeemsin ATK aracılığıyla kusur tespiti yaptırılmış olup buna göre araç içinde ulunan davacının kusurlu olmadığı tespit edilmiş ancak davacı bakımından kazanın oluşumunda kusurla olmadığı sonucun ağırlaşmasında zararın artmasında kusurlu olduğu ancak davalı sürücülerin meydana gelen kazadan dolayı asli kusurlu oldukları tespiti hususu mahkememizce de kabul görmüştür…Yapılan yargılama esnasında, davacının yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin tespiti, kalıcı maluliyeti olup olmadığı, varsa mesuliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış, ilgili kurum tarafından davacı …’ın % 40 oranında meslekten kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı iyileşme(iş göremezlik,iş ve güçten kalma) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur denmiştir…Davacı taraf yasal olmayan şekilde öğrenci servisine binmiş ve ayakta yolculuk yaptığı anlaşılmıştır. Bu nedenle,%20 oranında maddi tazminattan sadece taşıyan ve sigorta şirketi yararlanabileceğinden bu davalılar yönünden indirim yapılarak hüküm kurulmuştur… davacının meydana gelen kırığın seviyesi ATK raporuna göre maluliyet oranı ve iyileşme süresinin uzunluğu dikkate alınarak yararına talep gibi uygun manevi tazminata hükmetmek gerektiği” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; A) Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden talebin kabulü ile, 548.062,72-TL sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden 14.10.2015 tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, -(Davalılar …, … ve sigorta şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun 438.450,18 TL’si ile sınırlı olduğunun tespitine,) – (Sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olduğunun tespitine) B) Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, -Davacının fazlaya ilişkin maddi manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı sigorta şirketi vekili, davalı … vekili ve davalı … tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili, maddi tazminattan %20 hatır taşıması/ müterafik kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, yerel mahkemece müvekkili için hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili; poliçe limitinin aşıldığını, davacının müteselsil sorumluluk hükümlerine dayanmadığını, müvekkili şirketin diğer davalılarla birlikte %80 kusura denk gelen tazminattan sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, maluliyet raporunun taraflarına tebliğ edilmeden dosyanın hesap için rapora gönderildiğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, kaza tarihi göz önüne alındığında maluliyet belirlemesinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alınarak yapılması gerektiğini, hatalı yönetmeliğe göre maluliyet raporunun hazırlandığını, hesaplamanın ise TRH ve %1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, kusur raporunun hatalı olduğunu, davacı öğretmen olup kazanın iş kazası olup olmadığının ve SGK tarafından davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davacının gelirinin hatalı belirlendiğini, faize hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … vekili, yerel mahkeme hükmünün gerekçesiz olduğunu, raporlara itirazlarının değerlendirilmediğini, SGK tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik oranı-süresinin doğru belirlenmediğini, hatalı ve eksik hesap bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, müvekkili kazanın meydana gelmesinde %20 kusurlu olup %80 kusura göre sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı …, davacının servis aracına izinsiz bindiğini, ayakta yolculuk ettiğini, yaralanmasına kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, iyileştiğini, hesaplamanın fahiş olduğunu, sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini, kararın hatalı olduğunu belirterek kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’ine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’ine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’ine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerekir. ( Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/13167 Esas, 2022/7612 Karar) Somut olayda, yerel mahkemece alınan ve ATK 3. İhtisas dairesi tarafından düzenlenen 26.09.2018 tarihli raporda davacının yaralanmasına (vertebra kırığı) bağlı oluşan maluliyetinin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesi sonucunda %40 engel oranı olduğu ve 9 ay iş göremezliği ( iyileşme süresi olduğu) tespit edilmiş, iş bu rapora karara esas alınarak ıslah doğrultusunda talebin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, iş bu rapor davalı sigorta şirketine tebliğ edilmemiş , davalı sigorta şirketi vekilinin 06.07.2021 tarihli dilekçesi ile iş bu raporun kendilerine tebliğ edilmesini istemiş, davalı sigorta şirkjetine rapora itiraz imkanı tanınmadan savunma hakkı ihlal edilerek bu bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmiştir. Kaza tarihi olan 14/10/2015 itibari ile yürürlükte olan ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri esas alınması gerekirken kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre düzenlenen raporun karara dayanak yapılması doğru olmamıştır. O halde, yerel mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre, usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK 353/1.a.6. Maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair, davacı vekili, davalı … vekili ile davalı …’nun istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2021 tarih ve 2016/233 Esas, 2021/1138 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı sigorta şirketi vekilinin sair, davacı vekili, davalı … vekili ile davalı …’nun istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı, davalı sigorta şirketi, davalı … ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı, davalı sigorta şirketi, davalı … ve davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2022