Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/77 E. 2022/970 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/77
KARAR NO: 2022/970
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2021
NUMARASI: 2020/549 Esas – 2021/705 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan, … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusuru neticesinde meydana gelen 13/04/2018 günlü çift taraflı trafik kazasında; vekil edenine ait … plaka sayılı aracın hasarlanarak değer kaybına uğradığını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 400,00-TL değer kaybı ödemesi yapıldığı kendilerine bildirilmiş ise de, ödemeye konu hesaplamanın nasıl yapıldığının belli olmadığını, bu nedenle ödemeye konu sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 8.000,00-TL değer kaybı bedelinin kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; dava dilekçesi ekinde 29/06/2020 günlü arabululucuk son tutanağının mahkemeye sunulduğu görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın, vekil edeni sigorta şirketi nezdinde talep konusu kaza tarihini kapsar biçimde sigortalı olmadığını, ayrıca kaza tarihi ile dava tarihi arasında 2 yıldan fazla süre geçtiğini ileri sürerek, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Bu savunma üzerine, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 29/04/2021 günlü dilekçe ile; her ne kadar eldeki davada, davalı olarak … Sigorta A.Ş gösterilmiş ise de, bu yöndeki hatanın kaza tespit tutanağında … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı olarak … Sigortanın bildirilmiş olmasından kaynaklandığını, ancak daha sonra yapılan araştırma … Sigorta poliçesinin kaza tarihinden önce iptal edildiği ve aracın esasen başka bir sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı bulunduğu bilgisine ulaştıklarını, … Sigorta A.Ş’nin de kamu sigortalarının birleştirilmesi sonucunda … Sigorta A.Ş çatısı altına girdiğini, bu nedenle taraflarından kaynaklanmayan maddi hatanın mazur görülerek davanın doğru tarafı olan … Sigorta A.Ş ‘ye yöneltilmesini ve dava dilekçesinin adı geçen gerçek davalıya gönderilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin 29/04/2021 günlü dilekçesindeki bu talep değerlendirilerek verilen 25/05/2021 günlü ara kararla; “-6100 Sayılı HMK 124 gereğince davalı … Sigorta A.Ş gösterilmekle dilekçeler teatisinin tamamlanması için davalı olarak gösterilen … Sigorta A.Ş’ye dava dilekçesi, tensip tutanağının ve ön inceleme duruşma gününün tebliğine,” karar verilmiş ve dava dilekçesinin bu şekilde … Sigorta A.Ş’ye ulaşmasından sonra … Sigorta A.Ş vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın öncelikle görev, zamanaşımı ve dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı bulunduğundan, kusur durumunun ve gerçek zarar miktarının usulüne uygun olarak tespit edilmesini istediklerini ve talep edilen değer kaybı zararına ilişkin tazminat miktarının da çok fazla bulunduğunu belirterek, esas yönü ile de davaya karşı koymuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Her ne kadar ilk bakışta kaza tespit tutanağında … plakalı aracın zmss poliçesinin … Sigorta A.Ş. Tarafından düzenlendiğine dair kayıt yer almakta ve bu anlamda maddi hata nedeni ile davacı tarafın davayı açarken … Sigorta A.Ş.’ye karşı dava açması haklı görünmekte ise de, davacı vekili tarafından sunulan 02/03/2021 tarihli dilekçe ekinde yer alan davacı tarafından … Sigorta A.Ş.’ye dava öncesi başvuruya ilişkin tarihsiz dilekçe ve bu başvuru nedeniyle de … Sigorta A.Ş. tarafından dava öncesi 16/04/2019 tarihinde 497,10 TL davacıya ödeme yapıldığı davacı vekili tarafından sunulan dekont ile sabittir. Zaten dava dilekçesinde de bu ödemeden bahsedilmiştir. Yani davacı taraf dava açmadan önce 13/04/2018 tarihli trafik kazasında yer alan ve kazaya sebebiyet verdiklerini iddia ettikler … plakalı diğer aracın zmss poliçesinin … Sigorta (eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) tarafından düzenlendiğini bilmektedir. Bu anlamda HMK’nun 124. Maddesi uyarınca maddi hata nedeni ile taraf değişikliği talebinde bulunamaz. Bu nedenlerle mahkememizin 25/05/2021 tarihli ara kararı hatalıdır. Ancak geline süreçte bu ara karar nedeni ile … Sigorta A.Ş.’nin davaya davalı olarak dahil edilmiş olması ve davaya cevap vermeleri bu anlamda da yargılamaya katılmaları ile HMK’nun 30. Maddesindeki usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak ara karardan rücu edilmemiştir. TTK’nun 5/A. Maddesi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat talebini içeren davada dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davacı vekilinin 28/10/2021 tarihli celsede ki beyanı ile da sabit olduğu üzere davacı taraf dava öncesi davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmamıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2021/2245 E. 2021/1499 K. ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2221 E. 2021/591 K. Sayılı kararlarında açıkça benzer nitelikte HMK’nun 124. Maddesi uyarınca taraf değişikliği yapılan durumlarda dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmuş olması dava şartı aranmıştır. Dava şartı yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınmak zorunda olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; arabuluculuk görüşmelerinde, … Sigorta A.Ş tarafından kazaya neden olan … plaka sayılı aracın, ZMM sigortacısı olmadıkları yolunda herhangi bir beyanda bulunulmadığı, bu yöndeki iddianın davanın açılmasından sonra ileri sürülmüş olduğu gözetildiğinde, iyi niyetli olmadığı aşikar olan … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin isabetsiz bulunduğu, ayrıca taraflarından kaynaklanmayan maddi bir hata sonucunda eldeki davanın açılmış olduğu dikkate alındığında, taraflarına doğru hasma yönelik olarak arabuluculuğa başvurmaları için mehil ve imkan verilmeden davanın usulden reddine karar verilmesinin de hatalı olduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir.
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen araç değer kaybı zararının tahsili isteğine ilişkindir. 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘ya eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinde de; ilgili kanunlarda arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Yani dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup; arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır. Somut olayda, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 02/03/2021 havale günlü dilekçe ekindeki belgelerden de anlaşılacağı üzere; … plaka sayılı aracın … Sigorta A.Ş değil, … Sigorta A.Ş nezdinde ZMM sigortalı bulunduğu, bu nedenle … Sigorta A.Ş ‘ye davacı … tarafından bizzat başvuruda bulunularak hasar dosyasının açılmasının sağlandığı ve başvuru üzerine … Sigorta tarafından davacı …’a 16/04/2019 tarihinde 497,10-TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla … plaka sayılı aracın … Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı olduğunun, eldeki dava açılmadan önce davacı asil tarafından sabittir. Hal böyle olunca, doğru hasım olan … Sigorta A.Ş yerine … Sigorta A..Ş ye yönelik olarak arabuluculuğa başvurulmuş olmasında ve davanın da yine yanlış hasma yönelik olarak açılmış bulunmasında maddi bir yanılgının varlığından söz edilemeyeceğine göre; … Sigorta A.Ş ye atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Bu nedenle 29/04/2021 günlü dilekçe doğrultusunda; 21/05/2021 günlü ara kararı uyarınca hakim tarafından davanın tarafı olmaktan çıkartılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen ve yargılama sırasında vekille temsil edilen … Sigorta A.Ş yararına HMK’nun 124/4.maddesinin son cümlesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında; ayrıca dava öncesinde bilinmesi nedeniyle arabuluculuk işleminin de aracın ZMM sigortacısı bulunan … Sigorta A.Ş ile yapılması gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan … Sigorta ile yapılmış olması ve … Sigorta ile yapılmış herhangi bir arabuluculuk işleminin de mevcut bulunmaması karşısında tamamlanabilir bir dava şartı niteliği taşımayan söz konusu bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa herhangi bir mehil verilmeyerek yazılı biçim ve şekilde … Sigorta A.Ş’ye yönelik davanın usulden reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR/ Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,30-TL’nin düşümü ile kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 361. maddesi gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022