Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/758 E. 2022/648 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/758
KARAR NO: 2022/648
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2022
NUMARASI: 2021/247 Esas 2022/34 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminatın Rücuen Tahsili için Başlatılan İcra
Takibine İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … no lu Trafik Sigortası Poliçesi ile sigorta edilen ve davalının maliki olduğu … plakalı aracın, 26.09.2017 tarihinde tam kusurlu olan ve olay yerini terk eden sürücü sevk ve idaresinde iken … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, söz konusu kaza sebebiyle … plakalı araç maliki tarafından müvekkili şirkete karşı Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2019/90789 esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, müvekkili şirketin icra dosyasına 21.05.2019 tarihinde 7,631,00.-TL ödeme yaptığını, Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartları kapsamında rücu koşullarının gerçekleştiğini, ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olmasının başlı başına teminat dışı hallerden olmadığı, rücu için kaza sonucu meydana gelen zararın bedensel zarar olması gerektiği, olay yerinin terk edilmiş olmasının zararın artmasına sebep olmadığı görüşünden hareketle, davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Trafik Sigortası Genel Şartları B.4/f maddesinde yapılan düzenleme ile getirilen rücu sebebinin, sadece bedeni hasara neden olan trafik kazalarına ilişkin olduğu, maddi hasarlı kazalarda uygulama imkanının bulunmadığı yönündeki ilk derece mahkemesinin gerekçesinin yerinde olmadığı, olay yerini terk nedenine dayalı rücu sebebinin maddi hasarlı trafik kazalarında uygulunamasına engel bir hal bulunmadığı, dava konusu olayda davalı tarafından olay yerini terk konusunda haklı bir sebep gösterilip ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, olay yerini terk sebebine dayalı rücu koşullarının gerçekleştiğinin kabulü için terkin zarar doğurucu yada artırıcı mahiyette olmasının ve buna sebep olmasının zorunlu olmadığı, somut olayda ödenen tazminatın davalıya rücu edilmesine ilişkin koşulların gerçekleştiği, hal böyle olunca da davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Dava; trafik kazasında kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili açmış olduğu davada; müvekkili nezdinde sigortalı olan davalıya ait aracın karıştığı trafik kazasında, zarar gören … plakalı dava dışı araç sahibine müvekkilinin 7.631 TL ödediğini, somut olayda müvekkilinin ödediği tazminatın rücu edilmesini ilişkin koşulların (sürücünün tam kusurlu olması ve olay yerini terk etmesi) gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkilinin ödediği miktarın rücuen tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine girişildiğini ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, 7.631 TL asıl alacak, 1.070,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.701,64 TL icra takibine konu alacak yönünden davalının icra takibine itirazının iptaline ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, talep etmiştir. Bu tür davalarda sigortacı, 2918 sayılı KTK’nın 95/2.maddesi uyarınca; tazminat yükümlüğünün azaltılmasına ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu rücu hakkı, kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacı, bu hakka dayanarak kendi sigortasına dönebilmesi kuralından kaynaklanmaktadır. Somut olayda davacı, davalıya ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkı” başlığı taşıyan B.4 maddesi gereği ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye dair kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir. Rücu sebepleride belirtilmiş olmakla beraber somut olayda olduğu gibi sürücünün kaza mahallini terk etmesi tek başına rücu sebebi değildir. TTK’nın 1409.maddesine göre sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumludur. Ayrıca sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat hakkı sigortacıya aittir. Neticede dosyadaki kayıt ve belgelere, araç sürücüsünün tam kusurlu olmasının ve kaza yerini terk etmesinin tek başına rücu sebebi olmamasına, ZMM Sigortası Genel Şartları 4F maddesinin koşullarının somut olayda gerçekleşmemesine, ilk derece mahkemesinin somut olayda sigortacı yararına rücu hakkının gerçekleşmediği yönündeki kabulünde ve delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca; 1/Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına yönelik olarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, 2/İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gereken harç istinaf başvurusu sırasında peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi hükmü gereğince kesin olmak üzere 12/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.