Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/722 E. 2022/664 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/722
KARAR NO: 2022/664
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2022
NUMARASI: 2022/100 Esas 2022/101Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Araç Hasar Bedelinin Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkiline ait, davalı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 08/10/2021 tarihinde trafik kazasında hasarlandığını, kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilebilir herhangi bir kusurun bulunmadığını, hasar bedelinin ödenmesi hususunda davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun; araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği ve alkol muayenesinin geç yapıldığı gerekçesiyle reddedildiğini, gerçekte araç sürücüsünün olayın şoku ile korkup kaza yerinden uzaklaştığını ve kısa bir sonra polise kendisinin teslim olduğunu, bu nedenle sigorta şirketinin talebin reddine ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek, şimdilik 10.000 TL hasar bedelinin olayın meydana geldiği 08.10.2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme neticesinde; dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tüketici işlemlerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında kasko poliçesinden kaynaklı akdi ilişkinin bulunduğu, davalı sigortanın sorumluluğunun bu hukuki ilişkiden kaynaklandığı, bu hukuki ilişki uyarınca davacının davalı karşısında tüketici konumda olduğu ve aralarındaki ilişkinin tüketici işlemi sayılacağı, eldeki davanın mutlak ya da nispi bir ticari dava olmadığı, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın; açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği görüşünden hareketle; -mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, -kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Müvekkilinin; sigortalanan aracı ticari/mesleki faaliyette kullandığı, bu nedenle davacının tüketici konumunda olamayacağı, taraflar arasında ki 14.11.2020 tarih ve … sayılı Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinde sigortalanan aracın “ticari taksi” olduğunun açıkça yazılı olduğu, bu kapsamda sigorta sözleşmesinden kaynaklı işbu davaya konu araç ticari taksi olduğundan ve müvekkili tüketici konumunda olmadığından ve poliçe de mesleki faaliyet nedeniyle akdedilmiş olduğundan, davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu ve ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Görülmekte olan dava; trafik kazasından kaynaklanan (-Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı-) araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacı ile davalı arasında ki ilişkide davacının tüketici konumunda olduğundan bahisle ve Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu düşüncesiyle görevsizlik kararı verilmiş, davacı vekili tarafından; davacının tüketici konumunda olmadığı, aracın ticari araç olması nedeniyle davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması, tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada; davacı gerçek kişi olsa da, taraflar arasındaki Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin konusunu oluşturan araç, sigorta sözleşmesine göre de mesleki ve ticari faaliyette kullanılan ticari araç olduğundan davacı, 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Hal böyle olunca da, ilk derece mahkemesince aracın mesleki ve ticari faaliyette kullanılan ticari araç olduğu ve bu suretle davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilmek suretiyle davanın esasına girilerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır. (-Yargıtay 4.HD 2021/5538 E 2021/6409 K 07/10/2021 T-) Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R/ Açıklanan nedenlerle, 1/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf karar harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran ilgiliye iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,HMK’nın 353/1-a/3. maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-c maddesi hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/05/2022