Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/712 E. 2022/816 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/712
KARAR NO: 2022/816
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2021/149 Esas 2021/928 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı traktörün neden olduğu 16/07/2011 günlü trafik kazasında … adlı küçüğün yaralanarak sakat kaldığını, bu olay nedeniyle görülen ceza yargılamasına ilişkin olarak yapılan keşif sırasında, kazaya neden olan aracın satılmış olması nedeniyle canlandırma yapılırken orada bulunan ve vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı olan … plaka sayılı başka bir traktörün kullanıldığını, keşifte … plaka sayılı aracın kullanılması nedeniyle kazada yaralanan küçüğün anne ve babası tarafından hataen kazaya neden olan araç … plaka sayılı araçmış gibi vekil edeni şirket aleyhine Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde iş göremezlik talepli dava açıldığını ve bu davanın başarıya ulaşması sonucunda ilam gereği hak sahibi olduğu belirlenen kişilerin başlatmış olduğu icra takibi sonucunda vekil edeni sigorta tarafından 06/13/2013 tarihinde 259.019,15-TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, kazaya neden olan asıl aracın ZMM sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç olması nedeniyle …na başvurularak; ticaret mahkemesi kararı ile hüküm altına alınan ve ödenmek zorunda kalınan 259.019,95-TL’nin kendilerine ödenmesinin istenildiğini, …nca bu talebin sadece ana paraya ilişkin olarak 200.000,00-TL’lik kısmının kabul edildiğini ve 14/07/2015 tarihinde de ödem yapıldığını, kalanının ise ödenmediğini, bu nedenle ödenmeyen kısım için takibe geçildiğini, takibin …nın itirazı üzerine durduğunu, bu nedenle vekil edeni tarafından İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2016/451 Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu bu davanın halen devam etmekte bulunduğunu; 16/07/2011 günlü trafik kazasında yaralanan küçük …’un anne ve babasının daha sonra sigorta tahkim komisyonu nezdinde bakıcı gideri ve zararına ilişkin olarak dava açıldığını ,bu davanın da başarıya ulaşması sonucunda ilam gereğince başvuru sahiplerine vekil edeni sigorta şirketi tarafından 26/17/2017 ve 27/07/2017 tarihinde toplam 311.971,44-TL ödeme yapıldığını, oluşan bakıcı gideri zararından da esasen …nın sorumlu olması nedeniyle yapılan bu ödemenin de …ndan istenildiğini, ancak reddedildiğini, bu nedenle yapılan bu ödemenin tahsili amacıyla … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlu … yasal süresi içerisinde itiraz ettiğinden takibin durduğunu, ancak itirazın haksız olduğunu ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca görülmekte olan davanın İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesince görülen 2016/451 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevabında özetle; 16/07/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda …’un yaralanması nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, vekil edeni kuruma rücu edilmesi sonucunda, kaza tarihi itibariyle geçerli bulunan poliçe limitine isabet eden miktar olan 200.000,00-TL’nin tamamının davacı tarafa ödendiğini, dolayısıyla başkaca bir sorumluluğun kalmadığını, Sigorta Tahkim Komisyonunca davacı … sigorta aleyhine hüküm altına alınan ve bakıcı gideri zararına ilişkin bulunan 2014/E.4184.40 Esas ve 2014/4893 sayılı kararın … Sigorta şirketinin yasa yoluna başvuruda bulunmaması üzerine kesinleştiğini, ancak ömür boyu bakıcı gideri ile sürekli maluliyet tazminatı aynı klozdan olması nedeniyle esasen …’un “Bakıcı Gideri” adı altında tazminat isteme hakkı olmadığı halde, davacı şirket tarafından bu talep kabul edilerek ödenmesinin yersiz bir ödeme niteliğinde bulunduğunu, dolayısıyla vekil edeninden istenemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiş, eğer mahkemece sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın ZMM sigortalı olup olmadığının da belirlenmesi ile birlikte vekil edeninin sorumluluğunun kapsamının usulüne uygun şekilde tespit edilmesini istediklerini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 16/07/2011 günlü trafik kazasına neden olduğu ileri sürülen … plaka sayılı aracın … Sigorta A.Ş nezdinde ZMM sigortalı olduğunun Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından gönderilen cevaptan anlaşıldığı, bu durumda davalı …na görülmekte olan davanın yöneltilemeyeceği görüşünden hareketle; davalının pasif husumet ehliyeti olmadığından açılan davanın REDDİNE karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 05/03/2020 günlü bu karara karşı davacı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine; Dairemizce verilen 11/02/2021 gün ve 2020/1921 E., 2021/259 K.sayılı ilamla; “Mahkemece dosya arasında mevcut Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 11/10/2018 gün 2018/69297 sayılı cevabi yazısı ekinde mevcut Trafik Sigortası Poliçe Bilgisinde … plaka sayılı traktörün, 03/09/2010 ile 03/09/2011 tarihleri arasını kapsar biçimde … nolu ZMMS poliçesi uyarınca, … Sigorta A.Ş.nezdinde sigortalı bulunduğu şeklindeki bilgi ile yetinilerek, … Sigorta A.Ş.tarafından düzenlendiği belirtilen poliçenin onaylı bir örneği adı geçen sigorta şirketinden temin edilmeden, … plaka sayılı aracın gerçekten kaza tarihini kapsar biçimde sigortalı olup olmadığı ve eğer sigorta poliçesi var ise bu poliçenin iptal edilip edilmediği, edilmiş ise nedeni üzerinde durulmadan diğer bir ifade ile … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir sigorta poliçesi bulunup bulunmadığı usulüne uygun şekilde araştırılıp belirlenmeden, yazılı biçim ve şekilde davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bu durum HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği” belirtilerek kaldırma/gönderme sevk edilmiştir. Dairemizce verilen bu karar üzerine yapılan yargılama sonucunda mahkemece; “… açılan dava, itirazın iptali davası olup 16/07/2011 tarihinde meydana gelen kazada kazaya karışan traktörün … plakalı araç olduğu dikkate alınmadan yaralanan dava dışı çocuk … için Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından hükmedilen bakıcı giderlerine ilişkin tazminatın Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına davacı tarafından ödendiği, oysa kazaya karışan traktörün … plakalı araç olup … Sigorta ‘dan gelen kökten iptal belgesi gözönüne alındığında kaza tarihi itibariyle traktörün ZMMS sigortasının olmadığı, kanunen …nın ödenen tazminat bedelinden sorumlu olduğu, bakıcı giderlerine ilişkin ödenen bedelin rücuen tazmini için davacı tarafça İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğu, davalı tarafça yapılan itirazın haksız olup ödenen tazminat bedelinden poliçe limitleri dahilinde sorumluluğu bulunduğu…” şeklindeki gerekçeyle; -Davanın KABULÜNE, -İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin …nın poliçe teminat limitleri dahilinde sorumluluğunun olacağı gözönüne alınarak 311.971,44 TL asıl alacak, 9.761,52 TL işlemiş faiz olmak üzere 321.732,96 TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; davacı sigorta şirketinin sehven ödediği maluliyet tazminatının rücu amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali amacıyla İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde vekil edeni kuruma ve ödemeyi alan kişilere yönelik olarak açtığı 2016/461 Esas sayılı davanın müvekkili bakımından retle, diğer davalılar bakımından ise kabulle sonuçlandığı ve bu kararın istinaf incelemesinden de geçtiği, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/461 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen karar gerekçesi de değerlendirildiğinde hatalı ödeme yapan davacı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin istirdadını hak sahiplerinden isteyebileceği, vekil edeninden isteyemeyeceği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de bir an için yapılan ödemenin vekil edeninin talep edebileceği sonucuna varılması halinde de poliçe limitinin 200.000,00-TL ile sınırlı olması nedeniyle müvekkili kurumun sadece bu miktarla sorumlu tutulması gerekirken, yazılı biçim ve şekilde yapılan tüm ödemeden sorumlu imiş gibi hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası sonucunda yaralanan 3.kişi hak sahibine herhangi bir sorumluluğu olmadığı halde hataen ödeme yapan davacı sigorta şirketinin, ödemeye konu bakıcı gideri zararının, kazaya neden olan aracın ZMM sigortalı olmadığına dayanılarak …ndan rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Borçlanılmamış edimin ifası” başlıklı 78. maddesinde; “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Borç olmadığı halde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır.” hükmü düzenlenmiş olup benzer düzenleme mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 62. maddesinde de mevcuttur. Burada rücu hakkı veren zenginleşme ve bundan doğan iade talebi söz konusu olup, yani bir başkasına yapılan ödemeden yararlanma söz konusudur. Bunun sonucu olarak ödemede bulunan (somut olayda davacı sigorta şirketi), yararlanan davalıya (somut olayda davalı …) sebepsiz zenginleşmenin iadesini talebiyle baş vurabilecektir. Diğer bir anlatımla hataen kendini başkasının borcunu ifa ile borçlu sanarak ödemede bulunan kişi, bu sayede borcundan kurtulana, borç olmayan şeyin ödenmesi hükümlerine dayalı sebepsiz zenginleşme talebiyle rücu edebilecektir. Somut olayda davacı sigorta şirketi; … isimli şahsın yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olan aracın, … plaka sayılı araç olduğu varsayımı ile hak sahibinin Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde bakıcı gideri zararının tazmini amacıyla yaptığı başvuru neticesinde verilen karara bağlı olarak ödeme yapmak zorunda kaldığını, oysa kazaya neden olan aracın davacı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç olmayıp, ZMM sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç olduğunu, bu nedenle oluşan zararın esasen … tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, davalı …na yönelik olarak icra takibi başlattığı, bu takibe davalı tarafından husumet yokluğundan bahisle itiraz edilmesi üzerine görülmekte olan itirazın iptali davası açıldığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu hususlar bakımından taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; böyle bir durumda 3.kişi hak sahiplerine esasen bir borcu olmadığı halde hataen ödeme yapan sigorta şirketinin yaptığı bu ödemeyi oluşan zararı karşılamakla sorumlu olduğunu ileri sürdüğü …ndan isteyip isteyemeyeceği, isteyebilir ise bunun miktarının neye göre belirlenmesi gerektiğine ilişkindir.Davacının icra takibine konu ödemeye dayanak teşkil eden ve Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan yargılamaya esas dosya kapsamından; davacı sigorta şirketinin kazaya neden olan aracın … plaka sayılı araç değil, … plaka sayılı araç olduğunu tahkim yargılaması sırasında bildiği ve bu nedenle Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen kabule ilişkin 23/01/2015 gün ve 2014/E-4184.40 – K.2014/4893 sayılı karara karşı komisyon nezdinde itiraz yasa yoluna başvurduğu, ancak İtiraz Hakem Heyetince verilen itirazın reddi yönündeki 01/04/2015 gün ve 2015/İ.206 – 2015/İHK.307 sayılı karara karşı yasa yoluna başvurmadığı (temyiz yasa yolu) anlaşılmakta olup, bu kararın infaza konulması neticesinde de başvuru sahiplerine ödeme yaptığı ve daha sonra yaptığı bu ödemeyi …ndan talep ettiği görülmüştür. Bu durumda basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı sigorta şirketinin gerekli tüm incelemeleri yapmadan, daha da önemlisi esasen borçlu olmadığını artık bilerek gerçekleştirdiği böyle bir ödemeyi …ndan talep edebilmesi mümkün bulunmadığından mahkemece davalının aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazında haklı olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve kaldırma gerekçesi gözetildiğinde davalı vekilinin diğer istinaf itirazları değerlendirilmeksizin, hatalı olduğu sonucuna varılan hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf harçlarının talep halinde kendisine İADESİNE, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2021 gün ve 2021/149 E. – 2021/928 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davanın REDDİNE, 5/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri gereğince davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 3.885,74- TL harçtan düşümü ile kalan 3.805,04-TL harcın talebi halinde davacıya İADESİNE, 5/3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 30.971,31-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …na verilmesine, 5/4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5/5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361 hükmü gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022