Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/671 E. 2023/774 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/671
KARAR NO: 2023/774
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021
NUMARASI: 2015/1528 Esas – 2021/869 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 22/11/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 22.08.2011 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından … numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olan dava dışı … sevk ve idaresindeki aracın Akçaabat istikametinden Düzköy istikametine doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride girmesi sonucu karşı şeritten gelen ve müvekkilinin içinde yolcu konumunda bulunduğu dava dışı … sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın ön kısımları ile çarpışması sonrasında Düzyol istikametinden Akçaabat istikametine seyir halinde olan dava dışı … sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın da duramayarak araçlara çarpması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında, müvekkilinin ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesi davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda 15.10.2015 tarihinde 17.697,00 TL maddi tazminat ödemesinin alındığını, ancak yapılan bu ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, kazanç kaybının, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpların ve çalışma gücündeki geçici ve sürekli iş kaybı olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 29/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davasının ıslah ederek ; dava dilekçesinde talep ettiği 3.000,00-TL birleştirilmesi sonucu 182,303,00-TL geçici işgöremezlik ve sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 29.04.2011-2012 vadeli, … numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olduğunu ve sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, dava öncesinde davacı tarafça yapılan başvuru neticesinde hasar dosyasının açıldığını ve yapılan inceleme ve alınan hesap raporu dahilinde 15.10.2015 tarihinde 17.697,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta şirketinin üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının ayrıca maddi tazminat talep edemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle davaya konu kazada kusur durumunun tespitini, davacının müterafik (emniyet kemeri) kusurunun bulunup bulunmadığının tespitini ve indirim uygulanmasını belirterek, davacıya yapılan ödeme sebebiyle dava konusuz kaldığından haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, aksi halde (kusura, miktara ve faize itirazları ile müvekkil şirketçe yapılan ödemelerin dikkate alınarak karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, hükme esas alınan 15/03/2021 tarihli bilirkişi raporu dayanak yapılarak: davacı …’in 22.08.2011 tarihli trafik kazası neticesinde yaralandığı, Akçaabat ASCM’nin 23.01.2014 tarih ve 2012/305 Esas, 2014/73 Karar sayılı, 11.04.2014 kesinleşme tarihli kararı ile müşteki sanık …’nun “Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kesinleşen ceza dosyasına göre; kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketine kaza tarihinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nun % 100 asli ve tam kusurlu olduğu, davacı …’in yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, davacı …’in kedi yaralanmasında müterafik/bölüşük kusurunun bulunmadığı, mahkememizce ATK 2. İhtisas Dairesi’nden 13.05.2020 tarih ve 6091 sayılı kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı…Yönetmeliği’ne göre davacı …’in E cetveline göre % 14,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin rapor ve mütalaa edildiği, kusur ve aktüer yönünden aldırılan bilirkişi heyeti raporuna göre; kusur yönünden yapılan değerlendirmede; yolcu konumunda bulunan davacı …’in kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, aktüer hesabı yönünden TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak Progresif Rant Yöntemine göre ve PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre seçenekli olarak hesaplama yapıldığı, mahkememizce Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin güncel ve müstekar emsal içtihatları doğrultusunda TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak Progresif Rant Yöntemine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı, davalı sigorta şirketi tarafından 15.10.2015 tarihinde yapılan davacıya yapılan 17.697,00 TL ödeme tenzil edilerek ve davacı …’in % 14,1 maluliyet oranı ve 4 ay geçici iş göremezlik süresi dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda; yolcu konumunda bulunan davacı …’in geçici iş göremezlik dönemi zararının 2.635,80 TL olduğu, sürekli iş göremezlik zararının ise 218.113,05 TL olduğu, ek rapor tarihi itibari ile davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararı toplamının 220.748,85 TL olduğu, davacıya ödenen 17.697,00 TL’nin ek rapor tarihindeki güncel değeri olan 26.333,65 TL’nin tenzili ile bakiye sürekli maluliyet zararı alacağının 194.416,20 TL olacağı, kaza tarihinde cari ZMSS poliçesi limiti olan 200.000,00 TL’den davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 17.697,00 TL tenzil edildikten sonra davalı sigorta şirketinin poliçedeki azami sorumluluk limitinin 182.303,00 TL ‘lik kısmından sorumlu olacağının hesaplandığı, Davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK 85/1-son, 91/1 ve 93/1 maddelerine istinaden dava dışı araç sürücüsü …’nun kusuru oranında, kaza tarihinde cari poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davacı …’in 22.08.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazası neticesinde yaralanmasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davacı …’in dava öncesinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 15.10.2015 tarihinde davacı …’e 17.697,00 TL ödeme yapıldığı, iş bu dava yönünden davalı sigorta şirketinin temerüt tarihinin 15.10.2015 tarihi olduğu, Davalı sigorta şirketine kaza tarihinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın hususi kullanımda olduğundan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizin yasal faiz olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın KABULÜ ile; Talep artırım dilekçesi ile artırılan 182.303,00 TL’nin davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 15/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kaza tarihinde cari ZMSS poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru sonrasında; 15.10.2015 tarihinde 17.697,00 TL tutarında ödeme yapılmış olup müvekkili sigorta şirketinin ilgili poliçeden doğan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olmasına rağmen sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, bilirkişi raporlarına itiraz edilmesine rağmen mahkeme tarafından beyanları değerlendirilmeden, davacının tek taraflı talebi doğrultusunda hüküm kurulmasının ve salt davacının beyan ve talepleri doğrultusunda yargılama yapılmasının alenen hukuka aykırı olduğu, davayı kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevk edilmesi gerekirken yapılmamasının hatalı olduğu, tazminat hesaplaması yapılırken; tarafların kusur oranları, teminat kapsamı dışında olan haller ve poliçe teminat limiti dikkate alınarak, TRH 2010 ölüm tablosu ile %1,8 teknik faiz esas alınarak sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanması ve müvekkili sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının hesaplanacak olan tazminattan tenzil edilmesi gerektiği, geçici iş göremezlik tazminatı, efor kaybı talepleri sağlık hizmet bedeli olup müvekkili şirket tarafından karşılanması söz konusu olmadığından, müvekkilinden tahsili yönündeki hükmün hatalı olduğu, hesaplanan tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimlerinin yapılması gerektiği, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi ve uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanıyor olması, davacının sözleşmenin tarafı olmaması ve sigortalı aracın ticari araç olmaması gibi hususlar dikkate alındığında avans faizine hükmedilmesinin hukuka uygun olmadığı, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazazsından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi (geçici ve sürekli iş göremezlik) tazminatı istemine ilişkindir. 22.08.2011 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesiyle sigortalı dava dışı …’nun malik ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracı ile Akçaabat istikametinden Düzköy istikametine doğru seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride girmesi sonucu karşı şeritten gelen ve davacının içinde yolcu konumunda bulunduğu dava dışı … sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın ön kısımları ile çarpışması sonrasında Düzyol istikametinden Akçaabat istikametine seyir halinde olan dava dışı … sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın da duramayarak araçlara çarpması ile sonuçlanan trafik kazasında ATK 2.İhtisas Kurulunun raporunda tespit edildiği üzere %14,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının olayda dava dışı sürücü …’nun kusurlu olduğu iddiasıyla aracın sigortacısı aleyhine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemiyle eldeki davanın açıldığı, anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.(Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/10/2020 gün 2019/107 E. – 2020/6268 K. sayılı ilamı) Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.Somut olayda, davacı tarafından eldeki dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu ve bu başvuru üzerine 03/10/2015 tarihinde düzenlenen ve davacı tarafından da imzalanan “Zorunlu mali sorumluluk tazminat makbuz ve ibraname” başlıklı belgeye dayanarak 15.10.2015 tarihinde 17.697,00 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığı, davacının bu ibraname ve ödemeden sonra vekili aracılığıyla 22/12/2015 tarihinde yapılan ödemenin yeterli olmadı belirtilerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda davacı, ibraname ve yapılan ödeme ile bağlı olmama iradesinde olduğunu açıkladığına ve davacının bu iradesini gösterir davranışının hak düşürücü süre içerisinde gerçekleştiğine ve davacıya yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki verilere göre gerçek zararı karşılamak bakımından son derece yetersiz olduğu da bilirkişi raporu ile tespit edildiğine göre; mahkemece, yapılan ödemeyi makbuz niteliğinde kabul edilerek, dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren, yeterli ve geçerli nitelik taşıyan aktüer bilirkişi ek raporu doğrultusunda, davalı tarafça yapılan ödemenin güncellenmiş halini düşülmesi neticesinde kalan bakiye geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasında, istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden; davalı vekilinin açıklanan bu hususlara yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davacının yolcu olup kusursuz olduğu sonucuna varılan bilirkişi ek raporundaki denetlenebilir tespitlerinde dosyaya, oluşa uygun olmasıve ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasındaki kusura ilişkin tespitlerle de örtüşmesi karşısında mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmasına, TRH 2010 bakiye yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre davacı için belirlenen geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin hesaplamanın kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevcut hükümler ile Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları da gözetilerek düzenlenmiş olması karşısında hükme esas alınmasında da bir yanılgı tespit edilememesine, geçici iş göremezlik dönem zararının niteliği itibariyle bedensel zararın bir türü olması karşısında, bu yöndeki talebin ZMM sigortası teminatı kapsamı dışında kaldığından söz edilemeyeceğinin açık olmasına, dava konusu kazada yolcu olması nedeniyle kusuru bulunmayan davacı için kimin ne kadar sorumlu olduğunun bir önemi olmamasına, trafik kazası nedeniyle oluşan zararlarının tamamını, müteselsil sorumlu olan haksız fiil sorumlusu davalıların birinden veya tamamından isteyebilecek olmasına, davacının hatır için taşındığı ve bu nedenle belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği hususu istinaf aşamasında ileri sürülmüş ise de, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından ileri sürülmediğinden, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların HMK.nun 357 madde hükümleri uyarınca istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğine, davacının emniyet kemeri takıp takmadığı kaza tespit tutanağında ”tespit edilmedi” şeklinde işaretli olduğundan bu hususta müterafik kusur indirimi yapılmamasında hata bulunmamasına; davalı sigorta şirketine başvuru tarihi davalının temerrüde düştüğü tarih olduğundan, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin doğru olmasına, poliçe limitinin aşılmamış olmasına göre, davalı vekilinin tüm istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 12.453,12-TL harçtan peşin yatırılan 3.113,28-TL harcın düşümü ile 9.339,84-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.11/05/2023