Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/655 E. 2022/494 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/655
KARAR NO: 2022/494
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2021
NUMARASI: 2020/234 Esas 2021/665 Karar
DAVANIN KONUSU: Menkul Eşyla-Ecrimisil Alacağı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat iskele ve kalıp ürünlerinin imalatı, ithalatı ve bu ürünlerin toptan ve perakende olarak pazarlanması ve/veya kiralanması işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirket ile dava dışı … Limited Şirketi arasında, davalı şirketin ”… Halkalı Küçükçekmece Şantiyesi” adresinde kullanılması için 17/12/2014 tarihli belirli süreli menkul kiralama sözleşmesi ve devamında sözleşmeye ek protokoller akdedildiğini ve sözleşme gereğince malzeme teslimlerinin dava dışı … Limited Şirketi’ne gerçekleştirildiğini, taraflar arasında imzalanan işbu sözleşme ve protokoller ile sözleşme konusu kalıp malzemelerinin sözleşmedeki şartlarla davacı müvekkili tarafından dava dışı … Limited Şirketi’ne 360 günlük süre için kiralanması ve dava dışı … Limited Şirketi’nin kiralanan malzemeleri davalının ”… Halkalı Küçükçekmece Şantiyesi”nde kullanması hususunun hükme bağlandığını, dava dışı … Limited Şirketi’nin kiralama konusu malzemeleri sözleşme uygun şekilde teslim yükümlülüğü olmasına rağmen malzemelerin davacı şirkete teslim edilmediğini, teslim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeni ile dava dışı … Limited Şirketi’ne ve davalı şirkete, birlikte ve ayrı ayrı ihtarnameler tebliğ edildiğini ancak malzemelerin tesliminin sağlanmadığını, bu aşamada dava dışı … Limited Şirketi’nin iflas erteleme tedbir kararı almış olduğunun öğrenildiğini ve davalı şirketin müvekkili şirkete ait menkul malzemeleri ilgili şantiyede kullanmaya devam ettiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine Küçükçekmece 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/27 değişik iş sayılı dosyası ile keşfen bilirkişi incelemesi yapıldığını ve inceleme neticesi düzenlenen bilirkişi raporu ile menkullerin ilgili şantiyede mevcudiyeti ve tüm malzemelere davalı şirketin zilyet olduğunun açıkça tespit edildiğini, mevcut durumda kiracı … Limited Şirketi, kiracı sıfatı ve kiralama sözleşmesine aykırı şekilde 3.şahsın kullanımına izin veren sıfatı nedeniyle, davalı şirketin ise fiilen kullanan durumda olması nedeniyle bu dönem için borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından, her iki tarafa da Üsküdar …Noterliğinin 20/04/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini ve tebliğden itibaren 3 gün içerisinde tüm malların müvekkiline tesliminin gerektiği hususunun ihtar edildiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete ait menkul mallar üzerindeki haksız kullanımına son verilerek, menkul malların taraflarına iadesi gerektiği hususunun defalarca bildirilmesine rağmen iade işleminin gerçekleştirilmeyip kötü niyetli olarak haksız kullanıma devam edildiğini, dava dışı … Limited Şirketi’nin menkul kiralama sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve kiralama süresinin bitmiş olması, ayrıca davalı şirketin haksız ve kötü niyetli kullanımında ısrarı nedeni ile kira bedeli kadar ecrimisil alacağının talep etmeleri zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, 03/12/2015-30/11/2016 dönemi için 273.180,87 kira bedeli tutarındaki ecrimisil bedelinin reeskont avans faizi ile birlikte ecrimisil alacağı olarak tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; görülmekte olan davanın mutlak veya nisbi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan da söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı görüşünden hareketle ve Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 2019/699 Esas ve 2020/4277 Karar sayılı ilamı hükme emsal kabul edilmek suretiyle; a-davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nın 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, b-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden, karar verildiği anda kesin ise kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiği, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına, c-mahkememiz ile İstanbul 20.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından, mahkememizce verilen karar HMK 21/c maddesi gereği istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde mercii tayini için HMK 22/2.maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, d-kararın istinaf yoluna başvurularak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul 20.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Her iki tarafı tacir olan görülmekte olan davanın nisbi ticari iş olduğu, nisbi ticari iş niteliğindeki bir konuda ortaya çıkan uyuşmazlıklar bakımından Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu, bu suretle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının hatalı olduğu, ayrıca görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesine rağmen müvekkil şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Eldeki dava, menkul eşya nedeniyle ecrimisil (menkul eşya alacağı) istemine ilişkindir. HMK’nın 1.maddesine göre göreve kuralları, kamu düzenine ilişkindir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı hükme bağlanmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinde ki “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” yönündeki düzenlemeyle Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a)Bu Kanunda, b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c)11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir. Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de Ticaret Mahkemesi görevlidir. Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte, yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; Davacı ve davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir oldukları, menkul eşyaların her hangi bir sözleşmesel ilişkiye dayalı olmasa da (-iddianın ileri sürülüş biçimine göre-) haksız kullanılmasının her iki tarafında ticari işletmesine ilişkin bulunduğu, hal böyle olunca da davanın ticari dava; davaya bakma görevininde Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, bu suretle ilk derece mahkemesince delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı ve başka bir olaya ilişkin bulunan Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 2019/699 Esas ve 2020/4277 Karar sayılı ilamının emsal kabul edilmesi suretiyle görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmamıştır. Sonuç olarak; davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/3.maddesi hükmü gereğince kabulüne ilişkin aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R/ Açıklanan nedenlerle, 1/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/3. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf karar harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran ilgiliye iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, HMK’nın 353/1-a/3.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-c maddesi hükmü gereğince KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/04/2022