Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/621 E. 2022/857 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/621
KARAR NO: 2022/857
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2020/544 Esas – 2021/974 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta A.Ş. Nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, davalı …’a ait açık otoparkta bulunmakta olduğu sırada, aracın yerini değiştirmek isteyen dava dışı … görevlisi …’nın kusuru neticesinde babasının elini tutar biçimde park içinde bulunan vekil edeni küçüğe çarpması sonucunda meydana gelen 22/10/2012 günlü trafik kazasında, küçük …’in ağır biçimde yaralanarak malul kaldığını ve görme fonksiyonunu kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) vekil edeni küçük …’in yaralanması nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik – iş gücü kaybı zararına karşılık olmak kaydıyla 2.000,00-TL hayat boyu bakıcı gideri zararına karşılık olmak üzere 2.000,00-TL, görme özrü için özel eğitim alması gerektiğinden eğitim gideri zararına karşılık olmak kaydıyla da 2.000,00-TL olmak üzere toplam 6.000,00-TL tazminatın her iki davalıdan, ayrıca küçük … için 400.000,00-TL ve küçüğün anne ve babası olan diğer davacıların her biri için de ayrı ayrı 150.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 700.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … A.Ş. ‘den kaza tarihinden işletilecek avans faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 17/02/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de davacı … … için olan sürekli iş göremezlik – iş gücü kaybı tazminatına ilişkin istek miktarını 350.241,02-TL’ye, bakıcı gideri zararına ilişkin istek miktarını 8.752,50-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket nezdinde zorunlu trafik sigortalı bulunan araç, diğer davalı …’a ait açık otopark alanında …’ın çalışanı … isimli sahsın sevk ve idaresinde iken kazanın meydana geldiğini, 2918 sayılı KTK’nun 104. Maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartlarının A.3.h bendi hükümleri uyarınca; bu durumda talebin teminat dışı bulunduğunu, vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, kaldı ki kaza sonucunda başvuruda bulunan davacı tarafa tamamen iyi niyetli olarak 29/11/2013 ve 02/12/2013 günlü ibranameler karşılığında toplam 61.705,75-TL ödeme yapıldığını, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … A.Ş. Vekili ise cevabında özetle; dava konusu elim kazaya neden olan …’ın vekil edeni kurumun çalışanı olmadığını, belediye meclisinin verdiği yetki doğrultusunda otopark işletmeciliği yapan … A.Ş’nin bu çerçevede bir kısım işlerini taşeron şirketlere devrettiğini ve kazaya neden olan …’ın dava dışı … A.Ş’nin çalışanı olduğu bu nedenle …’ın sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, kaldı ki kaza sonucunda davacı tarafa her türlü maddi ve manevi yardımda bulunulduğunu, 100.000,00-TL bedelle ev alındığını, 20.000,00-TL de nakdi yardım yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı küçüğün yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı küçük …’in kaza sonucunda %45 oranında beden gücü kaybına uğradığı, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, davalı … şirketi tarafından davacı tarafa yapılan başvuru üzerine 61.705,75-TL tazminat ödemesi yapıldığı, davalı … tarafından da 20.000,00-TL nakdi ve 25.000,00-TL ev peşinatı ödemesinde bulunduğu, bu nedenle davalı tarafça yapılan ödemelerin belirlenen maddi tazminattan düşülmesi gerektiği, benimsenmek suretiyle hükme esas alınan 26/01/2018 günlü ek hesap bilirkişi raporu doğrultusunda; “1-Davacı …’in maddi tazminat istemine yönelik; davalı … yönünden davanın KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile, 331.529,45 TL iş görmezlik ödeneği ile 8.752,50 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 340.281,93 TL’nin haksız fiil tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … şirketinin poliçe miktarı ile sorumlu olduğu kısım gözönüne alınarak tahsilde mükerrer olmamak şartı ile) 2-Davacı … tarafından maddi tazminat için açılan davanın kalan kısımlar yönünden bu davalı için REDDİNE, 3-Davacı … tarafından davalı …yönünden açılan davanın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere KABULÜ ile, 163.294,25 TL daimi iş görmezlik tazminatının 02/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine, (yukarıda davalı … ile kurulan hüküm uyarınca bu davalı ile tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine) 4-Davacı … için açılan manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 5-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 6-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili, davalı … A.Ş. vekili ve davacılar vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 10/09/2020 gün ve 2018/1562 E. 2020/3160 K.sayılı ilamla; yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli olmadığı, tarafların tüm iddia ve savunmalarının usulüne uygun şekilde tartışılıp değerlendirilmediği ve bu kapsamda taraflar ve yasa yolu incelemesine olanak sağlayacak biçimde hüküm tesis edilmediğine işaret edilmek suretiyle ilk derece mahkemesince verilen 21/03/2018 günlü kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına karar verildiği ve söz konusu bu kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sırasında davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan 04/11/2021 günlü ıslah dilekçesi ile; davacı … için talep edilen sürekli iş göremezlik/iş gücü kaybı zararına ilişkin istek miktarının 711.871,21-TL’ye (sigorta şirketi için poliçe limiti 163.294,25-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) çıkartıldığı görülmüştür. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliler, bilirkişi raporları ve dairemizce verilen kaldırma gönderme kararında işaret edilen hususların değerlendirilmesi sonucunda; davacı küçüğün yaralanması ile sonuçlanan 22/10/2012 günlü trafik kazasının davalı …’ın işleteni olduğu kamuya açık otopark alanında meydana geldiği, kazanın trafik kazası niteliğinde olduğu ve kazaya neden olan araç sürücüsünün … görevlisi bulunduğu, bu durumda oluşan zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu gibi …’ın da adam çalıştıranın sorumluluğu hükümleri uyarınca oluşan zarara katlanması gerektiği, … tarafından yapılan nakdi yardımlar, ev peşinatı ve hastaneye yapılan yardımlar hususunda … tarafından alınan yönetim kurulu kararları ve hibe kararları incelenmesi sonucunda …’in babası …’in kaza tarihinden karar tarihine kadar işine devam edemediği, hastane sürecinin halen devam ettiği, işbu kaza nedeniyle ailenin maddi ve manevi zarara uğradığı ve geçim sıkıntısı çektiği, bu nedenle nakdi yardım yapılması hususunda karar alındığı ayrıca Bezmialem Vakıf Üniversitesi çocuk yoğun bakım ünitesinde kullanılmak üzere EEG monitörü ve ısı yatağı hibe edilmesine ilişkin kararlar alındığı bu kararların içerikleri dikkate alındığında yapılan bu yardımların insani amaçlı bir ödeme olduğu, ayrıca belirtilen yardım kararlarında hangi davacı için maddi, hangi davacı için manevi zararın giderimine ilişkin yapıldığı hususunun açık olmadığı gibi bu hususlarda davacılar tarafından verilmiş bir ibranamenin de bulunmadığı göz önüne alındığında … tarafından yapılan bu yardımların davacı … ya da diğer davacıların talep ettiği tazminatlardan düşülmesinin gerekmediği; bakıcı gideri yönünden istinaf kararından sonra temin edilen ATK raporuna göre davacı …’nun iyileşme süresi içerisinde sadece 1 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olduğunun tespit edildiği, bu durumda sadece bu süre ile sınırlı olmak kaydıyla bakıcı zararına hükmedilebileceği, görülmekte olan davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı gözetildiğinde istinaf kararından önce kurulan hükümde davacı tarafın belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, dava değerini belirli hale getirdiği, bunun teknik anlamda bir ıslah olmadığı, bu nedenle istinaf kaldırma kararından sonra davacının halen ıslah hakkı bulunduğu, bunun ikinci ıslah olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle de davacı tarafın ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmesi gerektiği, ayrıca olayın niteliği, kusurun ağırlığı, davacı küçükte meydana gelen yaralanmanın niteliği, maluliyeti değerlendirildiğinde, davacı küçük için 200.000,00-TL, davacı anne ve babanın her biri içinde 50.000,00’şer TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı benimsenmek suretiyle 29/06/2021 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; -Davacı …’in maddi tazminat istemine yönelik; davalı … yönünden davanın KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile, 711.871,21 TL iş görmezlik ödeneği ile 940,50 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 712.811,71 TL’nin haksız fiil tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … şirketinin poliçe miktarı ile sorumlu olduğu kısım gözönüne alınarak tahsilde mükerrer olmamak şartı ile) -Davacı … tarafından maddi tazminat için açılan davanın kalan kısımlar yönünden bu davalı için REDDİNE, -Davacı … tarafından davalı …yönünden açılan davanın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere KABULÜ ile, 163.294,25 TL daimi iş görmezlik tazminatı ile 940,50 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 164.234,75 TL’nin 02/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine, (yukarıda davalı … ile kurulan hüküm uyarınca bu davalı ile tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine) -Davacı … için açılan manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, -Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, -Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; görülmekte olan davada, araç sürücüsü … ihbar olunan şirketin çalışanı olup, şirketle arasında yapılan sözleşme gereğince hiçbir şekilde vale görevi olmadığı halde, görev sınırlarını aşarak vale gibi hareket etmek suretiyle müşteriye ait aracı park ederken kazaya neden olduğu gözetildiğinde, söz konusu bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmayan vekil edeni kurumun sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği açık olduğu halde yazılı biçim ve şekilde oluşan zarardan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, ayrıca hükme esas alınan maluliyete ilişkin ATK raporunun 20/02/2019 tarihli Engellilik Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre yapılmamış olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, davacı …’nun hayat boyu bakıcı ihtiyacı olduğundan söz edilemeyeceğinden, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporundaki maluliyet ve geçici iş göremezlik tespitlerine itibar edilemeyeceği, usuli kazanılmış hak nedeniyle kaldırma kararından önce dosyaya sunulan ilk rapordaki dönemlere bağlı olarak karar verilmesi ve zamanaşımına uğramış alacaklar bakımından davanın reddedilmesi gerektiği, 18 yaşına kadar gelir elde edemeyeceği açık bulunan davacı … için 18 yaş öncesi itibariyle zarar hesaplaması yapılmasının da hatalı bulunduğu, tüm bunlardan ayrı müvekkil şirketin davacı tarafa sosyal bir konut projesinden 90.000,00-TL bedelli bir ev tahsis ettiği, evin 25.000,00-TL’lik peşinatın ödendiği ve ayrıca 20.000,00-TL nakdi yardım yapıldığı gözetildiğinde, bu nitelikteki ödemeler insani yardım olarak değerlendirilemeyeceğinden, maddi tazminatın ifası amacıyla yapıldığı kabul edilerek maddi tazminata ilişkin hesaplamadan mahsup edilmeleri gerektiği, faiz başlangıcının da dava tarihi yerine olay tarihi olarak uygulanmasının isabetsiz olduğu gibi kabule göre de hiç değilse ıslahla arttırılan miktar bakımından faizin ıslah tarihinden başlatılması gerektiği, ayrıca ilk talep arttırım dilekçesi ile davacının talepleri belirli hale geldiğinden, ikinci kez bedel arttırımı yoluna gidilemeyeceğinin göz ardı edildiği, tüm bunlardan ayrı müvekkili şirketin kazadan sonra davacı tarafa ilgisi, uğranılan acı ve elemin azaltılmasına çalışması, bu kapsamda pek çok yardımda bulunması halinin manevi tazminat miktarlarının belirlenmesinde dikkate alınması gerekirken, bunun yapılmamış olmasının da yanılgılı olduğu ve harcın da hatalı hesaplandığı, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği hususuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarar nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) uyarınca ATK 3. Adli Tıp İhtisas dairesinde düzenlenen dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren yeterli ve geçerli nitelikteki 02/11/2015 günlü raporda belirtilen görme kaybına bağlı %45 maluliyet oranının hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, ATK İstanbul Trafik ihtisas Dairesince düzenlenen 04/12/2015 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere; kazaya tam kusuru ile neden olan sürücü …’ın davalı …’ın taşeronu olan şirketin çalışanı olması ve kazanın da …ın işleteni bulunduğu park alanı içerisinde yani işletmenin faaliyetleri dolayısıyla (TBK.m. 66/3) meydana gelmesi nedeniyle üst işveren konumunda bulunan davalı …’ın çalışanının verdiği zarar nedeniyle, böyle bir zararın doğmasına engel olmayı sağlama bakımından tüm önlemleri aldığı, gerekli denetim ve gözetim görevini tam olarak yerine getirdiği, daha açık bir ifade ile …’ın vale gibi hareket etmesine ve kazanın oluşumuna engel olacak şartları oluşturduğunu kanıtlayabildiğinden söz edilemeyeceğine göre istinaf eden davalı …’ın sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun hatalı olduğu, harcın yanlış hesaplandığı, zamanaşımı durumunun gözetilmediği ve faiz başlangıcının da hatalı belirlendiğine ilişkin istinaf itirazlarına gelince; Görülmekte olan dava HMK’nun 107.maddesinde tanımını bulan belirsiz alacak davası niteliğinde olup, dava açılmakla talep konusu tüm alacak bakımından zaman aşımınının kesileceği belirgin bulunduğundan, kaza tarihi itibariyle oluşan temerrüd durumu gözetilerek, davalı …’ın kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında herhangi bir yanılgı mevcut değildir. Bundan ayrı, dairemizce verilen kaldırma kararından sonra, nihai karar tarihine en yakın tarihteki bilinen verilere göre yeniden hesap raporu temin edilmesinde bir yanılgı bulunmadığı gibi, yasal asgari ücretlerdeki değişiklikler gözetilerek düzenlendiği anlaşılan 29/06/2021 günlü ek hesap bilirkişisi raporunda; davacı … için zaten geçici iş göremezlik dönem zararı hesaplanmadığı tespit edilmiş olup, buna karşılık her ne kadar davacı … 18 yaşına kadar gelir elde edemeyecek olsa dahi, iyileşme süresinin sona erdiği 22/07/2013 tarihinden itibaren 18 yaşına kadar efor tazminatı talep edebileceği açıklanarak, bu dönem için AGİ hariç bilinen asgari ücretin neti üzerinden, bilinmeyen dönem için de Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre her yıl %10 artış ve %10 iskonto suretiyle ve eldeki dava bakımından istinaf yasa yoluna başvuruda bulunan davalı taraf bakımından daha lehe olan PMF yaşam tablosunun baz alınmasıyla kaza tarihinde 4 yaşında olan …’nun bakiye yaşam süresinin 59 yıl olacağı, yani 63 yaşına kadar yaşayacağı (TRH -2010 yaşam tablosuna göre …’nun en az 74 yaşına kadar yaşayacağı varsayılmaktadır) kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Efor tazminatına ilişkin değerlendirme ile hesaplama yöntem ve şeklinin yerlemiş yargısal uygulamalara uygun olması nedeniyle, mahkemece söz konusu bu raporun benimsenmesinde ve kazada bedensel zarara uğrayan küçük …’nun babasına yapıldığı ileri sürülen tüm parasal yardımların, …’nun uğradığı kalıcı iş göremezlik zararı karşılığı olarak yapıldığı somut olarak kanıtlamadığından, … yararına hüküm altına alınacak maddi tazminat miktarından düşülmemesi gerektiğine ilişkin değerlendirme de isabetlidir. Ayrıca, kabul edilen maddi ve manevi tazminatların miktarı üzerinden doğru şekilde belirlenen nispi karar ve ilam harcından davalı … şirketinin sadece aleyhine hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında da bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm bu hususlara yönelik istinaf itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. 3-Ne var ki görülmekte olan davada, ilk derece mahkemesince , davacı …’in davalı …’ a yönelik maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 331.529,45-TL iş göremezlik ödeneği ve 8.750,50-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 340.281,93-TL’nin davalı …’tan tahsiline ve kalan talebin ise reddine ilişkin 31/03/2018 günlü karara karşı davacı tarafça; … yönünden belirlenen iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat miktarından, davalı … tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin hiç bir şekilde düşülmemesi gerekirken, 20.000,00 ve 25,000,00-TL’lik bu ödemenin güncellenmesi suretiyle, tespit edilen iş göremezlik zararından tenzili sonucunda maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu , bu nedenle söz konusu kararın kısmen kaldırılması gerektiği belirtilerek, maddi tazminatın redde ilişkin hüküm bölümü bakımından istinaf talebinde bulunulduğu görülmüştür. Kaldırma gönderme kararından sonra PMF Yaşam Tablosu ile prograsif rant yöntemine uygun şekilde, karara en yakın tarihteki yasal asgari ücretlerin baz alınarak, sadece davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş halinin tenzili suretiyle düzenlendiği anlaşılan 29/06/2021 günlü aktüer bilirkişi raporunda; davacının talep edebileceği iş göremezlik zararının rapor tarihi itibariyle 711.871,21- TL bulunduğuna ilişkin belirleme ve hesap yönteminde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacı yararına daha önce hükmedilen ve daha önce istinafa konu edilen iş göremezlik zararına konu alacak miktarına karşı, davacı tarafça sadece davalı … tarafından yapıldığı kabul edilen 20.000,00 ve 25,000,00-TL’lik ödemelerin güncellenerek düşülmesi suretiyle sonuç tazminat miktarına hükmedilmesinin hatalı olduğundan bahisle istinaf edilmesi ve iş göremezlik zararından kaynaklanan bu alacak miktarının … tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemeler düşülmeden önce ki duruma göre belirlenen miktardan esasen daha fazla olduğu, bu nedenle de daha çoğuna hükmedilmesi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunmadığı ve 21/03/2018 günlü duruşma oturumunda da açıkça bedel arttırım dilekçesi (17/02/2017) doğrultusunda karar verilmesi talebinde bulunulduğu göz önüne alındığında, davacı …’nun 17/02/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile iş gücü kaybı zararına bağlı olarak talep ettiği miktarın, istinaf eden davalı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturacağı dikkate alınmalıdır. Hal böyle olunca, açıklanan şekilde oluşan usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak nitelikte yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır. 4-Davalı vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminatlara ilişkin istinaf itirazı değerlendirildiğinde, Davacı …’nun babası …’e yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 20.000,00-TL nakdi yardıma ilişkin 12/11/2011 günlü … yönetim kurulu kararında bu yardımın …’in işine gidememesi, hastahanede tedavi sürecinin devam etmesi ve ailenin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle ailenin uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini ile tedavi masraflarının karşılanması için olduğunun bildirildiği ve ödemenin babaya yapıldığı anlaşılmaktadır. 20.000,00-TL’lik böyle bir ödeme yapıldığı tarih gözetildiğinden, ciddi bir meblağ olup, 20.000,00-TL’lik bu ödemenin ne kadarlık bölümünün davacı babanın uğradığı maddi zarara, ne kadarlık bölümünün de manevi zarara karşılık olduğu belirlenemediğinden, davacı …’e yapılan bu ödemenin yarısının babanın uğradığı maddi zarara, yarısının da yine davacı babanın manevi zarara karşılık olduğu ve manevi tazminatın da bölünemez bulunduğu kabul edilerek, davacı babanın manevi tazminata ilişkin zararının karşılanması nedeniyle, davacı baba …’in manevi tazminat talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bundan ayrı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 47. ( benzer düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1.madde hükmünde de mevcuttur) maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi, maluliyet oranı, davacının kaza tarihindeki yaşı (4), paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ve davalı …’ın kaza sonrasındaki davacı tarafa yaklaşımı dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre davacı … lehine hüküm altına alınan manavi tazminat miktarının çok fazla, davacı anne … lehine hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının ise bir miktar fazla olduğu sonucuna varılmıştır.Ancak az yukarıda (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan şekillerde oluşan yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin, maddi ve manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının açıklanan nedenlerle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek davalı … yararına 60.000,00-TL, davacı anne yararına 25.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmek ve davacı babanın manevi tazminat talebinin de reddedilmek ve davacı … yararına hüküm altına alınan maddi tazminata ilişkin hüküm bölümünün de (3) nolu bentte belirtilen biçimde düzeltilmek suretiyle; yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 17.296,29-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 gün ve 2020/544 E., 2021/974 K.sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davacı …’in davalı …’a yönelik maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 350.241,02 TL iş görmezlik tazminatı ile 940,50- TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 351.181,52-TL’nin haksız fiil tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, (Davalı … şirketinin poliçe miktarı ile sorumlu olduğu kısım gözönüne alınarak tahsilde mükerrer olmamak şartı ile) -Davacı …’in bakıcı giderine yönelik maddi tazminat talebinin fazlaya ilişkin kısmının ise REDDİNE, 5/2-Davacı … tarafından davalı …yönünden açılan davanın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere KABULÜ ile, 163.294,25 TL daimi iş görmezlik tazminatı ile 940,50-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 164.234,75 TL’nin 02/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine, (yukarıda davalı … ile kurulan hüküm uyarınca bu davalı ile tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine) 5/3-Davacı … için açılan manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 60.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 5/4-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 25.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 5/5-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının ise REDDİNE, 5/6)-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 29.795,56,TL nispi karar harcından peşin alınan 4.896,35TL (dava açılırken 2.411,35TL+ ıslah ile 1.250,00TL+ 1.235,00TL ıslah ile)nin mahsubu ile bakiye 24.899,21-TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına (Davalı …’ın harcın tamamından, Davalı … AŞnin harcın 11.218,87TLsinden sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartı ile) ( İlk derece mahkemesince verilen ilk karar gereğince yazılan 2014/1040 esas 2018/267 harç tahsil numaralı 20/06/2018 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile 46.907,31TL harç tahsil edilmiş ve ikinci karar nedeniyle bakiye bir harç tahsil edilmiş ise bu durumun gözetilmesi suretiyle), 5/7-Davacı …’in maddi tazminat davası yönünden; a-Kabul edilen davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen 36.282,71-TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine (Davalı … AŞnin ücreti vekaletin 19.552,30TLsinden sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartı ile), b- Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri gereğince, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesanlanan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacı …’den alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine, 5/8-Davacı …’in manevi tazminat davası yönünden; a-Kabul edilen davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 8.600,00-TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine b-Ret olunan davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen gereğince 8.600,00-TL ücreti vekaletin davacı …’den alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’a verilmesine, 5/9-Davacı …’in manevi tazminat davasında; -Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 10/3 madde hükmü uyarınca belirlenen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacı …’den alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’a verilmesine, 5/10-Davacı …’in manevi tazminat davasında; a-Kabul edilen davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine b-Ret olunan davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’a verilmesine, 5/11-Davacı tarafından yapılan 616,10TL adli tıp masrafı, 820,00TL adli tıp masrafı, 3.361,85TL bilirkişi ücreti, tebligat ve tezkere giderleri olmak üzere toplam 4.797,95TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan (%41oranı ile) 1.966,33-TLsinden davalı …’ın, (%95 oranı ile) 4.558,05TLsinden davalı … AŞ’nin sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, -Ayrıca davacılar tarafından bu dava nedeniyle 2.411,35TL peşin harç, 1.250,00TL ıslah harcı ve 1.235,00TL ıslah harcı olmak üzere yatırılan toplam 4.896,35TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 5/12-Davalı … AŞ tarafından yapılan 175,48TL posta masrafı yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına (0,05) göre hesaplanan 8,77TLsının davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 5/13-Davalı … AŞ tarafından yapılan 120,00TL posta masrafı yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına (0,59) göre hesaplanan 70,80-TLsının davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 5/14-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361 hükmü gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2022