Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/523 E. 2023/1292 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/523
KARAR NO: 2023/1292
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2019/342 Esas – 2021/921Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı dava dilekçesinde; davalı kurum tarafından adına düzenlenen ve 17/03/2017 tarihinde kendisine tebliğ edilen 23.02.2017 tarih, … nolu ve yine 24.02.2017 tarih ve … nolu ödeme emirlerinde bildirilen borç aslı ve ferileri olan faizlerin vadesi geçtiği halde ödenmediğinden bahisle ödenmesinin talep edildiğini, öncelikle davalı kuruma böyle bir borcu bulunmadığını, kurum tarafından bildirilen borcun ödenmesi konusunda 6183 AATUHK hükümlerine göre işlem yapılacağının belirtildiğini, davaya konu alacağın gerçek borçlusunun … Sigorta A.Ş olduğunu, davalı kurum tarafından … Sigorta AŞ elyhine de icra takibi yapıldığını, … Sigorta AŞ’nin malvarlığının borcu fazlasıyla karşılayacak miktarda olduğunu, söz konusu alacağın amme alacağı niteliğinde olmadığını ileri sürerek tarafına gönderilen ödeme emirleri nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 5510 sayılı yasanın 88.mad 20.fk gereği davacının dava dışı … Sigorta AŞ’de yönetim kurulu üyesi ve üst düzey yetkili olduğundan sorumluluğunun bulunduğunu, … Sigorta A.Ş tarafından 6111 sayılı yasa gereği aktarılması gereken primler aktarılmadığından borç doğmuş olup, davacının borcun son ödeme tarihinden önce yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmış olmasının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, müvekkili tarafından … Sigorta A.Ş hakkında 6183 sayılı yasaya göre başlatılan ve sonrasında şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında da devam eden takibe konu alacağının amme alacağı niteliğinde olduğunu, imtiyazlı alacak olduğunu, müvekkili tarafından takip ve tahsilat yönünde yasal her türlü işlemin gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savumuştur. Dava ilk olarak İstanbul 19. İş Mahkemesi’nde açılmış, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/296 E – 2018/298 K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı vermiş, karar İBAM 33 .HD’nin 2018/1985 Esas, 2018/ 1211 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ”… davacının, … Sigorta A.Ş.’nin 20/05/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine atandığı, bu kararın 04.06.2015 tarihinde ilan edildiği, 25/05/2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında atanan üyeler arasından şirketi sınırsız temsil ve ilzama yetkili başkan ve üyelerin seçildiği, davacının bu üyeler arasında olmadığı, T.C. Başbakanlık makamının 07/08/2015 tarih ve 24316 sayılı onayı ile … Sigorta A.Ş.’nin tüm branşlardaki ruhsatlarının iptal edildiği ve yönetim kurulu başkan ve üyelerinin tamamen değiştirildiği ,5510 sayılı yasanın 88 Md.’de “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise ” ibaresi kullanılarak sorumluluğun ön koşulu olarak haklı bir sebep bulunmaması öngörülmüş yani sorumluluğun müşterek ve müteselsil sorumluluk olmasının yanı sıra kusur sorumluluğu olduğunun da belirlendiği, somut olayda, İdare ve temsil yetkisi yönetim kurulu kararı ile atanan kişilerden bazılarına devredilmiş durumda olup davacının ödeme emirlerinde belirtilen tarihlerde idare ve temsil yetkisi bulunmadığı, TTK’nın yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen 553 Md.’sinin 2. Fıkrasında yönetim kurulu devredilmesi halinde devreden organ veya kişilerin, devralan kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmayacaklarının düzenlendiği; davacının hem yönetim ve temsil yetkisinin devredilmiş olması hem de görev aldığı 2 aylık sürede şahsen kendisine yükletebilecek bir kusurun bulunmaması nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı, ayrıca her ne kadar ödeme emirlerinde alacağın kamu alacağı olarak nitelendirilip 6183 sayılı kanunun uygulanacağı belirtilmiş ise de alacak nitelik olarak 2918 sayılı Kanunun 98 Md. dayalı özel sigortacılık faaliyetinden doğan prim alacağı olup kamu alacağı olmadığından 6183 sayılı kanunun uygulanması mümkün olmayıp davacı kendisine gönderilen ödeme emirlerinden dolayı borçlu olmadığı” gerekçesi ile; Davalı kurum tarafından gönderilen 23.02.2017 tarihli … No’lu ve 24.02.2017 tarihli … No’lu ödeme emirlerinden dolayı davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE, karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri:Davalı vekili, Davanın bir sigortacılık faaliyetinden kaynaklanmadığını, müvekkili kurumun bir ticari işletme olmadığını, TTTK’dan kaynaklanan bir dava olmadığından Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığını, dava konusu uyuşmazlığın 6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanan bir kamu alacağına ilişkin olduğunu, İş Mahkmesi’nin görevli ve yetkili olduğunu, imtiyazlı alacak olan dava konusu alacaktan davacının … Sigorta AŞ’nin yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle sorumlu olduğunu, müvekkili kurum aleyhine nısbi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, dava dışı … Sigorta A.Ş’nin 6111 sayılı yasanın 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklikle trafik kazalarındaki tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu tutulması dolayısıyla SGK’ya aktarılması gereken prim borcunu aktarmaması nedeniyle 5510 sayılı yasanın 88.maddesine dayanılarak … Sigorta A.Ş’nin yönetim kurulu üyesi olan davacıdan tahsili istemi ile gönderilen ödeme emrine konu alacakla ilgili borçlu olmadığının tespiti ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. 1-)5510 sayılı kanunun 88. maddesinde, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü getirmiştir. 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir. 13.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.2.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklikle 1.fıkrasında “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı…” hükmüne yer verilmiş; Aynı maddenin 2. fıkrasında “Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından …na aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. “; Aynı maddenin 3. fıkrasında ise “Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan düzenleme ile kanunun yürürlük tarihinden sonra ve önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin, … (SGK) tarafından karşılanması amaçlanmıştır. SGK için oluşacak maddi yük ise sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının Kuruma aktarılması ile sağlanacaktır. Buradaki prim borcu, sigorta şirketi ile sigortalı kişi arasında imzalanan sözleşme niteliğindeki sigorta poliçelerinde yazılı olan ve sigortalı tarafından ödenen bedeldir. Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Kuruma zorla tahsil yetkisi verilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde (ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde) ise SKK’nın 5510 sayılı Kanun’dan doğan prim alacağına ilişkin olarak düzenleme getirilmiş olup buna göre aynı Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenlerin prim borcunu ödememesi halinde işveren konumundaki kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin müteselsil sorumluluğu düzenlenmiştir. Anlaşılacağı üzere 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi ile şirket yönetim kurulu üyelerinin müteselsilen sorumlu olduğu prim borçları ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde düzenlenen sigorta şirketlerine aktarım yükümlülüğü getirilen prim borcu birbirinden farklıdır. 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinden doğan aktarım borcuna konu primin ödenmemesi halinde şirket yönetim kurulu üyelerinin 5510 sayılı kanunun 88. maddesi ile 6183 sayılı kanunun mükerrer 35. maddesine dayanan müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır. Sonuç olarak; toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere göre kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; somut olayda eldeki dava, dava dışı … Sigorta AŞ’nin SGK’ya aktarılması gereken prim borcunu aktarmaması nedeniyle 5510 sayılı yasanın 88.maddesine dayanılarak … Sigorta A.Ş’nin yönetim kurulu üyesi olan davacıdan tahsili istemine ilişkin olduğundan, davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bakılmasında görev yönünden bir isabetsilik bulunmamasına, kaldı ki İş Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmiş olmasına; dava dışı … Sigorta AŞ’nin ruhsatının iptal edilmesinden önce 2 aylık sürede yönetim kurulu üyesi olan davacının 2918 sayılı KTK’nın 98/2.maddesinde düzenlenen dava dışı sigorta şirketinin aktarması gereken prim borcundan, 5510 sayılı kanunun 88. maddesi ile 6183 sayılı kanunun mükerrer 35. maddesinden doğan müteselsil sorumluluğu bulunmamasına göre, davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-)Ancak, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı yasanın 35. maddesi “6183 sayılı yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmadığından, davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. Ne var ki hatalı bu uygulamanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın kaldırılması ve HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince hatalı uygulamanın düzeltilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir. ilişkin istinaf talepleri yerindedir. Bu itibarla; tespit edilen yanılgılar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinaf istemine konu kararının kaldırılmasına ve HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince yanılgılı hususlar düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm kurulabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, I/Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı harçtan muaf olup, istinaf başvurusu sırasında harç yatırmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, b/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, II/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2021 gün ve 2019/342Esas, 2021/921 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;1/Davanın KABULÜNE, 2/Davalı kurum tarafından gönderilen 23.02.2017 tarihli 93153019-206-E-1045064 No’lu ve 24.02.2017 tarihli 93153019-206-E-1052719 No’lu ödeme emirlerinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, 3/Davalı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan 31,40-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4/Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5/Davacı tarafından yapılan 6,40-TL vekalet suret harcı, 294,50-TL tebligat gideri, 3.200,00-TL bilirkişi ücretinden ibaret toplam 3.500,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6/Gider avansından arda kalanın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361 hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/07/2023