Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/37 E. 2022/38 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/37
KARAR NO: 2022/38
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2021
NUMARASI: 2017/456 E 2021/139 K
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; 05/09/2015 kaza tarihinde, davalı … idaresindeki, davalı …’e ait … plaka sayılı aracın, … isimli şahıs sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması ve araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde … ve …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca çarpması neticesinde ölümlü ve yaralamalı trafik kazası gerçekleştiğini, trafik kazası neticesinde …, … ile …’ın vücut bütünlüklerinin bozulması suretiyle vefat ettiklerini, davacılardan …’in çocuğu …’nun ise kardeşi olan ve trafik kazasında vefat eden …’nin içinde bulunduğu aracın trafik kazasının gerçekleşmesinde bir kusurunun bulunmadığını beyanla, davacı … için 200.000 TL, davacı … için 200.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1000 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının, davalılar … ve …’tan olay tarihinden, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; Davanın; dava tarihi itibariyle yazılı yargılama usulüne tabi olduğu, üç kez takipsiz bırakıldığı, bu haliyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği görüşünden hareketle, davanın HMK’nın 150/6. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davalı … Sigorta A.Ş (eski ünvanı … Sigorta A.Ş) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; İlk derece mahkemesince icra olunan 30/09/2020 tarihli duruşma oturumuna davacılar vekilinin katıldığı, maddi tazminat yönünden tüm davalılara yönelik açılan davadan feragat ettikleri ve yargılama gideri ve ücreti vekalet istemlerinin bulunmadığı yönünde beyanda bulunduğu, hal böyle olunca da maddi tazminat istemleri yönünden; davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Eldeki dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; İlk derece mahkemesince icra olunan 30/09/2020 tarihli oturumda davacılar vekilinin; maddi tazminat talepleri yönünden davalılara yönelik açtıkları davadan feragat ettikleri, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı, manevi tazminat yönünden ise davaya devam ettikleri yönünde beyanda bulunduğu ve beyanını imzası ile onayladığı, aynı oturumda davalı istinaf eden sigorta vekilinin; yargılama gideri ve ücreti vekalet taleplerinin olmadığı, açılan maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği yönünde beyanda bulunduğu ve beyanını imzasıyla onayladığı, davacılar vekilinin feragat beyanının ve davalı vekilinin feragatı kabul beyanının, davacılar ile istinaf eden sigorta şirketi arasında ki sulh sözleşmesine dayandığı, anlaşılmıştır. İstinaf nedenleri göz önüne alındığında eldeki davada uyuşmazlık; davacılar vekilinin beyanının HMK’nın 307 ve devamı maddeleri kapsamında kesin hükmün sonuçlarını doğuracak nitelikte feragat olup olmadığı, davadan feragat edilmesini müteakip davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde feragat edilen hususlar yönünden, istemlerin feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere HMK’nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı gibi HMK’nın 311. maddesi uyarınca kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Feragat, davaya son veren bir işlemdir. Davasından feragat eden davacı, dava dilekçesinin talep sonucu bölümüne konu ettiği haktan vazgeçmiş olur. Feragat herhangi bir şarta bağlanamayacağı gibi, davadan feragat edildiğine ilişkin iradenin açık ve kesin bir dille bildirilmiş olması da zorunludur. Bu nitelikteki bir feragat davalı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir ve kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir. Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile, davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır. Açıklamadan sonra somut olaya dönülecek olursa, davacılar davada talep ettiği maddi tazminat isteminden; sigorta şirketi ile aralarında yaptıkları sulh sözleşmesi gereğince feragat etmiştir. Bu husus tarafların dilekçeleri ve en son istinaf eden vekilinin istinaf dilekçesi içeriğiyle sabittir. Dolayısıyla da somut olaydaki feragat HMK’nın az yukarıda açıklanan 307 ve devamı maddeleri kapsamındaki kesin hükmün sonuçlarına doğuran feragat niteliğinde olmayıp, sigorta şirketi ile yapılan sulh sözleşmesine bağlı, hakkın özünden vazgeçmeyi içermeyen feragat niteliğindedir. Sonuç olarak, dosyada ki bilgi ve belgelerin istinaf nedenleri ile birlikte incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; davacılar vekilinin maddi tazminat istemlerinden feragata ilişkin beyanının, hakkın özünden vazgeçme niteliğinde olmayıp davacılar ile istinaf eden sigorta şirketi arasındaki sulh sözleşmesine dayandığı, HMK’nın 150/7. maddesi hükmü uyarınca açılmamış sayılan davada talebin dahi vaki olmamış sayılacağı, istinaf eden vekilinin istinaf nedenlerine göre inceleme yapılmasını gerektirecek ilk derece mahkemesince talebi yönünden verilmiş olumlu ve olumsuz bir kararında bulunmadığı anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasa uygun, başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak istinaf eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddine, 2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL maktu karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.03/02/2022