Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/346 E. 2022/1280 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/346
KARAR NO: 2022/1280
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2016
NUMARASI: 2016/347Esas – 2016/868Karar
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkil şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip ile çeke bağlı icra takibi yapıldığını, müvekkili şirket tarafından çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesi ile İstanbul 1. İcra hukuk Mahkemesi 2009/1909 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve 2010/1012 sayı ile de karara çıktığını , Yargıtay incelemesinden sonra 2011/991 Esas ve 2011/1026 Karar ile müvekkil talebinde haklı bulunduğunu ve davalı … aleyhine alacağın %40’ı tutarında kötü niyet tazminatına mahkum edildiğini, kararın müvekkili şirket tarafından kötü niyet tazminatı ilgili olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı takibe konulduğunu, bu arada davalı …’nın ortağı olduğu … Ltd Şti’i 120.000,00- Tl değerindeki %50 hissesini annesi …’ya 17/01/2011 tarihli devir sözleşmesi ve 19/01/2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanarak bila bedel devrettiğini, devrin mal kaçırmak kastı ile yapıldığını ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı …’nın … Ltd. Şti. hissesi %50 olmayıp, %20 olduğunu, hissiye devralan anne …’nın şirket dışı olmayıp şirketin kuruluşundan beri ortak olup onunda hisse oranının %20 olduğunu, hisselerin bedeli verilerek devredildiğini, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”… Davacının talebi iptale yönelik olmayıp dava dışı şirket adına davalı … adına hissenin devirine ilişkin tekrar geri yazılmasına ilişkin olup, bu itibarlada davanın reddi gerekir. Davacının muvazza iddiası ile ilgili olarak davalılar arasındaki hisse devir sözleşmesinde davalı …’nın hissedar olduğu diğer davalı oğlu ile ilgili arasındaki hissenin alımı satımı belgelendirildiği ve bu miktarda alım satımın daha yüksek meblağda yapıldığı bilirkişi raporu ile saptandığı ve …’nın hissesinin diğer davalıdan aldığı hisse ile arttğı hissenin %20 olarak devredildiği, ve belirtilen Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda yapılan incelemeye göre muvazaa iddiasının ispatlanamadığı hisse devrinin gerçek olduğu, ve hukuk genel kurulunun kararına göre tasarrufun davacı alacağı ile sınırlı olarak iptali talep edilmediğinden ayrıca %20 İ.İ.K. tazminatı ile ilgili alacağın ilamlı icraya konulmadan ve hisse devir sözleşmesinden sonra bu alacağı kesinleştiğinden bu nedenlerle davacının açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerektiği ” gerekçesiyle; Davacının açmış olduğu davanın REDDİNE, ” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1909 Esas sayılı dosyasında 18/10/2011 tarihinde müvekkili lehine karar verildiğini, davalı … aleyhine alacağın %40’ı oranında kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, davalının temyizi üzerine dosyanın yeniden Yargıtay’a gitmesi üzerine iş bu kötüniyet tazminatının %20’ye indirildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu adına kayıtlı borcu karşılayacak miktarda mal bulunmadığının ortaya çıktığını, mahkeme kararından sonra davalı …’in hisselerinin bila bedel ve alel acele annesi …’a devrediliğini, devir işleminin muvazaalı olduğunu, bilirkişi raporunda … Ltd Şti’nin öz sermayesinin borcu karşılamaya yeter bulunmasının, borçlu …’nın hisselerini devretmesi karşısında müvekkili yönünden bir önemi olmadığını, müvekkilinin alacağının karşılıksız kaldığını, kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK 355. maddesi gereğince, İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı … tarafından, davacı şirket aleyhine, 09.10.2009 tarihli, 1.200.00,00-TL bedelli çek için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, davacı şirket tarafından İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nde imzaya itiraz davası açıldığı, Mahkemenin 18/10/2011 tarih ve 2011/991 Esas, 2011/1026 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile icra takibinin davacı yönünden durdurulmasına, takibe kötü niyetle devem eden davalı -alacaklının takibe konu asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, buna göre 480.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği; kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. HD’nin 18.10.2012 tarih ve 2012/21363 Esas, 2012/30224 Karar sayılı kararı ile icra inkar tazminatının asıl alacağın %20 sinden fazla olamayacağı gerekçesiyle bozulduğu, bozma sonrası dosyanın İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/471 Esasını aldığı, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/471 Esas, 2014/71 Karar sayılı kararı ile, takibin durdurulması yönünde karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına , takibe kötü niyetle devam eden davalı-alacaklının asıl alacağın %20 ‘si oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, 240,000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın 29.09.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Eldeki davada davacı vekili, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ( yeni esas …) ilamlı icra takibi sonrası, davalı borçlu …’nın 17/01/2011 tarihinde … Ltd Şti’ndeki hissesini annesi olan diğer davalıya bila bedel devrettiğini, devrin muvazaalı olduğunu ileri sürerek hisse devri şeklinde yapılan tasarrufun iptaline ve devredilen hissenin davalı … adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, istinaf incelemesi devam ederken, davalılar vekilince Dairemize hitaben yazılan 05.08.2022 tarihli dilekçe ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ( yeni esas …) sayılı dosyasında borcun tamamen ödendiği, icra dosyasının infaz edildiği, bu nedenle tasarrufun iptali davasının konusunun kalmadığı belirtilerek, dosya kapsamında davanın ilk olarak açıldığı İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/397 Esasına 22.05.2012 tarihli tensip zaptındaki ara karar ile, şirket hisseleri üzerine konulan tedbirin kaldırılması istenmiştir.Ayrıca dilekçe ekinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/345 Esas sayılı dosyasına gönderilmek üzere yazılan 30.06.2022 tarihli yazı ile, icra dosyasının 24.03.2021 tarihinde infazen kapatılarak işlemden kaldırıldığı hususunun derkenar edildiği görülmüştür. Dosya kapsamına göre, davacı alacaklı şirket tarafından, 480.000,00-TL icra inkar tazminatı ve masrafları toplamı 485.8032,26-TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas (yeni esas …) sayılı dosyasında, davalı … aleyhine 01/12/2011 tarihinde ilamlı icra takibine geçildiği, dosyaya davalı borçlu tarafça 672.000,00-TL yatırıldığı, dosyadaki borcun 11.03.2021 tarihili kapak hesabına göre 972.772,25-Tl olduğu, borçlunun 23.03.2021 tarihli dilekçesi ile, İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/471 Esas, 2014/71 Karar sayılı kararı ile ilamlı takibe konu inkar tazminatının 240.000,00-TL’ye indirildiği, talep üzerine; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nce 24.03.2021 tarihinde yeni kapak hesabı yapıldığı, buna göre davacı alacaklıya masraflar kesildikten sonra 466.290,56-TL ödeme yapılarak reddiyat işleminin gerçekleştirildiği , icra dosyası kapağı üzerinde infaz edildiğine dair ibare bulunduğu anlaşılmıştır. Yine, dosya kapsamından, davanın ilk olarak İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/397 Esas sırasında açıldığı, mahkemenin 22.05.2012 tarihli tensip zaptının 15 nolu bendinde verilen ara karar ile … Ltd. Şti. hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, tedbirin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürüğü tarafından şirketin dosyasına işlendiği, dosya hakkında İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında çıkan iş bölümü uyuşmazlığının Yargıtay 20. HD’nin 2015/ 8381E.-10823 Karar sayılı kararı ile giderildiği, dosyaya İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bakılması yönünde karar verilmesi üzerine, dosyanın iş bu mahkemece sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır.Bu itibarla, yerel mahkemece tüm bu açıklanan hususların bir bütün olarak değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2016 tarih ve 2016/ 347 Esas, 2016/ 868 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2022