Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/326 E. 2023/391 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/326
KARAR NO: 2023/391
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2021
NUMARASI: 2020/285 Esas – 2021/977 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; 23.04.2012 kaza tarihinde sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile kırmızı ışıkta geçerek davacı müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazanın gerçekleşmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu ve kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığını, zararların giderilmesi hususunda sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.500,00.-TL daimi sakatlık tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından daha önce müvekkili aleyhine aynı taleple Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunulduğunu ve sigorta hakemince; talebin zamaşamına uğramış olması nedeniyle başvurunun reddine karar verildiğini, hakem kararına karşı süresi içerisinde itirazda bulunulmaması nedeniyle kararın kesinleştiğini, söz konusu kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafından, davalı sigorta şirketine karşı, 30.07.2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurularak, 5.100,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak kendisine ödenmesinin talep edildiği, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 24.12.2019 tarih ve 2019/67645 E. 2019/100459 K. sayılı kararı ile, başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine dair itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, akabinde bu kez davacı tarafından davalı aleyhine görülmekte olan davanın açıldığı, Sigorta Tahkim Komisyonu dosyası ile görülmekte olan davanın konusunun, taraflarının ve sebebinin aynı olduğu, komisyonca “Başvuru Sahibinin Talebinin Reddine” ilişkin verilen kararın 5684 sayılı kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere verildiği, başvurucu tarafından süresi içerisinde itiraz yoluna başvurulmadığı, dolayısıyla Sigorta Tahkim Komisyonu’nun ilgili kararının, iş bu dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Sigortacılık Kanunu’nda İtiraz Hakem Heyeti kararlarının mahkeme kararları gibi kesin hüküm teşkil edeceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12.maddesinde ise hakemin vermiş olduğu kararların mahkeme kararları gibi ilam niteliğinde sayılmasına, kesin hüküm oluşturmasına ilişkin bir hükme yer verilmediği, bu sebeple yerel mahkemenin, söz konusu tahkim kararının kesin hüküm teşkil edeceği yönünde ki kararında isabet bulunmadığı, müvekkili …’ın 23/04/2012 tarihli kaza sonucu malul kalması sebebiyle açılmış olan davada, yerel mahkemece delillerin değerlendirilmediği, gerekli incelemenin yapılmadığı, haksız şekilde davanın reddedildiği, davalının kesin hüküm itirazlarına ilişkin beyanda bulunmak için süre talep etmelerine rağmen, mahkemece bu taleplerinin değerlendirilmediği, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince taleplerinin zamanaşımından reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, zira somut olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi olduğu ve söz konusu süreninde geçmediği, hal böyle olunca da, ilk derece mahkemesince delillerin toplanarak istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. Görülmekte olan dava; trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle daimi maluliyet tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; tahkim kararlarının, genel mahkemelerde görülen davalar bakımından kesin hüküm niteliği taşıyıp taşımadığı ve taşımakta ise kesin hüküm neden ve şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir. Bilindiği gibi kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmazlığı ortadan kaldırır. Bu yüzdendir ki açılan bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması bir yargılama koşulu olup, mahkemece re’sen gözetilmesini gerektirir.(HMK.m.303) Somut olaya gelince; davacının, eldeki davanın açılmasından önce Sigortacılık Kanunu’nun kendisine tanıdığı seçimlik hakkını kullanarak, kendisi yönünden ihtiyari çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde davalı sigorta şirketi aleyhine fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (HMK.m.107) daimi maluliyet nedeniyle 5.000,00-TL, geçici iş göremezlik nedeniyle 100,00-TL olmak üzere 5.100,00-TL tazminatın sigorta şirketinin temerrüde düştüğü başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi istemiyle başvuruda bulunduğu, davacının bu başvurusunun, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen 24/12/2019 gün ve 2019/67645 E. 2019/100459 K. sayılı kararla zamanaşımı nedeniyle, -Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzer- reddine karar verildiği, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 13/01/2021 tarihli cevabi yazısına göre, hakem kararının taraflara bildirildiği ancak itiraz yoluna başvuruda bulunulmayarak kesinleştiği, davacının sigorta tahkim komisyonunca verilen kararın kesinleşmesinden sonra aynı konuda, aynı dava nedenlerine dayanarak, aynı davalıya karşı artık genel yargı yoluna başvuramayacağının açık bulunması karşısında, yerel mahkemece yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf itirazının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hüküm gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / Gerekçe uyarınca, 1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca Esastan Reddine,2/İstinaf karar ve ilam harcı olarak alınması gereken 179,90-TL den, başvuru sırasında peşin alınan 80,70-TL nin düşülmesi ile kalan 99,20-TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361.madde hükmü gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/03/2023