Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/244 E. 2023/994 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/244
KARAR NO: 2023/994
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2020/95 Esas – 2021/1028 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı otobüsün sebebiyet verdiği, arkadan çarpma şeklinde gerçekleşen 25/08/2019 günlü trafik kazasında, vekil edenine ait …yabancı plaka sayılı aracın hasarlanarak değer kaybına uğradığını, aracın onarımı süresince kullanılamayacak olması nedeniyle ikame araç bedelinin de davalılarca karşılanması gerektiğini, ayrıca vekil edeninin kaza nedeniyle Kocaeli’nde iki gün konaklamak ve Türkiye’de tatil amaçlı bulunan vekil edeninin kaza sonrasında ailesi ile birlikte uçakla geri dönmek zorunda kaldığını, arabuluculuk başvurusundan da sonuç alamadıklarını ileri sürerek, müvekkilinin uğramış olduğu zarar miktarı tam ve belirlenebilir hale geldiğinde arttırılmak üzere 500,00-TL’si araç hasar bedeli, 500,00-TL’si araç değer kaybı zararına karşılık olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi zararın tüm davalılardan, ayrıca 50,00-TL’si araç mahrumiyet zararı, 500,00-TL’si konaklama gideri, 500,00-TL’si ulaşım gideri (uçak biletleri), 590,00-TL’si de ekspertiz masrafı olmak üzere toplam 2.090,00-TL maddi tazminatın da sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 05/08/2021 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de; araç hasar bedeline ilişkin istek miktarını 107.146,41-TL’ye, araç mahrumiyeti zararına ilişkin istek miktarını 3.289,00-TL’ye, ulaşım giderine ilişkin istek miktarını 9.197,07-TL’ye ve konaklama bedeline ilişkin istek miktarını da 1.380,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalılar ise vekilleri vasıtasıyla verdikleri cevap ve beyan dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, talep konusu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kazaya sebebiyet veren otobüsün davalı … A.Ş tarafından işletildiğinin tespit edilmesi nedeniyle sözü edilen davalının husumet itirazlarının yerinde olmadığı, kaza sonrasında yurtdışına götürülen araçtaki hasar tutarının Avusturya koşullarına göre KDV dahil 12.663,044 Euro olabileceğinin bilirkişi raporuyla belirlendiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 06/11/2019 tarihinde 2.075,85 Euro ödeme yapıldığı gözetildiğinde, talep edilebilecek hasar miktarının 10.587,59 Euro olacağı, dava tarihindeki güncel Euro kuru (6.6372-TL) dikkate alındığında, zararın 70.271,95-TL’le tekabül ettiği, ayrıca aracın tamirde kalacağı süre içerisinde aracından faydalanamayan davacının, araç mahrumiyeti zararının tahsiline karar verilmesi talebinde haklı olduğu, ancak hasarın onarımı için gerekli makul sürenin 5 gün olabileceği bilirkişi raporuyla belirlendiğinden, buna göre günlüğü 65 Euro üzerinden 325 Euro zarar oluştuğu, bu zararın TL karşılığının da 2.157,09-TL bulunduğu ve davacının ayrıca 590,00-TL ekspertiz masrafı yapmak zorunda kaldığının anlaşıldığı, ancak dosyadaki bilgi ve belgelere göre değer kaybı zararının oluşup oluşmadığı konusunda, değerlendirme yapılamayacağına ilişkin bilirkişi raporuna davacı tarafça itiraz edilmediği gözetildiğinde, kanıtlanamayan değer kaybı talebi ile davacının kaçınmasını olanaksız kılan zararlardan olduğu kabul edilemeyeceğinden, konaklama ve ulaşıp giderlerine ilişkin talebin reddi gerektiği ve davacı vekili her ne kadar bilirkişi raporundan sonra hasar ve onarım bedeli ile aracın kullanılamamasından kaynaklı zarar bedeli bakımından o anki güncel Euro kurunu esas alarak davasını ıslah etmiş ise de davanın açıldığı tarihteki güncel Euro efektif satış kurunun 6,6372 TL olduğu ve ıslah yapılırken esas alınması gereken miktarın da bu olduğu, buna göre Euro kurunun dava tarihi yerine ıslah tarihi olarak baz alınması sebebiyle hasar ve onarım bedeli ile aracın kullanılamamasından kaynaklı zarar bedeli bakımından Mahkememizce kabul miktarını aşan kısım ile ilgili davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği şeklindeki gerekçeyle;
– AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, -70.271,95 TL hasar ve onarım bedelinin davalılar … ve … AŞ’den olay tarihi olan 25/08/2019 tarihinden, davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, -2.157,09 TL aracın kullanılamamasından kaynaklı zarar bedeli ile 590,00 TL ekspertiz masrafının … ve … AŞ’den olay tarihi olan 25/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, aracın kullanılamamasından kaynaklı fazlaya ilişkin zarar bedelinin reddine, -Değer kaybı, konaklama ve ulaşım masrafına ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı tüm taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; yurt dışında yaşayan vekil edeninin aracında meydana gelen hasar bedelinin ve araç mahrumiyet zararının yabancı para cinsi üzerinden talep edileceğinden; yabancı para cinsi üzerinden oluşan zararın TL karşılığının dava tarihindeki kur üzerinden değil güncel kur üzerinden belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla kararın bu yönü ile hatalı olduğu, ayrıca kaza nedeniyle yapılmak zorunda kalınan konaklama ve ulaşım giderlerinden davalı araç sürücüsü ve araç işleteninin sorumlu olduğu halde hatalı değerlendirme sonucunda bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı bir başvuru yapılmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin mahkemece gözetilmediği, ayrıca gerçek hasar bedelinin zenginleşmeye yol açmayacak şekilde doğru bir şekilde tespiti gerekirken bunun yapılmadığı ve onarıma ilişkin herhangi bir fatura ibraz edilmeden oluşan zarar miktarına KDV’nin dahil edilmiş olmasının da hatalı bulunduğu, bu nedenlerle de ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Davalı … A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; talep konusu kazaya yabancı plakalı araç sürücüsünün yolda aniden durmasının sebebiyet verdiği belirgin bulunduğu halde kazanın oluşumundaki tüm kusurun … plaka sayılı araç sürücüsüne yüklenmiş olmasının isabetsiz olduğu, ayrıca davacının uğradığı zararın varlığını ve miktarını kanıtlaması gerekirken yetersiz inceleme ve değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu ile yetinilmesinin doğru olmadığı, kaldı ki araç mahrumiyeti süresinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiği ve ayrıca yakıt ve otopark masraflarından da kurtulmuş olacağının gözetilmediği, ekspertiz masrafı talebinin de son derece fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri ise; kusura ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin isabetsiz olduğu, kazanın meydana gelmesinde vekil edenine yükletilebilecek bir kusur bulunmadığı, ayrıca talep edilen tazminat bedellerinin son derece soyut olması nedeniyle davacının gerçek zarar miktarını usulen kanıtladığından söz edilemeyeceği, zaten konaklama gideri ve ulaşım giderine ilişkin taleplerin yersiz talepler olduğu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken vekil edeninin sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasının isabetsiz olduğuna yöneliktir. Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının eldeki davayı açmadan önce davalı sigortacıya karşı arabuluculuğa başvurduğu ve bu başvurunun anlaşmazlıkla sonuçlandığı anlaşıldığından, ayrıca yazılı bir başvuru yapılmasının gerekmemesine, davacıya ait aracın yabancı plakalı olduğu, davacının geçici olarak geldiği Türkiye’de meydana gelen trafik kazasında aracının hasarlanması nedeniyle ikamet ettiği Avusturya’ya götürülerek orada tamir edildiği, bu tamir için davacı adına KDV dahil 12.663,44-EURO bedelli fatura düzenlendiği anlaşıldığına, dolayısıyla davacının yaşadığı yabancı ülke koşullarına göre oluşan zararının davalı taraftan talep edebileceği ve aracını Türkiye’de tamir ettirmek gibi bir zorunluluğu olmadığından ve eldeki dava kapsamında temin edilen 21/07/2021 günlü bilirkişi raporunda faturaya bağlanan tamir bedelinin davacının yaşadığı ülke rayiçlerinde olduğu, hasarın kazayla uyumlu bulunduğu ve böyle bir hasar için mutat tamir süresinin 5 gün olacağı, buna göre de davacının yine yaşadığı ülke koşullarına göre günlük 365,00-EURO harcama yapacağı tespit edildiğinden mahkemece söz konusu bu bilirkişi raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine, ayrıca söz konusu bu raporda kazanın oluşumunda taraf kusur durum ve oranlarının ne olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin de dosyaya oluşa uygun ve kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağındaki tespitlerle de örtüşmesi karşısında mahkemece kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin kabul şeklinde de bir yanılgı bulunmadığına ve davacının eldeki davayı açmadan önce ekspertiz görüşüne başvurması nedeniyle bu inceleme için harcamak zorunda kaldığı bedeli de davalı araç sürücüsü ve davalı araç işleteninden isteyebileceği konusunda da bir duraksama bulunmadığına; buna karşılık davacının yaptığı konaklama ve ulaşım giderlerinin, salt talep konusu kaza nedeniyle yapıldığı söylenemeyeceğinden, (- kaza olmasa dahi davacı Türkiye’de konaklayacak ve ikamet ettiği ülkeye dönecektir-)bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmiş olmasında bir yanılgı tespit edilemediğine ve davacının yabancı para cinsinden uğradığı maddi zararlarını TL cinsinden talep ettiği gözetildiğinde, mahkemece dava tarihindeki kur üzerinden belirlenen TL karşılığının hüküm altına alınmış olmasının da doğru bulunmasına göre; tüm taraf vekillerinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak tüm taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile bakiye 99,20-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davalılardan alınması gereken 4.987,93-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 3.741,00-TL harcın düşümü ile kalan 1.246,93-TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-İstinaf yasa yoluna başvuran tüm taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/06/2023