Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/2354 E. 2023/1295 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/2354
KARAR NO: 2023/1295
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2022
NUMARASI: 2020/472 Esas – 2022/637 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 25.10.2019 tarihinde, … sevk ve idaresindeki … plakalı sigortasız traktör ile müvekkili …’nin yolcu olarak bulunduğu, vasisi …’nın sürücüsü olduğu … plakalı otomobilin çarpışması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin sakat kaldığını, davalı tarafın kazada tam kusurlu olduğunu ileri sürerek HMK 107/1-2 maddesi kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalarının kabulü ile; 400,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL geçici bakıcı gideri, 4.500,00-TL daimi iş göremezlik tazminatı ve 1.260,00-TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 6.260,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 08/01/2022 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 59.597,37-TL ‘ye yükseltmiş, 06/04/2022 tarihli dilekçesiyle talebini toplam 88.683,63–TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline davdan önce başvurulmadığından, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davanın traktörün sürücüsü ve işletenine ihbar edilmesini talep ettiklerini, savcılık soruşturmasının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlandığını, davanın velayeten açılmış olması sebebiyle 1982 doğumlu olan …’nın fiil ehliyetinin olup olmadığı yönünde davacı yana dava dilekçesinin açıklattırılması için kesin süre verilmesini istediklerini, davacının tedavi gideri, bakım gideri ve geçici işgöremezlik taleplerinden müvekkili kurumun sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”.. dosya içerisinde yer alan Çorum 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/621-712 Esas-Karar sayılı kararı ile davacı …’nin kısıtlanarak babası … nın vasi olarak atanıp velayeti altında bırakılmasına karar verildiği, traktör sürücüsü …’nin kazanın oluşumunda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, traktörün kaza tarihinde herhangi bir zorunlu mali mesuliyet sigortası olmadığının anlaşıldığı,Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 13.09.2021 tarihli raporda; davacının Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre vücut genel çalışma gücünden %4 (yüzdedört) oranında kaybettiğini, 3 (üç) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 2 (iki) hafta süresince başkasının yardımına ihtiyaç duyduğunu, maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin 12. Maddesine (03.08.2013-28727 sayılı resmi gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığını tespit ve rapor edildiği , bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik zararının 7.908,9 TL olacağını, bakıcı gideri sebebiyle maddi tazminatın 925,23 TL net olacağını, sürekli iş göremezlik bedelinin güncel verilere göre alınan ek raporda 79.849,50 TL olacağının tespit ve rapor edildiği, bilirkişi raporunun denetlemeye ve hükme elverişli olduğu , dosya kapsamında toplanan deliller de 1.260,00-TL adli tıp rapor ücreti için davacı tarafça masraf yapıldığının anlaşıldığı, Belirsiz alacak davasında davacı talep sonucunu yargılama sırasında belirlemektedir.HMK’nın 107. maddesinin gerekçesine göre, alacak belirli hale geldiğinde artırım, sadece bir kez yapılabilir. İkinci kez artırım yapılmak istenirse, iddianın genişletilmesi yasağı ile karşı karşıya kalınır. Somut uyuşmazlıkta, dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, davacı vekili 06/04/2022 tarihli ikinci talep artırım dilekçesinde sürekli iş gücü kaybı tazmin alacağı talebini ikinci kez artırdığı, davacı vekilinin taleplerini ikinci kez artırmalarına davalının açık muvafakati olmadığından iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında ikinci talep arttırım dilekçesi dikkate alınmaksızın aşağıdaki şekilde karar verildiği” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1-)7.908,90-TL geçici işgöremezlik, 50,763,24-TL sürekli işgöremezlik ve 925,23-TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 59.597,37-TL maddi tazminatın 06/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-)1.260,00-TL adli tıp rapor ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili; yerel mahkemece güncel asgari ücret verilerine göre hesaplama yapılmayan kök rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili yönünden hak kaybına neden olunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili, dava öncesi müvekkiline usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davacı kısıtlı …’nin kaza öncesi zihinsel engeli nedeniyle zaten çalışamaz durumda engelli olması nedeniyle lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğini, kaza nedeniyle bakıcı gideri yapıldığı davacı tarafça ispat edilememesine rağmen bakıcı giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH ve %1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, kaza tespit tutanağında emniyet kemeri bulunmadığı anlaşılmasına rağmen müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, adli tıp rapor ücretinin müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığını, fazi başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve bakıcı gideri istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın … adına vesayeten açıldığı, dava dilekçesine ekli vekaletnamenin ise davacının vasisi (babası) … tarafından verildiği, sunulu vekaletname içeriğinde davacı …’ya zihinsel rahatsızlığı nedeniyle Çorum 2.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından 28/09/2000 tarih ve 2000/ 621 Esas-712 Karar sayılı kararı ile …’nın vasi olarak (velayeten) atandığının belirtildiği görülmüştür. Dosyaya davacı tarafça sunulunan Çorum 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 07.08.2012 tarih ve 2000/ 621 Esas-712 Karar sayılı ek karar fotokopisi incelendiğinde ‘…’nın babası …’nın velayeti altında bırakılmasına, velayet kararı velinin ve kısıtlının yaşadıkları sürece devam edeceğinden vasilik görevinin uzatılması talebinin bu aşamada reddine’ karar verildiği, iş bu ek kararın 12.11.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Ancak vesayet kararının halen devam edip etmediği, vesayet kararının kaldırılıp kaldırılmadığı dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Davacının dava takip yetkisine sahip olması dava şartıdır ve mahkemece resen araştırılmalıdır. Bilindiği üzere kısıtlanan, vesayet altına alınan ve kendisine vasi atanan kişinin fiil ehliyeti bulunmamaktadır.Vesayet altındaki kişi adına vasinin dava açabilmesi için ise acil haller dışında TMK 462/8. maddesi gereğince vesayet makamının izini gerekir. Acil bir halin bulunması veya izin almadan dava açılmış olması halinde davacıya uygun bir süre verilerek vesayet makamından izin alması ve buna ilişkin belgeyi sunması istenir. Vesayet makamının izin vermemesi halinde vasi tarafından açılan davanın reddi gerekir. Vesayet makamının izin vermesi halinde dava ehliyetine ilişkin eksiklik giderilmiş olduğundan davaya devam edilebilir. Dosya kapsamından vesayet makamından izin alındığına ilişkin herhangi bir belge ve bilgiye rastlanamamıştır. Eldeki davada davacı hakkındaki vesayet kararının devam edip etmediği kesin olarak belirlenmeli, vesayete ilişkin karar aslı ya da onaylı örneği getirtilmeli, eğer devam ediyorsa davanın vesayet altındaki kişi tarafından vasiden alınan vekaletname ile açıldığı gözetilmek suretiyle davacı vekiline vesayet makamından izin kararı getirmesinin istenmesi ve bu eksiklik giderildikten sonra karar verilmesi gereklidir. Bu eksiklik giderilmeden esas hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının HMK 355, 353/1-a/4 ve 353/1-a/6 madde hükümleri uyarınca re’sen kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/İstinaf istemine konu olan İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 tarih ve 2020/472 Esas, 2022/637 Karar sayılı kararının HMK’nın 355, 353/1-a/4 ve 6 madde hükümleri uyarınca re’sen KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Kararın kaldırma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/07/2023