Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/2330
KARAR NO: 2023/1930
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2022
NUMARASI: 2017/562 Esas – 2022/893 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/02/2009 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı otobüsün karıştığı tek taraflı trafik kazasında, otobüste yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, trafik kazaları ncdeniyle yaralanıp malul kalan kişilerde oluşan zarardan kazaya kusuru ile sebebiyet veren aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı (Trafik Sigortası) tanzim eden sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, kaza nedeniyle sorumluluğuna gidilecek olan aracın bir otobüs olması durumunda ise Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından önce Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ilgili şigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebileceğini, olayda … plakalı otobüsün kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigartası bulunmaması nedeniyle müvekkilinde oluşan zarardan Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında davalı Güvence Hesabının sorumlu olduğunu belirterek, müvekkilinin uğradığı bedensel zarar nedeniyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası açısından 150.000,00-TL ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Sigortası açısından ise 46.250 TL olmak üzere toplam 196.250,00-TL maddi tazminatın davalı Güvencc Hesabı açısından olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen kapsamda bir taşıma olmadığını, bu nedenle dava konusu taşıma faaliyetinin ilgili mevzuat gereği Zorunlu Taşımacılık Mali Mesuliyet ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu olmadığını, Karayolu Taşıma Kanunu’nun 6. maddesinde yolcu ve eşya taşımalarının, kanunlara ve taşımacı ile yolcu ve gönderen arasındaki sözleşmelere uygun olarak yapılması gerektiğini, yolcu taşımalarının biletsiz veya taşıma sözleşmesiz yapılamayacağının belirlenmiş olduğunu, bu itibarla, bir an için söz konusu taşımanın sigorta yaptırma zorunluluğuna bağlanan bir faaliyet olduğuna kanaat getirilecek olsa bile, açık kanun hükmü yerine getirilemediğinden talebin sigorta teminatı dışında sayılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile; 196.250,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 13/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Müvekkili kuruma yapılan başvuruda, davacının maluliyetinin ve ortaya çıkan zararın tespitine ilişkin olarak belge ve beyan sunulmadığı, bu nedenle geçerli bir başvuru olmadığı, başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, dava konusu taşımanın Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. maddesi kapsamında bir şehirler arası taşıma değil şehir içi bir taşıma olduğu, bu nedenle de bu taşıma için Zorunlu Taşımacılık Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığı, müvekkili kurumun sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, 32 S 0051 plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla Zorunlu Mali Mesuliyet (trafik) Sigortası bulunduğundan poliçe yokluğunda devreye giren müvekkili kurumun pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, müvekkili Kurumun pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, kabul anlamına gelmemek üzere, mahkeme tarafından kurulan hükümde teminat limitinin aşıldığı, hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, ayrıca davacı araçta ekonomik bir karşılığı olmaksızın yolcu olarak bulunduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, söz konusu indirimler yapılmadan/tartışılmadan kurulan hükmün hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasına bağlı cismani zarar sebebiyle oluşan zararların; kazaya karışan aracın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Sigortasının bulunmaması sebebiyle davalı Güvence Hesabı’ndan tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 09/02/2009 tarihinde dava dışı sürücü …’ın; sevk ve idaresinde bulunan … plakalı servis (otobüs) aracının kontrolünü kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacının; yaralanması nedeniyle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/415 esasında kayıtlı dava dosyasında, kazaya karışan aracın kasko sigortacısı ile ZMM sigortacısı aleyhine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemiyle dava açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda kasko sigortacısı yönünden davanın kabulüne, ZMM sigortacısı yönünden ise kısmen kabulüne karar verildiği, kararın BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2020 tarih ve 2020/1759 esas 2020/4156 karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının bakıcı gider yönünden kaldırılmasına karar verilerek yeniden hüküm kurulduğu, verilen kararın kesin olduğu, davacı vekili tarafından maluliyet yönünden müvekkilinin alacağının 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde belirlendiğini, hükmedilenden daha fazla zararı olduğunu, kaza yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigartası bulunmaması nedeniyle Güvence hesabının zararlardan sorumlu olduğunu ileri sürerek Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası açısından 150.000,00-TL ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Sigortası açısından ise 46.250,00-TL olmak üzere toplam 196.250,00-TL maddi tazminatın davalı Güvencc Hesabı’ndan tahsili istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabı’na başvurulabilir” düzenlemesine, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesine yer verildikten sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Davaya konu kazaya karışan aracın, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin bulunmadığı, tarafların da kabulünde olup bu husus dosya kapsamıyla sabittir. Bilindiği üçere; 4925 Sayılı Taşımacılık Kanunu kapsamında kalan taşımalar için Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılmasının zorunlu olduğu düzenlenmiş, aynı Yasanın 2. maddesinde İl ve ilçe trafik komisyonlarına taşımaların düzenlenmesi konusunda yetki verilmiştir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir. Her ne kadar davacı; Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında talepte bulunmuş ve mahkemece talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; (kazanın dava dışı … plakalı personel servis (otobüs) aracı sürücüsü …’nın davacının da aralarında bulunduğu fakülte çalışanlarını Isparta merkezden alarak Süleyman Demirel Üniversitesine götürürken meydana geldiği, davacını kaza sırasında yaralandığı, aracın ruhsat kaydına göre ticari nitelikte yolcu nakli yapan otobüs olduğu) söz konusu kazaya karışan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırması gereken araçlardan olup olmadığı hususunda bir araştırma yapılmadan davalı Güvence Hesabı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece, soruşturma/ceza dosyası getirtilmek suretiyle kazaya karışan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırması gereken taşıtlar (kapasite-güzergah) kapsamında kalıp kalmadığı yasa ve yönetmelik hükümlerine göre araştırılıp, Isparta İl Trafik Komisyonunun bu hususta alınmış bir kararı olup olmadığı belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmşıtır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2022 tarih ve 2017/562 Esas 2022/893 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/11/2023