Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/227 E. 2022/396 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/227
KARAR NO: 2022/396
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2021
NUMARASI: 2013/550 ESAS- 2021/1045 KARAR
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan, diğer davalının da maliki ve sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın, vekil edeninin sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen 19/04/2012 günlü trafik kazasında, vekil edeninin daimi malul olacak biçimde yaralandığını, bir dizi ameliyat olmak zorunda olduğunu ve halen tam olarak iyileşemediğini, tedavi sürecinin halen devam etmekte olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde 32.186,00-TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemenin oluşan zararı karşılamaktan uzak bulunduğunu ve kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü davalının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla ( belirsiz alacak) beden gücü kaybı, sürekli iş göremezlik, tedavi yol gideri, hayat boyu bakıcı gideri gibi zararlara karşılık olmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen ve 50.000,00-TL manevi tazminatın ise sigorta dışında kalan diğer davalıdan olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 30/06/2021 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de 400,00-TL’si geçici iş göremezlik, 400,00-TL ‘si sürekli iş göremezlik, 100,00-TL’si bakıcı gideri ve 100,00-TL si de tedavi yol gideri olmak üzere toplam 1.000,00-TL olan maddi tazminata ilişkin istek miktarını fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olarak 13.592,93-TL’ye, geçici iş göremezlik zararına ilişkin olarak 20.517,30-TL’ye, bakıcı giderine ilişkin olarak 886,50-TL’ye, tedavi ve yol giderine ilişkin olarak da 3.000,00-TL olmak üzere toplam 33.996,73-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalılar vekilleri aracılığı ile sunmuş oldukları cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilemesini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının yaralanması ile sonuçlanan 19/04/2012 günlü trafik kazasının oluşumunda, … plaka sayılı araç sürücüsü davalının tam kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, ATK 2. İhtisas Üst Kurulundan alınan rapordan da anlaşılacağı üzere, davacının yaralanmasına bağlı iyileşme süresinin 18 ay olduğu, iyileşme süresinin sonundan 24/06/2016 tarihine kadar %25 oranında, 24/06/2016 tarihinden itibaren de %5 maluliyete uğradığı, kaza tarihinden itibaren 1 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olacağı benimsenmek suretiyle; 21/02/2021 günlü doktor bilirkişi raporu ve 17/05/2021 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; -Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile; 13.592,93-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 20.517,30-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 886,50-TL geçici bakıcı gideri tazminatı, 3.000,00-TL tedavi ve yol masrafı alacağı olmak üzere toplam 37.996,73-TL’nin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 16/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, diğer davalı … yönünden 19/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine, -Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın 19/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın ve fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine; karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; kendi içinde çelişkili, akla mantığa aykırı ve gerçek maluliyetin ne olduğu konusunda yetersiz ATK 2. Üst Kurulunca düzenlenen 27/02/2020 günlü maluliyete ilişkin raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğu, söz konusu raporun bizzat muayene yapılmadan evrak üzerinden inceleme ile hazırlandığı, oysa müvekkilin tam olarak iyileşmediği, halen yatağa ve başkasının bakımına muhtaç halde yaşadığı ve tedavisinin devam ettiğine ilişkin dosyaya sunulan fotoğraf ve epikrizlerin esas alınmadığı, esasen gerçek maluliyetin %25 den fazla olduğu ve kabule göre de hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının son derece yetersiz bulunduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği hususuna yöneliktir. Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle konusunda uzman ATK Başkanlığı Adli Tıp 2. Üst Kurulunca kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri ile davacının görmüş olduğu mevcut tüm tedavi evrakları ve konuya ilişkin olarak daha önce ATK 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 28/06/2018 günlü raporun gözetilmesi sonucunda düzenlendiği anlaşılan dosyaya, oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren 27/02/2020 günlü maluliyete ilişkin heyet raporunun hükme esas alınmasında bir yanılgı olmamasına, söz konusu rapor davacının fiziki muayenesi yapılmadan hazırlanmış ise de, raporda incelenen tedaviye ilişkin tıbbi belgeler dikkate alındığında, bunların davacının bizzat muayenesi ve görüntülenmesine dayalı olduğunun anlaşılmasına, bu durumda fiziki muayene şart olmayıp, fiziki muayene yapılmadan da sonuca ulaşılmasının mümkün olmasına ve davacı vekilinin söz konusu rapora itirazına ilişkin dilekçe sunmuş olduğu Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınmış 03/07/2013 günlü raporun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılamadığından, böyle bir raporda belirtilen %15 lik maluliyet oranının (kaldı ki bu rapor ATK’nca değerlendirilmiştir) ATK’nca düzenlenen raporla çelişkili bir durum oluşturmasından da söz edilemeyeceğine, ayrıca yine itiraz dilekçesine eklenen ve Çorlu Devlet Hastanesine ait bulunan 02/02/2019 yatış tarihli epikriz formunda davacının ne amaçla tedaviye alındığı ve tedaviye alınmasına neden olan hastalığın/arazın trafik kazası ile bağlantılı olup olmadığı konusunda herhangi bir belirleme bulunmadığı ve ibraz edilen fotoğrafın da ne zaman çekildiği belli olmadığı gözetildiğinde, mahkemece davacının maluliyet raporuna vaki itirazlarının 14/01/2021 günlü duruşma oturumunda reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davacı vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazı yerinde bulunmamaktadır. 2-Davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazına gelince; Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 47.maddesine göre (benzer düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. Maddesinde de mevcuttur) hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi, maluliyet oranı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının istinaf edenin sıfatı gözetildiğinde, yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,30-TL’nin düşümü kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK.nun 361 maddesi gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından ise HMK’nun 362/1-a madde hükmü uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022