Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/2252 E. 2022/1958 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/2252
KARAR NO: 2022/1958
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2022
NUMARASI: 2022/753 Esas – 2022/1275 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Araç Hasar Bedelinin Tahsili
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava açan dilekçesinde; 09/01/2022 kaza tarihinde Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü adına kayıtlı … plakalı (… Resmi Plakalı) araca … plakalı aracın çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası nedeniyle araçta oluşan toplam hasarın 53.500,11-TL olduğunu, bu bedelin ödenmesi hususunda aracı kiraya veren …, kiralayan … ve aracın ZMM sigortacısı … Sigorta AŞ’nin müvekkiline karşı sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 53.500,11-TL hazine zararının olay tarihi olan 09/01/2022 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın trafik kaydına 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davanın açıldığı Çorlu 5.Asliye Hukuk Mahkemesince; dava ticari dava niteliğinde olduğundan Ticaret Mahkemelerinin görev alanında kaldığı, Hakimler Savcılar Kurulu tarafından alınan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlendiği, müteakip Hakimler Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 568 numaralı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmesine karar verildiği, dava tarihi itibarıyla Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçtiği, bu nedenle davaya bakma görevinin Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Çorlu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılamada, davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın, diğer davalıların davasından tefrikine karar verilerek, davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılan davada; arabuluculuk dava koşulunun gerçekleşmediği görüşünden hareketle; davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce (1 nolu kalem) arabuluculuk son oturum tutanağının ibrazının talep edildiği, 09.08.2022 tarihli dilekçe ile arabuluculuk başvuru formunu, 15.09.2022 tarihli yazı ile de arabuluculuk son tutanağını dosyaya sundukları, usul ekonomisi açısından süre verilmesi gerekirken davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ayrıca karar tarihinde önce arabuluculuk tutanağını dosyaya sunarak dava ön koşulunu yerine getirdikleri, ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir.Eldeki dava; trafik kazasına bağlı araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasının 4.cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir. TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda (-Türk Ticaret Kanunu’nda-) öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası aynı yasanın 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, zarar gören üçüncü kişi tarafından zarar verenin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine açıtığı davalar TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava kapsamında kalmaktadır. Görülmekte olan davada; (a)davanın; zarar sorumlusu gerçek kişiler ile zarar verdiği iddia edilen aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı aleyhine müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilkeleri kapsamında Çorlu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, (b)Çorlu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davada arabuluculuk son oturum tutanağının ibraz edilmediği gibi, dosyadaki bilgi ve belgelere göre arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olduğu, (c)Çorlu 5.Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararının 21/06/2022 tarihinde kesinleşmesi üzerine, dosyanın gönderildiği Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 22/09/2022 tarihli kararla arabuluculuk dava koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, (d)Davacı tarafça 08/08/2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve arabuluculuk son oturum tutanağının 15/09/2022 tarihinde yani ilk derece mahkemesinin karar tarihinden önce dosyaya sunulduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, böyle bir durumda arabuluculuk dava koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. 07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı kanunda 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.Dosya içeriğine göre somut olayda davacı hazine vekili tarafından 21/03/2022 tarihinde Çorlu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, mahkemece tensiben görevsizlik kararı ile dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, 20/07/2022 tarihinde davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin esasına kaydedildiği ve tensip zaptının 11/08/2022 tarihinde düzenlendiği, davacı tarafçada, tensip zaptının düzenlenmesinden önce 08/08/2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu, müteakip 15/09/2022 tarihinde mahkemenin bu husustaki ihtaratı gereğince arabuluculuk son oturum tutanağının; ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi kararından önce dosyasına sunulduğu anlaşılmıştır. Doktrinde tartışıldığı ve bir kısım yargısal içtihatlarla (-bkz Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 202/3187 esas, 2021/762 karar sayılı ve 04/02/2021 tarihli kararı-) kabul edildiği ve dairemizin kanaatiyle de örtüştüğü üzere, elde ki dosyada istisnai olarak bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından, mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan Arabuluculuk Yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği anlaşılmakla, somut olayda HMK’nın 115/3. maddesi de gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesinin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Açıklanan nedenlerle,1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesine konu kararın HMK’nın 353/1-a/4. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK.m.353/1-a/4 uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022