Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/219 E. 2022/314 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/219
KARAR NO: 2022/314
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2014/226 Esas 2021/698 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; 09.04.2007 kaza tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın zincirleme kazaya sebebiyet verdiğini ve bu esnada parkomat görevlisi müvekkili …’a çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, davalı … şirketinin kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın ZMM ve Kasko Sigortacısı olduğunu belirterek, 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatının ve taleplerinin sigorta kapsamıyla sınırlı olduğu gözetilerek 40.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 18/06/2021 tarihli dilekçesi ile ek bilirkişi raporu ile belirlenen 53.782,12 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacının maddi tazminat isteminin sigorta poliçeleri limiti dahilinde kabulünün gerektiği, trafik ve kasko sigorta poliçelerinde manevi tazminata ilişkin teminat verilmediğinden manevi tazminat davasının ise reddine karar verilmesi gerektiği görüşünden hareketle; -davacının, maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 23.782,12-TL.’nin ZMSS Sigorta Poliçesi teminat limiti kapsamında, 30.000-TL.’nin Kasko Sigorta Poliçesi teminat limiti kapsamında olmak üzere toplam 53.782,12-TL.’nın 01/07/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -davacının, manevi tazminat davasının reddine, -maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.791,68-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.432,68-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; Yargıtay’ın hakim görüşüne göre; dava dilekçesinde sigorta şirketinden sigorta limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile talep edilen manevi tazminatın, sigorta kapsamında manevi tazminat teminatının bulunmaması nedeniyle istemin reddi halinde vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, bu nedenle hukuki olarak manevi tazminat sorumluluğu bulunmayan sigorta şirketine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğu, kaldı ki dava açan dilekçelerinde manevi tazminatı her koşulda değil, sigorta şirketinin poliçeleri kapsamında böyle bir teminatın bulunması halinde talep ettikleri, bu nedenle sigorta poliçeleri kapsamında teminatın bulunmaması nedeniyle manevi tazminatın reddine karar verilerek davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile münhasıran, reddedilen manevi tazminat için 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine yönelik ilk derece mahkemesinin kararının sadece bu yönüyle hatalı olduğu, iddia ve beyan edilmiştir. Kısacası istinaf başvurusunun konusu 4.080 TL vekalet ücretidir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2021 yılı itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL’ye çıkartılmıştır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin ve isteminin HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararın kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca, 1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1 ve 352.madde hükümleri uyarınca usulden reddine, 2-İstinaf harçlarının talebi halinde davacıya iadesine, 3-Duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf edenin istinaf aşamasında yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde HMK’nın 352 madde hükmü uyarınca yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.15/03/2022
MUHALEFET ŞERHİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde ZMM ve Kasko sigortalı bulunan, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın neden olduğu 09/04/2007 günlü trafik kazasında müvekkili …’ın yaralandığını ileri sürerek 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile birlikte 40.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiş, 18/06/2021 günlü dilekçesi ile de ek bilirkişi raporu ile maddi tazminata ilişkin olarak belirlenen 53.782,12 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevabında özetle, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacının maddi tazminat isteminin sigorta poliçeleri limiti dahilinde kabulünün gerektiği, trafik ve kasko sigorta poliçelerinde manevi tazminata ilişkin teminat verilmediğinden manevi tazminat davasının ise reddine karar verilmesi gerektiği görüşünden hareketle; -davacının, maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 23.782,12-TL.’nin ZMSS Sigorta Poliçesi teminat limiti kapsamında, 30.000-TL.’nin Kasko Sigorta Poliçesi teminat limiti kapsamında olmak üzere toplam 53.782,12-TL.’nın 01/07/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -davacının, manevi tazminat davasının reddine, -maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.791,68-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.432,68-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; sigorta şirketinden sigorta limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile talep edilen manevi tazminat talepli bir davada, poliçede manevi tazminat teminatının bulunmaması nedeniyle talebin reddi halinde vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, kaldı ki dava dilekçesinde manevi tazminatı her koşulda değil, sigorta şirketinin poliçeleri kapsamında böyle bir teminatın bulunması halinde talepte bulunulduğunun açık olduğu, sonuç itibariyle sigorta poliçeleri kapsamında teminatın bulunmaması nedeniyle manevi tazminatın reddine karar verildiğinde davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. HMK.m.341/2 hükmü uyarınca, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Karar tarihi olan 2021 yılı itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00-TL ye yükseltilmiştir. Ancak aynı maddenin 2. cümlesinden de anlaşılacağı üzere manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar ve değere bakılmaksızın istinaf yasa yoluna başvurulabilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, görülmekte olan davada manevi tazminata ilişkin talep bakımından dava değeri 40.000,00-TL olduğu gibi istinaf isteğine konu vekalet ücreti manevi tazminat talebine bağlı olarak düzenlenmiş bulunduğundan, istinaf isteğine konu vekalet ücretine ilişkin olarak ilk derece mahkemesince verilen kararının açık yasa hükmü karşısında kesin nitelikte olduğundan söz edilemez. Dolayısı ile de esas itibariyle kesin nitelik taşımayan manevi tazminata ilişkin bir davada verilen, yargılama gideri kapsamında bulunan ve ret kararına bağlı olarak hüküm altına alınan vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun sayın çoğunluğun benimsediği şekil ve gerekçeyle reddedilmesinin, HMK’nın 341/2 maddesindeki düzenlenmeye aykırı olduğu ve aksine düşüncenin yasanın amacına da ters düşeceği gibi kararın parçalara ayrılması gibi bir sonuç doğuracağı düşüncesinde olduğumdan; davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan incelenip değerlendirilmesi yerine, istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne ve kararına katılmıyorum.