Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/208 E. 2023/1868 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/208
KARAR NO: 2023/1868
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2020
NUMARASI: 2020/501 Esas – 2020/824 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeni ile Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 01.05.2016 tarihinde davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek, kaldırımda yaya olarak bulunan müvekkilinin desteği …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, müvekkilinin müteveffa …’ın gayri resmi nikahlı eşi olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00-TL maddi tazminatın müracaat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu kazada vefat eden …’ın resmi nikahlı eşi ve çocukları tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1003 esas sayılı dosyasında görülmekte olan destekten yoksun kalma tazminatı davası açıldığını, davaların birleştirilmesi gerektiğini, davacı ile müteveffa arasında resmi nikah olmaması nedeniyle destek olduğunu ispatı gerektiğini, müvekkili şirket yönünden temerrüt gerçekleşmediğini ve ticari iş olmaması nedeni ile avans faiz istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.04.2018 tarihli 2017/818 Esas ve 2018/471 Karar sayılı ilamı ile davanın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1033 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, mahkemece yargılama devam ederken eldeki davanın tefrikine karar verilmiş ve mahkemenin 2020/501esasına kaydedilmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı tarafça …’ın vefatından evvel kendisine destek olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; müvekkilinin desteğin imam nikahlı eşi olduğu, aynı evi paylaştıkları, karı koca hayatı yaşadıkları, tanıklarının baskı altında olması nedeni ile ifade veremedikleri, gerekli araştırmanın mahkemece yapılması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı). Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK’nın 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. – 411 K. sayılı ilamı). Somut olayda; Dairece UYAP sisteminden yapılan sorgulamada, davacı ile müteveffa …’ın Mernis adreslerinin 15/01/2013 tarihinden beridir aynı olduğu, davacının, kaza anında kaza mahallinde olduğu ve kaza sonrasında emniyette verdiği ifadesinde, müteveffanın eşi olduğunu beyan ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile müteveffanın resmi evlilik olmadan hayatlarını birleştirip eylemli ve düzenli olarak karı-koca gibi birlikte yaşayıp yaşamadıklarının, dolayısıyla destek olgusunun öncelikle zabıta marifetiyle araştırılması, dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına göre davacının, kaza tarihinde başka biri ile evli olduğu ve Gölköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1035 Esas ve 2017/99 Karar sayılı ilamı ile boşandığı anlaşılmakla boşanma davasına ilişkin dosyanın celbi ile; eldeki davanın konusu yönünden incelenmesi, ilgili muhtarlık kayıtlarının getirtilmesi, elektrik, su, telefon aboneliği kayıtlarının araştırılması, seçim kurulu kayıtlarının getirtilmesi, ondan sonra tüm dosya kapsamı birlikte irdelenerek, gerekirse bu hususta taraflara delil sunma imkanı tanınarak desteklik olgusunun değerlendirilmesi ve varlığı halinde davacının 02.10.2018 tarihinde yeniden evlendiği de göz önünde bulundurulmak sureti ile aktüer bilirkişiden hesap raporu alınması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Bkz; Yargıtay 17.HD’nin 30.03.2015 tarihli 2014/10266 Esas ve 2015/5025 Karar sayılı ilamı) Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/4-6 gereğince kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2020 tarih ve 2020/501 Esas 2020/824 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/4-6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya İADESİNE, 4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/202