Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/2070 E. 2022/1517 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/2070
KARAR NO: 2022/1517
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2022
NUMARASI: 2021/265 Esas – 2022/805 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Yaralanma Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacının vasisinin vermiş olduğu vekaletnameye binaen davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; 03/10/2017 tarihinde … plaka sayılı aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını, meydana gelen zarardan davalı sürücü, işleten ve (-davası eldeki davadan tefrik edilen-) ZMM sigortacısının sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalma üzere davanın kabulü ile 5.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan ve 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davası eldeki davadan tefrik edilen ZMM sigortacı yönünden arabuluculuk dava koşulunun sağlandığı, ancak diğer davalılar yönünden arabuluculuk dava koşulunun sağlanmadığı görüşünden hareketle, davanın; davalılar … ve … yönünden arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Davalılar aleyhine trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararların giderilmesi hususunda HMK’nın 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası açıldığı, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesin’de görülmesinin nedeninin ZMM sigortacısı olduğu, davanın ZMM sigortacı yönünden ticari dava olması nedeniyle zorunlu arabuluculuk dava koşulunun sağlandığı, ancak gerçek kişi davalılar ile müvekkili davacı arasında ki davanın ticari dava olmaması nedeniyle arabuluculuk dava koşuluna tabu olmadığı, hal böyle olunca da ilk derece mahkemesinin kararının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Elde ki dava, trafik kazasında bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu kaza 03/10/2017 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 16/04/2021 tarihinde açılmıştır. Davacı …, haksız fiilden kaynaklanan maddi zararlarını müştereken ve müteselsilen sürücü, işleten ve sigorta şirketinden talep etmektedir. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ve aleyhlerine açılan davalar birbirinden bağımsız olduğundan, dava şartlarının (-arabuluculuk vb-) her bir davalı açısından ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasının 4.cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir.TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda (-Türk Ticaret Kanunu’nda-) öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası aynı yasanın 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, zarar gören üçüncü kişi tarafından zarar verenin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine açıtığı davalar TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava kapsamında kalmaktadır.Eldeki davanın 16/04/2021 tarihinde açıldığı, dosya kapsamından davacının; ZMM sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ bakımından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının dava dilekçesine eklemek suretiyle davasını açtığı, diğer davalı sürücü ve işleten yönünden ise arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, ilk derece mahkemesince arabuluculuk dava koşulunun sağlandığı davalı … Sigorta AŞ yönünden açılan davanın eldeki davadan tefrikine karar verildiği, davalı … ve … yönünden ise arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan dava açılması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde haksız fiil sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesinde de araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiştir. Davalı … hakkında KTK’nın 85.maddesi uyarınca araç işleteninin sorumluluğuna dayanılarak dava açılmış olup, anılan davalı tacir ve araçta ticari değildir. Hal böyle olunca da, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanıp TTK’da düzenlenen bir hususa ilişkin olmaması nedeniyle davalı işleten yönünden de nispi yada mutlak ticari davadan söz edilemez. Bu nedenle mahkemece davalı … yönünden zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Davalı sürücü …’e yönelik açılan dava TTK’nın 4.maddesinde sayılan ticari davalardan olmayıp uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davalılar … ve … hakkında açılan davanın ticari dava olmadığı ve zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan da olmadığı gözetilmek suretiyle yargılamaya devam edilerek toplanan ve toplanacak delillere göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yerinde olmayan gerekçeyle arabuluculuk dava koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Bundan ayrı; davacıya Bodrum 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/462 esas, 2019/127 karar sayılı ve 28/02/2019 tarihli, 04/04/2019 tarihinde kesinleşen kararıyla …’ın vasi olarak atandığı, davanın da vasinin vermiş olduğu vekaletnameye binaen açıldığı gözetilmek suretiyle, gerekçeli karar başlığında davacının ve vasi sıfatıyla adı geçenin eklenmemiş olması da hatalı olup, bu husus karar yerinde her zaman düzeltilebilecek bir yanlışlık olduğundan yalnızca değinilmekle yetinilmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, HMK’nın 353/1-a/4.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/11/2022