Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/2068 E. 2022/1526 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/2068
KARAR NO: 2022/1526
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2022
NUMARASI: 2021/437Esas – 2022/193Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Maddi Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müteveffa …’ın; maliki olduğu … plaka sayılı aracın 11.11.2019 tarihinde Esenler İlçesi sınırlarında TEM Otoyolunda karıştığı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/113188 sayılı dosyası ile yapılan soruşturmada, kazanın müteveffanın kusuruyla gerçekleştiğinin tespit edildiğini, müvekkili …’ın müteveffanın annesi olduğunu, müteveffanın ölümü ile birlikte davacının düzenli, sürekli ve eylemli destekten mahrum kaldığını, davalının aracın ZMM sigortacısı olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğunu belirterek, davanın kabulü ile müvekkilinin mahrum kaldığı destekten yoksunluk tazminatı olarak 10.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 11.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “müteveffa sigortalının annesi olan davacının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: 2021/17(4)-86, Karar No: 2021/516 sayılı kararında da belirtildiği üzere 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca destekten yoksun kalma teminatı kapsamında sigortacının destekten yoksun kalma zararlarından sorumluluğunun, motorlu araçların işletilmesi sonucu üçüncü kişinin ölümü ile sınırlandırılmış olması karşısında gerek işletenin kendisine karşı gerekse işleten adına hareket eden sürücünün işletene göre üçüncü kişi olmadığı göz önüne alındığında davacının sigortacıdan destekten yoksun kalma zararlarını talep etmesinin mümkün görünmemesi; ayrıca Genel Şartlar’ın A.6. (d) maddesinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat kapsamı dışında tutulmuş olması karşısında davacının desteklerinin sorumluluk riski kapsamında olmayan desteğin tam kusuru ile kendi ölümüne neden olmadan kaynaklanan destekten yoksun kalma zararlarından sigortacı da sorumlu olmayacağı” görüşünden hareketle; davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Yerleşik Yargıtay kararları gereği destek kusurlu olsa dahi tehlike sorumluluğu bulunan davalı … şirketinin üçüncü kişi konumunda bulunan davacının destekten yoksun kalma tazminatını karşılaması gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesinin kazanın gerçekleşmesinde müteveffanın tam kusurlu olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin koşullarının oluşmayacağı yönünde ki gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve yakın tarihli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararında da; araç sürücüsünün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan desteklerinin kusurunun destekten yoksun kalanların hakkına etkili olmadığı açıkça belirtildiğinden, yerel mahkemece müteveffanın kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile tazminat hukuku ilkelerine aykırı olan sigorta genel şartlarının sigorta tazminat hukukunda uygulanma ihtimali ortadan kalkmasına rağmen, yerel mahkemece davanın reddine gerekçe olarak sigorta genel şartlarının gösterilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Eldeki dava; trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosyada yapılan incelemede; vefat eden …’a ait aracın davalı … nezdinde başlangıç tarihi 16/10/2019, bitiş tarihi ise; 16/10/2020 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, kazanın 11/11/2019 tarihinde meydana geldiği, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasında desteğin kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğunun tespit edilmiş olması, dava açan dilekçede bu hususa vurgu yapılmış olması, mahkemece alının bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde destek sürücünün % 100 kusurlu olduğunun tespit edilmiş olması ve bu tespite davacı tarafça açıkça itiraz edilmemiş olması nedeniyle raporun davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturması birlikte değerlendirildiğinde, 11/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının gerçekleşmesinde desteğin tam kusurlu olduğu, esasen bu hususta; dosyaya yansıyan tarafların iddia ve beyanlarına göre bir uyuşmazlıkta bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde görülmekte olan davada yanlar arasındaki uyuşmazlık; desteğin tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında, destekten yoksun kalan davacının üçüncü kişi konumunda olup olmadığı, destek sürücü/işletenin kusurunun davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği araç işleteni/maliki …’ın sürücüsü olduğu araç ile tam kusurlu olduğu trafik kazasında öldüğü, anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı … şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 16/10/2019 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Somut olayda müteveffa destek araç maliki/işleteni olduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilemez. Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamında değildir. Ayrıca kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına ve KTK’nun atıfta bulunduğu Borçlar Kanunda da konuya ilişkin herhangi bir açık düzenleme yer almadığına göre; ortada yasaya aykırı olarak yapılmış bir genel şart düzenlemesi varlığından da söz edilemeyeceğinden davacının destek tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. (-bkz…Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573 Esas-2017/6035 sayılı kararı ile yine çok benzer bir konuya ilişkin bulunan 30/11/2020 gün ve 2019/1241 Esas, 2020/7802 Karar sayılı emsal içtihatları-) Kaldı ki 6704 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında olduğunu bildirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete’de yayınlanarak 09/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 E., 2020/40 sayılı kararında da söz konusu bu ek maddelerle ilgili olarak herhangi bir iptal kararı verilmemiş, aksine bu yöndeki iptal talebi reddedilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerinin poliçenin teminatı kapsamında olmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine ilişkin aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca; 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70-TL harç istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/11/2022