Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1913 E. 2023/1349 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1913
KARAR NO: 2023/1349
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2017
NUMARASI: 2014/483 Esas – 2017/279 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Taraflar arasında görülen maddi ve manevi tazminat istemli davada; yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda verilen kararın Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 14/06/2022 tarih ve 2021/5907 Esas – 2022/8708 Karar sayılı ilamı ile bozulması sonucunda; HMK’nın 373/3.maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda dosya incelendi, gereği düşünüldü;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin motosikletle seyir halinde iken davalı …’a ait diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … sayılı aracın motosiklete çarpması neticesinde motosiklette bulunan her iki müvekkilinin de maluliyetine sebep olacak şekilde yaralandıklarını belirterek, davacı … için 2.000,00, davacı … için 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı Güvence hesabından dava tarihi diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 20.000,00 TL ve davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar daha sonra maddi tazminat taleplerini … için 199.202,99 TL, … için 33.912,86 TL’ ye ıslah etmişlerdir. Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş, ayrıca davacılardan …’a 8.739.00-TL ödeme yapıldığını, davacının 12/10/2012 tarihinde ibraname imzalandığını, diğer davacı …’in müvekkili kuruma herhangi bir başvuru yapmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, davalının sürücüsü olduğu minibüsün servis aracı olması nedeniyle olayın iş kazası olduğunu, davanın Kocaeli İş Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ceza mahkemelerindeki kusurun hukuk hakimini bağlayamayacağını, kazanın asıl nedeninin davacıların süratli olması olduğunu, davacı …’ın %4 maluliyet oranını kabul etmediklerini, her iki davacının sakatlık oranlarının adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca davacıların manevi tazminat taleplerinin de fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; 1-A-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında 199.202,99 TL maddi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden, davalı Güvence hesabı bakımından ise dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, B-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-A-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında 33.918,86 TL maddi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden, davalı Güvence hesabı bakımından ise dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
B-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğundan davalı …’ın takas mahsup talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 17/09/2020 tarih ve 2018/1577esas 2020/3294 karar sayılı kararı ile; “Güvence Hesabının olayın meydana geldiği 2011 yılı için kişi başına sorumluluk sınırının 200.000-TL olduğu, yapılan önceli ödeme miktarı gözetildiğinde teminat limitinin aşıldığı, bu yönü ile kararın hatalı olduğu ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği, bu nedenle davalılar … ve …’ın istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı Güvence Hesabının istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile kararın bu yönü ile kaldırılarak HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği” gerekçesi ile; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2017 tarih ve 2014/483 E., 2017/279 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 1-A-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında 199.202,99 TL maddi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden, davalı Güvence hesabı bakımından ise dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun ZMMS poliçe limiti olan 200.000,00-TL ile sınırlı tutulmasına),
B-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-A-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında 33.918,86 TL maddi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden, davalı Güvence hesabı bakımından ise dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun ZMMS poliçe limiti olan 200.000,00-TL ile sınırlı tutulmasına),
B-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve A. …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğundan davalı …’ın takas mahsup talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı … mirasçıları vekili tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması sonucunda; Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 14/06/2022 tarih ve 2021/5907 esas 2022/8708 karar nolu ilamı ile; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) taraf ehliyetini düzenleyen 50.maddesinde, “medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu”, “Türk Medeni Kanunu’nun 28 maddesinde de “kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayacağı ve ölümle sona ereceği” düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı …, Bölge Adliye Mahkemesinde yargılama devam ederken 20.02.2020 tarihinde vefat etmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi dava sonuçlandıktan sonra gerekçeli kararını, nüfus aile kayıt tablosuna göre vefat eden davalı …’ın mirasçılarına tebliğ etmiş, bu suretle davalının mirasçıları davadan haberdar olmuştur. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK.’nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı) Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereğidir.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların davadan ve duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılması ile sağlanabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan ve karar tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı …’ın mirasçılarının davaya dahil edilmesi veya mirasçılarından alınan vekaletname ibraz edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu eksiklikler tamamlanmadan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozularak dosya dairemize iade edilmesi üzerine duruşma açılarak taraflara (dosya istinaf aşamasında iken vefat eden … mirasçılarına da) Yargıtay bozma ilamı ekli duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 22/02/2023 tarihli duruşmaya mazeret bildirmiş, duruşmaya katılan davalı … vekili bozmaya uyulmasını talep etmiş, davalı … mirasçısı vekili terekenin borca batık olduğunu, bu hususun dairece hükmen tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’ın ilk derece mahkemesinin kararından sonra dosya istinaf incelemesi için gönderildiği dairemizde iken 20/02/2020 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak eşi … ile kızı …’ı mirasçı olarak bıraktığı, eşi …’ın da dosya temyiz incelemesi için gönderildiği Yargıtay’da iken 15/01/2021 tarihinde vefat ettiği ve davalı …’ın tek mirasçısının kızı … olduğu dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır. Yargıtay bozma ilamı, dairemizin bozmaya konu kararı ve duruşmaya katılan taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacıların 20/06/2011 tarihinde motosikletle seyir halinde iken davalı …’a ait diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … sayılı aracın motosiklete çarpması neticesinde yaralandıkları, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğu iddiasıyla sürücü, araç maliki ve Güvence hesabı hakkında maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtıkları, anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunun 605/1 maddesinde “gerçek ret”, 605/2 maddesinde ise “hükmen ret” düzenlenmiştir. TMK’nın 605/1 maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde reddolunabilir. (TMK 606 madde) “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise; miras reddedilmiş sayılır.” bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunu isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Somut olayda; dairemizin kararını temyiz eden davalı … mirasçısı tarafından; terekenin borca batık olduğu belirtilerek, bu hususun hükmen tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı …’ın terekesinin borca batık olup olmadığı konusunda gerekli araştırmalar yapılmış, adına kayıtlı menkul veya gayrimenkul bulunmadığı, bankalarda mevduatının olmadığı, vergi dairesine veraset ve intikal beyannamesi verilmediği, herhangi bir alacağının bulunmadığı, mirasın kabulü anlamı taşıyan eylem ve işlem yapıldığının tespit edilemediği, aksine aleyhine icra takibi yapıldığı, borcu bulunduğu anlaşılmış, terekesinin borca batık olduğu sonucuna varılmış, davalı … mirasçısı …’a yönelen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca dairemizin daha önceki kararına karşı terekesinin borca batık olduğu tespit olunanın mirasçısı tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması nedeniyle diğer yönlerden taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış hakların dikkate alınarak evvelki kararda belirlenen diğer hususlara dokunulmaksızın yeniden aşağıdaki biçimde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Yargılamanın devamında vefat eden davalı …’ın terekesinin borca batık olduğunun tespitine, bu nedenle davalı … mirasçısı …’a yönelen davanın pasif husumet yokluğundan reddine, a/Terekesinin borca batık olması nedeniyle aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilen davalı yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, vefat eden davalı ve mirasçısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, b/Hakkındaki dava pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddedilen mirasçı yararına vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına, 2/Mükerrer tahsilat ve ödemeye yol açmaması koşuluyla; a/Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında 199.202,99 TL maddi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden, davalı Güvence hesabı bakımından ise dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun ZMMS poliçe limiti olan 200.000,00-TL ile sınırlı tutulmasına),b/Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, c/Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında 33.918,86 TL maddi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden, davalı Güvence hesabı bakımından ise dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun ZMMS poliçe limiti olan 200.000,00-TL ile sınırlı tutulmasına), d/Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 20/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, 3/Davalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğundan davalı …’ın takas mahsup talebinin reddine, 4/Yargı Harçları: a/Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 15.924,55 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 796,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.128,31 TL harcın davalılar … ile Güvence Hesabından müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun poliçe limiti ve Güvence Hesabı aleyhine hükmedilen tazminat ile orantılı olarak sınırlı tutulmasına), b/Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.390,85 TL harçtan peşin alınan 102,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.288,19 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5/Vekalet Ücretleri :a/Maddi tazminat davasında davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.902,18 TL vekalet ücretinin davalılar … ile Güvence Hesabından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun poliçe limiti ve Güvence Hesabı aleyhine hükmedilen tazminat ile orantılı olarak sınırlı tutulmasına),b/Maddi tazminat davasında davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.070,26 TL vekalet ücretinin davalılar … ile Güvence Hesabından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,c/Manevi tazminat davasında davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, d/Manevi tazminat davasında davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 6/Yargılama giderleri: -Davacı tarafça yatırılan 898,90 TL harç gideri (davalı Güvence Hesabı 796,24 TL harçtan sorumlu olacak şekilde) ve davalı … ile ilgili masraflar çıktıktan sonra kalan ve 400,00-TL tebliğat gideri, 52,75-TL posta gideri, 1.150,00-TL bilirkişi ücreti ve 1.000,00-TL ATK rapor giderleri olmak üzere toplam 2.602,75-TL yargılama giderinin davalılar … ile Güvence Hesabından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7/Dava açılırken peşin yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine (HMK 333), Dair yapılan açık duruşma neticesinde dava konusunun miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/09/2023