Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1834 E. 2023/778 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1834
KARAR NO: 2023/778
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2022
NUMARASI: 2021/558 Esas – 2022/236 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili 18/11/2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri …’in oğlu, …’in eşi, … ve küçük çocuk …’in babaları …’in 15/08/2009 tarihinde sürücüsü olduğu … plakalı araç ile yaptığı tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, kaza tarihi itibarıyla müvekkillerinin desteğinin ölümüne sebebiyet veren aracın kaza tarihinde trafik sigortası olmadığını, usul ve yasalar ile güvence hesabı yasası ve mevzuatı gereği kaza esnasında trafik sigortası bulunmayan araçların 3. kişilere verdiğini maddi zararlarının-destekten yoksun kalma zararlarının tazmininden davalının sorumlu olduğunu belirterek, esas itibari destekten yoksun kalan 3.kişiler olan bağlantılı olarak anne, eş ve çocuk sıfatı da bulunan müvekkilleri için 3.000,00’er TL (Belirsiz Alacak) destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …ndan tahsili ile müvekkillerime ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar davacılar vekilinin istinaf üzerine dairemizin 16/09/2021 tarih ve 2021/1378 esas 2021/1345 karar sayılı kararı ile; ” dava konusu kazada bir kişinin öldüğü gözönünde tutulduğunda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında, dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile; davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK.353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması na karar verilerek dosya mahkemesine iade edilmiş, ilk derece mahkemesinin 2021/558 esasını almıştır. Kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 1-) Davanın KABULÜ ile; a) Davacı … yönünden; 116.317,97TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, b) Davacı … yönünden; 2.824,15TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, c) Davacı … yönünden; 10.802,18TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, d) Davacı … yönünden; 20.055,69TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; davacı tarafından müvekkili … aleyhine uyuşmazlığa konu 15.08.2009 tarihli kaza nedeniyle aynı talepler ile ilgili olarak İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/369 esas sayılı dosyası ile de dava ikame edildiği, söz konusu dosyada verilmiş olan 08.03.2021 tarihli 2021/200 K. (EK-1) sayılı karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna gidildiği, dosyanın incelemesinin halen devam ettiği, HMK 114. maddesinde “aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartı olarak sayıldığı, bu davada da destekten yoksun kalma talebi ile dava ikame edilmiş olduğu dikkate alınarak davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğu, zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisinin de hukuka aykırı olduğu, davalının ıslahı bakımından da aynı hususlar geçerli olmakla birlikte ıslah edilen miktar bakımından zamanaşımının geçtiğinden şüphe olmadığı, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/369 esas sayılı dosyası ile de aynı taleplerle ikame edilen davadaki 08.03.2021 tarihli 2021/200 K. sayılı karar ile talebin zamanaşımına uğradığının kabul edildiği, bu dava konusu olan tazminat talebi hakkında müvekkili …’na herhangi bir başvuru yapılmadığı, uyuşmazlık konusu hakkında müvekkiline herhangi bir başvuru söz konusu olmadığından sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, talep bakımından alacaklı ve borçlu sıfatları birleşeceğinden taleplerin reddi gerekirken kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre müteveffanın hayatta olan ve aralarında destek ilişkisi muhtemel olan babasının hesaplamaya dahil edilmemesinin de hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesinin kararına göre: davacı … için davalıdan tahsiline karar verilen ve davalı … vekilinin istinaf başvurusuna konu alacak miktarı 2.824,15-TLdir.29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2.madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda ilk derece mahkemesince verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2022 yılı itibariyle kesinlik sınırı 8.000,00-TL’ye çıkartılmıştır. Bu durumda; davacı … yönünden davalı vekilinin istinaf başvurusuna konu miktar 2.824,15-TL olduğuna göre, ilk derece mahkemesinin kararı davalı vekili yönünden kesin olup, istinafı kabil değildir. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf dilekçesinin ve isteminin; HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının yukarıda açıklandığı üzere, kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin, diğer davacılarla ilgili istinafı yönünden; Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacıların maddi zararını TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanarak belirleyen aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, Dairemizce verilen 16/09/2021 gün, 2021/1378 Esas – 2021/1345 Karar sayılı ilamda zaman aşımına ilişkin olarak yapılan belirleme ve değerlendirmeler doğrultusunda karar verilmiş olmasına ve görülmekte olan davanın HMK’nın 107. maddesinde tanımını bulan belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu ve dava açılmakla talep konusu tüm alacak bakımından zaman aşımının kesileceği konusunda her hangi bir duraksama bulunmadığından, dava ve talep arttırım tarihinde davanın zamanaşımına uğramamış olmasına, 15/08/2009 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişiler bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş olmasına, derdestlik itirazında bulunan dosyanın eldeki davanın dairemizin kaldırma kararı önceki esas numarası olması nedeniyle derdestlik itirazının yerinde bulunmamasına, müteveffanın babasının kaza tarihinden önce 24/12/1988 tarihinde ölmüş olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemesinde bir hata bulunmamasına, anlaşma sağlanamadığına dair dava şartı arabuluculuk son tutanağına göre, davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 10.053,58-TL harçtan peşin yatırılan 2.556,00-TL harcın düşümü ile 7.497,58-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2023