Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1820 E. 2023/276 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1820
KARAR NO: 2023/276
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2022
NUMARASI: 2015/879 Esas -2022/494 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili 07/09/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 09/03/2014 tarihinde müvekkillerinin çocuğu …’un karşıdan karşıya geçerken hızla gelmekte olan ve plakası tespit edilemeyen bir motosikletin çarpması sonucu yaralandığını, kazaya sebebiyet verenin plakası tespit edilmediğinden …nın sorumlu olduğunu belirterek, müvekkilinin kalcı iş gücü kaybından doğan hâlihazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için tahkikat sonucunda müvekkillinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 100 TL maddi tazminatın, davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkili için tahkikat sonucunda müvekkillinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 100 TL maddi tazminatın, davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 07/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; toplam 28.572,18 tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; maluliyet raporunun adli tıp kurumundan alınması gerektiğini, müvekkili olduğu kurumun sorumluluğunun bedensel zararla sınırlı olduğunu, 6111 sayılı yasa gereğince bir tedavi gideri zararı olan geçici iş göremezlik zararından ve bakıcı giderinden SGK’nın sorumlu olduğunu belirterek, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “… bilirkişi … 30/12/2021 tarihli hesap raporunda; TRH 2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemine göre, 2022 yılı itibariyle de aynı olan güncel (4.253,40-TL) asgari ücret esas alınarak yapılan değerlendirme ve hesaplama neticesinde; davacı …’nın kaza tarihi itibariyle 6 yaşında olması nedeniyle gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığından ve herhangi bir kazancı olmadığından geçici iş göremezlik maddi zarar hesabının yapılmadığı ve maluliyet oranı dikkate alındığında kusur durumuna göre davacı … için talep edilebilecek nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 28.572,18-TL olduğu, poliçe teminat limitinin 268.000,00-TL olduğu ve belirlenen tutarın teminat limiti altında kaldığı, dava tarihinden evvel davalıya başvuruya dair belge bulunmadığı gibi dava dilekçesinde de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin talep edildiği görülmekle ve davalı güvence hesabının sorumluluğu kanun gereği olduğundan işletilecek faiz türünün yasal faiz olacağı belirlendiği, davacı vekilinin 07/04/2022 tarihinde ıslah dilekçesi sunduğu ve talebini rapor doğrultusunda artırdığı görülmüş, davalı vekilinin ıslaha karşı itiraz dilekçesinde ıslah edilen tutar yönünden zamanaşımı itirazında bulunduğu görülmekle, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı dikkate alındığında davacı vekilince her ne kadar ıslah dilekçesi sunulmuşsa da davanın belirsiz alacak davası olduğu dikkate alındığında dilekçenin talep artırım dilekçesi olduğu değerlendirildiği ıslahla arttırılan kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alındığında davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmediği” görüşünden hareketle; 1-Davanın kısmen kabulüne, 09/03/2014 tarihli trafik kazası nedeniyle davacı …’un sürekli iş göremezlik zararı için 28.572,18-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 09/03/2014 tarihli trafik kazası nedeniyle davacı …’un geçici iş göremezlik zararlarına ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; zarar gören küçüğün, zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihte henüz 6 yaşını dahi doldurmamış olduğu gözetildiğinde, ailesinin küçüğü denetim ve gözetim yükümlülüğü uyarınca tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının hatalı olduğu, kaza tarihine göre tazminat hesabında PMF yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiği, aksi kanaat halinde hesaplamalarda yaşam tablosu olarak TRH 2010 tablosunun ve teknik faizini dikkate alınması gerekirken bu husus dikkate alınmadan yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğu, 15/06/2022 tarihli kararda maluliyet durumuna ilişkin hükme esas alınan raporda “dosyada kişinin son durumunu gösterir herhangi bir tıbbi belge bulunmadığı, gönderilmesi halinde yeniden değerlendirilebileceği oy birliği ile” mütalaa olunmuştur; ancak rapordaki yeniden değerlendirilmesi gereği yönündeki tespitin dikkate alınmamasının ve kazaya karışan aracın türü araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının son durumu ile ilgili alınan ATK 2.İhtisas Kurulunun 20/05/2020 tarihli raporunda; ATK 2.İhtisas Kurulunun 22/03/2019 tarihli mütalaasına eklenecek ve değiştirilecek bir husus olmadığının belirtilmiş olmasına, davalı sigorta şirketince müterafik kusur konusunda ne cevap dilekçesinde ne de yargılama aşamasında bir itirazının bulunmamasına, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen itirazların istinaf aşamasında ileri sürülmesi halinde dairemiz uygulamalarınca dikkate alınamayacak olmasına, TRH 2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemine göre davacı için belirlenen sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin hesaplamanın dosyaya, oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları da gözetilerek düzenlenmiş olması karşısında hükme esas alınmasında bir yanılgı tespit edilememesine, kazaya karışan aracın plakası tespit edilemeyen motosiklet olmasına göre, davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.951,77-TL harçtan peşin yatırılan 478,94-TL harcın düşümü ile 1.472,83-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2023