Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1710 E. 2023/236 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1710
KARAR NO: 2023/236
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2022
NUMARASI: 2021/133 Esas -2022/686 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş nezdinde Kasko, davalı … Sigorta A.Ş nezdinde de ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın davalı …’in sevk ve idaresinde olduğu sırada yaya konumunda bulunan …’e çarpması neticesinde meydana gelen 18/10/2018 günlü trafik kazasında …’ün hayatını kaybettiğini, …’ün ölümü ile oğlu davacı … ile annesi olan davacı …’ün ve babası olan …’ün destekten yoksun kaldıklarını, sigorta şirketlerine yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, ara buluculuğun da anlaşamama ile sonuçlandığını, olayla ilgili olarak Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 2020/275 esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosyada alınan Adli Tıp Kurumuna ait 23/09/2019 günlü raporda; kazanın oluşumunda şüpheli araç sürücüsü …’in tali kusurlu olduğunun belirtildiği, ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı çocuk … için 6.000,00-TL davacı anne ve babanın her biri için de ayrı ayrı 2.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; ayrıca davacı … için 75.000,00-TL, davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 50.000,00-TL ve davacı kardeşlerin her biri için de ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 265.000,00-TL manevi tazminatın da kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve … Sigorta A.Ş’den (sorumluluk oranına göre) tahsiline karar verilmesini istemiş, 24/05/2022 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 6.301,00-TL’ye, … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarının 41.300,91-TL’ye ve davacı … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını da 23.801,21-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazında bulunarak kazaya neden olduğu ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, ancak maddi tazminat bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kaldı ki kazının oluşumunda müteveffanın tam ve asli kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar ise vekilleri aracılığıyla verdikleri cevap ve beyan dilekçelerinde özetle davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, …’ün ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’in %20 oranında müteveffa yayanın ise %80 oranında kusurlu olduğu, davacıların talep edebilecekleri destek zararlarının toplam 71.403,62-TL olduğunun belirlendiği, bu miktarın ZMM sigorta poliçesinin teminat limitini aşmaması nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen Kasko (İMM) poliçesi kapsamında, maddi tazminat talepleri akımından adı geçen sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, sadece manevi tazminat talepleri bakımından ve 100.000,00-TL limitle sınırlı olmak kaydıyla sorumlu tutulabileceği; kazanın oluş şekli, tarihi, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan sosyo-ekonomik durumları göz önüne alındığında da manevi tazminata ilişkin taleplerin kısmen kabulünün uygun olacağı şeklindeki gerekçeyle;
MADDİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN; -Davacı …’ün destekten yoksun kalma tazminatı talebine yönelik açılan davasının KABULÜ ile 41.300,91- TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 09/02/2021 tarihinden davalı … yönünden kaza tarihi olan 14.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine, -Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebine yönelik açılan davasının KABULÜ ile 23.801,21- TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 09/02/2021 tarihinden davalı … yönünden kaza tarihi olan 14.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine, -Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatı talebine yönelik açılan davasının KABULÜ ile 6.301,50- TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 09/02/2021 tarihinden davalı … yönünden kaza tarihi olan 14.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN; -Davacı …’nın manevi tazminat talebine ilişkin açılan davasının KISMEN KABULÜ ile 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak bu davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,-Davacı …’nın manevi tazminat talebine ilişkin açılan davasının KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak bu davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, -Davacı …’nın manevi tazminat talebine ilişkin açılan davasının KISMEN KABULÜ ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak bu davacıya verilmesine,davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, -Davacı …’nın manevi tazminat talebine ilişkin açılan davasının KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak bu davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, -Davacı …’ün manevi tazminat talebine ilişkin açılan davasının KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak bu davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, -Davacı …’ün manevi tazminat talebine ilişkin açılan davasının KISMEN KABULÜ ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak bu davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı, davalı … Sigorta A.Ş vekili, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Ne var ki; mahkemece, istinaf yasa yoluna başvuran davalı …’in başvurusu sırasında ödemesi gereken nispi istinaf karar ve ilam harcını eksik yatırıldığı, bu amaçla HMK’nın 344.maddesi uyarınca adı geçen davalı vekiline gerekli meşruhatlı davetiyenin gönderildiği, ancak yasal süresi içerisinde eksik harcın yatırılmadığı görüşünden hareketle verilen 14/09/2022 günlü ek kararla davalı …’in istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karar davalı … vekiline usulüne uygun şekilde 19/09/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak bu ek karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmamıştır. Bu durumda, sadece davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; davacı çocuk …’ın 18 yaşına kadar destek alacağı kabul edilerek sadece 5yıl için destek zararı hesaplaması yapan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu, zira; …’ın üniversite eğitimi görebileceği ve …’ın annesi olan müteveffanın eşinden ayrı olması nedeniyle, tek çocuğuna evlenene kadar ve hatta evlendikten sonra dahi desteklik sağlayacağının gözetilmediği, sonuç itibariyle son derece soyut ve varsayımsal belirlemelerle eksik tazminata hükmedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, ayrıca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının da yetersiz olduğu ve davalı taraf yararına takdir edilen vekalet ücretinin de hatalı belirlendiğine yöneliktir. Davalı … Sigorta Şirketinin istinaf nedenleri ise; kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsüne kusur izafe edilmediği halde, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 10/09/2021 günlü kusur raporunun hükme esas alınması ve bu rapora karşı itirazları üzerinde durulmamış olmasının hatalı bulunduğu, ayrıca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının çok olduğu, vekil edeni şirket nezdinde düzenlenen kasko sigorta poliçesine göre manevi tazminata ilişkin teminat limiti 100.000,00-TL ile sınırlı olması nedeniyle bu miktardan daha fazla bir miktarla sorumluluk yoluna gidilemeyeceği halde vekil edeni sigorta şirketinin toplam 190.000,00-TL manevi tazminattan sorumlu tutulmuş olmasının da isabetsiz bulunduğuna ilişkindir.Dava; Trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle talep konusu kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğuna ilişkin olarak, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden temin edildiği anlaşılan 21/06/2021 günlü kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi, söz konusu bu rapordaki kusura ilişkin tespitlerin olayla ilgili olarak Bakırköy 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülerek davalı araç sürücüsünün cezalandırılması ile sonuçlanan ve 02/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılan ceza yargılamasına ilişkin dosyadaki kabul ile örtüşmesi ve kaza tespit tutanağında da araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı hususunda açık bir değerlendirme yapılmamış bulunması karşısında ATK raporunun hükme esas alınmış olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğine; kaza tarihinde 13 yaşında olan davacı …’ın annesi olan müteveffanın …’a 18 yaşına kadar desteklik sağlayabileceği yolundaki varsayımdan hareketle düzenlendiği anlaşılan 04/01/2022 günlü kök ve davalı yanın itirazı üzerine temin edilen 16/05/2022 günlü ek rapordaki itirazın yerinde olmadığına ilişkin gerekçeli tespitlerin, davacı …’ın üniversite eğitimi alabileceği, üniversite eğitimi alabilecek yeterliliğe sahip bulunduğu konusunda dosyaya herhangi bir bilgi ve belge (eğitim ve başarı durumunu gösterir) sunulmadığı, diğer bir ifadeyle davacı tarafın desteklik süresinin daha uzun olması gerektiği somut bir biçimde kanıtlanamadığı gözetildiğinde uygun bulunması karşısında davacı küçük için sadece 5 yıl süreyle sınırlı olmak kaydıyla hesaplama yapılmış olmasında yerleşmiş yargısal içtihatlara göre bir isabetsizlik bulunmadığına, ayrıca davacı yararına toplam 190.000,00-TL manevi tazminat hükmedilmiş ise de; mahkeme kararının gerekçesinde açıkça istinaf yasa yoluna başvuran sigorta şirketinin manevi tazminatlara ilişkin sorumluluğunun 100.000,00-TL ile sınırlı olduğu belirlenmiş olmasına ve kararın hüküm bölümünde de davalı …’nın (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) diğer davalı ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilmiş olması karşısında istinaf eden … Sigorta Şirketi’nin toplam 100.000,00-TL üzerinde yani sigorta limiti üzerinde bir tazminatla sorumlu olduğuna karar verildiği söylenemeyeceğine göre taraf vekillerinin açıklanan hususlara yönelik istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının isabetsiz olduğuna yönelik istinaf itirazları birlikte değerlendirildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, ölenin kaza tarihindeki yaşı (34), davacılarla yakınlığı, paranın alım gücü, talep edilen manevi tazminat miktarları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölümle sonuçlanan taksirli bir eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun olup, az veya çok bulunmamasına göre; davacılar vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-Davacılar vekilinin vekalet ücretinin hatalı belirlendiğine yönelik istinaf itirazına gelince;Görülmekte olan davada, davacılar zorunlu dava arkadaşı değil ihtiyari dava arkadaşı bulunmaktadır.Bu durumda ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunan davacıların birlikte açmış oldukları maddi ve manevi tazminat talepli bir davada, her bir davacının reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı red vekalet ücretiyle sorumlu tutulmuş olmalarında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi ara kararına yönelik olarak davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Görülmekte olan davada, davacılar ihtiyari dava arkadaşı konumunda olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca, istinaf eden davacılardan alınması gereken 1.079,40-TL (179,90*6) harçtan, peşin olarak yatırılan 484,20-TL (80,70-TL*6) harcın düşümü ile kalan 595,20-TL (99,20-TL*6) bakiye istinaf karar ve ilam harcının davacılardan müsavi şekilde tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş.’den aleyhine hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı (100.000,00-TL) üzerinden alınması gereken 6.831,00-TL harçtan, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 4.464,13-TL harcın düşümü ile kalan 2.366,87-TL bakiye istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf eden davalı …’in istinaf talebi incelenmediğinden, istinaf başvurusu sırasında yatırıldığı anlaşılan 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 220,70-TL istinaf başvuru harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar ve davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/02/2023