Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1674 E. 2022/1607 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1674
KARAR NO: 2022/1607
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2022
NUMARASI: 2015/415 Esas – 2022/283 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 08/04/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 25/12/2011 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı vasıtası ile Konya istikametinden Afyonkarahisar istikametine seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilmesi sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin ciddi oranda kalıcı sakatlığına sebep olacak şekilde yaralandığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın geçerli bir taşımacılık sigorta poliçesi olmadığından …nın sorumlu olduğunu belirterek; maddi tazminat manasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak davanın kabulü ile müvekkili için geçici ve kalıcı iş göremezlikten ileri gelen 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınması zaruretiyle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kaza tarihinden aksi halde dava tarihinden başlayarak işleyecek ticari faiziyle veya yasal faiziyle ile birlikte toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tazmin ve tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın 25.12.2011 tarihinde gerçekleştiğini, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK.nun1268 madde hükmüne tabi olup 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davanın başkaca bir incelemeye gerek olmaksızın zamanaşımı sebebiyle reddi gerekeceğini, dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, bu nedenlerle davanın reddi gerekeceğini, kazaya karışan aracın poliçesinin olması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ticari bir taşıma olup olmadığının, aracın taşımacılık yetki belgesinin olup olmadığının sorulması gerektiğini, kazaya karışan aracın zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığını, olayda hatır taşıması söz konusu olduğundan davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin mümkün olmadığını, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesinin gerektiğini, faiz ve yargılama gideri taleplerinin haksız olduğunu belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın Kabulü ile; 13.818,38 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş verilen karar davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’nın hiç yapılmamış olması halinde sırasıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur, … plakalı araç dava konusu kazayı kapsayacak şekilde … Sigorta A.Ş nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup söz konusu poliçenin varlığı nedeniyle …nın sorumluluğu söz konusu olmamasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının soruşturma aşamasında alınan ifadesinde davaya konu kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünden şikâyetçi ve davacı olmadığını bildirdiği, savcılıkça mağdurun şüpheliden şikâyetçi olmaması sebebi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinden davacının artık tazminat talep etmek hakkı bulunmadığı, dava konusu kazaya sebep olan … plakalı ticari olmayan araçla yapılan arızi taşımanın Taşıma Kanunu kapsamında bir taşıma olmadığı hususu sabit olup hususi araçla yapılan ticari vasıfta olmayan taşıma, taşıma kanunu kapsamında olmadığından müvekkili kurumun da herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmadığı, kazaya karışan … plakalı araçla yapılan ticari olmayan arızi taşıma nedeni ile karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığından haksız davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, müterafik kusur hususunun tartışılmadığı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilmediği için kısmi dava olduğu ve ıslah edilen tutarın zamanaşımına uğradığından, davacının ıslah tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 25/12/2011 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın Konya istikametinden Afyonkarahisar istikametine seyri sırasında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilmesi sonucu araç içinde yolcu olan davacının ATK 2.İhtisas Kurulunun 26/08/2020 tarihli raporunda tespit edildiği üzere, %7,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının kazaya karışan … plaka sayılı aracın geçerli bir taşımacılık sigorta poliçesi olmadığından güvence hesabının sorumlu olduğu iddiasıyla … aleyhine maddi tazminat istemiyle elde ki davayı açtığı anlaşılmıştır. 1-6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir.Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kaza tarihinden aksi halde dava tarihinden başlayarak işleyecek ticari faiziyle veya yasal faiziyle ile birlikte toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacının, trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Esasen davacının kaza sonucu oluşan maluliyeti nedeniyle tazminat miktarının tespiti, yapılacak yargılama sırasında alınacak ATK ilgili ihtisas kurulunun raporuyla belli olduktan sonra bilirkişi incelemesi ile belli olacağından, görülmekte olan davanın belirsiz alacak davası olduğu konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Ayrıca, dava dilekçesinin dava kısmında, davanın cismani zarar eksenli belirsiz alacak davası olduğu açıkça belirtilmiştir.Davacı 08/04/2015 tarihinde açtığı davasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00-TL tazminat isteminde bulunmuş; 24/03/2021 bedel arttırım dilekçesiyle talebini 13.818,38 TL’ye yükseltmiş; davalı vekili ise istinafa başvuru dilekçesinde; ıslah edilen bölüm için zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür.Bilindiği üzere, HMK’nın 107.maddesi kapsamında açılan belirsiz alacak davalarında, davanın açılması ile birlikte (dava tarihinde) alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açanın bunu açıkça dava dilekçesinde belirtmesi gerekir.Somut olayda; dava dilekçesi içeriğinden davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığının anlaşılması ve belirsiz alacak davalarında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı süresinin kesileceği göz önüne alındığında, davalı vekilinin ıslah edilen bölüm için zamanaşımı itirazı yerinde bulunmamıştır.Sonuç olarak, toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte istinaf başvuru nedenleri de gözetilmek suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyada ki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, … plakalı araçla ilgili olarak D2 yetki belgesi olan minibüsün 25/12/2011 kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmasının zorunlu olmasına ve aracın bu sigortasının bulunmaması nedeniyle …nın sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında bir yanılgı bulunmamasına, ayrıca somut olayda taşımanın bir bedel karşılığında olmadığı ve taşımanın davacı yararına yapıldığı hususu davalı tarafça usulüne uygun şekilde kanıtlanamadığı, iddia soyut nitelikte olduğundan müterafik kusur ve hatır taşıması ile ilgili değerlendirme yapılmamasının doğru olmasına, 14/04/2016 tarihindeki değişiklikle dava açmadan önce zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiş ise de; eldeki davanın açılma tarihi 08/04/2015 tarihi olup bu durumda davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren bir düzenlemenin somut olaya uygulanamayacağının açık olmasına, ceza soruşturma sırasında şikayetten vazgeçmenin tazminat isteme hakkını ortadan kaldırması için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 253/19 madde hükmü uyarınca usûlüne uygun olarak düzenlenmiş bir uzlaşmanın varlığı veya 5237 sayılı TCK’nun 73.maddesinin 7. bent hükümlerine göre şikayetten vazgeçme sırasında kişisel haklardan da vazgeçildiğinin ayrıca ve açıkça belirtilmesi gerektiği, somut olayda, davacı ile zararlandırıcı eylem sorumlusu arasında usulüne uygun şekilde düzenlenmiş ve tamamlanmış bir uzlaşma tutanağı mevcut olmadığı, ayrıca şikayetten vazgeçme sırasında kişisel haklardan vazgeçildiği konusunda da bir irade açıklaması yapılmadığından sürücüden şikayetçi olmadığına dair beyanın tazminat davasından vazgeçme olarak değerlendirilemeyeceğine göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca;1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 943,93-TL harçtan peşin yatırılan 236,00-TL harcın düşümü ile 707,93-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/11/2022