Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1620 E. 2023/370 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1620
KARAR NO: 2023/370
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2022
NUMARASI: 2022/147 Esas – 2022/177 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben verdiği davalı sigorta şirketi ile birlikte dosyası tefrik edilen … şirketi, …, …, … aleyhine yönelttiği dava dilekçesi ile; 31/10/2018 tarihinde yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçmeye çalışırken davalı …şirketine ait … plaka sayılı aracın çarpması ile oluşan trafik kazasında yaralandığını, … Hastanesi’nde ilk müdahalelerinin yapıldığını, kazayı öğrenen Aydın Barosuna kayıtlı davalı avukatların kendisini arayarak destek olabileceklerini söylediklerini, ancak öncelikle sağlığına kavuşmayı düşünmüş ise de davalı avukatların İstanbul’da kendisini temsil eden ve vekalet verilmesine kadar olan işlemlerin masrafını ödeyen dava dışı …’nun vasıtası ile davalılar adına vekaletname düzenlettirdiğini, vekaletname alan davalıların kazanın üzerinden iki yıl gibi bir süre geçmesine rağmen herhangi bir işlem yapmadıklarını, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunmadıklarını, bu nedenle doğan zararından diğer davalı şirketlerle birlikte sorumlu olduklarını, tedavi süresinde Sarıyer ilçesinden Kadıköy ilçesine gidip gelmek zorunda kaldığını, bürosuna gidemediğini ve işleri ile ilgilenemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davanın ticari uyuşmazlık olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmediğini savunarak usulden, kabul görmediği takdirde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın tevzi edildiği İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/03/2021 tarihli 2020/442 Esas ve 2021/157 Karar sayılı ilamı ile davalılar arasında zorunlu mali mesuliyet sigortacısı bulunduğu, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, mahkeme ilamının kesinleşmesi ve davacı tarafın talebi üzerine dosya İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilerek 2021/674 Esas sırasına kaydedilmiştir. Mahkemece 2021/674 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan 18/02/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın tefriki ile yeni esasa kaydına karar verildiği ve tefrik edilen eldeki davanın mahkemenin 2022/147 Esas sırasına kaydedildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince tefrik kararından sonra davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan dava yönünden 2022/147 Esas sayılı dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; “06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi ile, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirildiği, davanın yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile, 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, söz konusu hükmün yürürlük tarihinin 7155 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 01/01/2019 tarihi olarak belirlendiği ve davanın 27/10/2020 tarihinde açıldığı…davacı asilin 06/01/2022 teslim tarihli dilekçesi ve Mahkememizin 2021/674 Esas sayılı dosyasının 18/02/2022 tarihli duruşmanda sözlü beyanı ile arabuluculuğa gidilmediğini beyan ettiği ve 7155 Sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuk, tamamlanabilir bir dava şartı olmadığından 6100 Sayılı HMK’nın 115/son maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı” gerekçesi ile; “7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın T.T.K.’nın 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2, H.M.K.’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE” karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine sunduğu 29/04/2022 tarihli dilekçesinde; gerekçeli kararın eline geç ulaşması nedeniyle temyiz dilekçesi sunmak üzere tarafına ek süre verilmesini talep ettiği, 05/05/2022 tarihli dilekçesi ile de; arabulucuya başvuru şartını davayı yönelttiği avukatların yerine getirmesi gerektiğini, davalı olarak gösterdiği avukatlar aleyhine açılan davanın dosyadan ayrıldığını ve mahkemece karşı görevsizlik kararı verildiğini, dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Dairesi’ne gönderildiğini, …şirketi aleyhine açtığı davanın ise halen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yargılamasının devam ettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvuru talebinde uyulması zorunlu şekil şartlarından birisi istinaf dilekçesinde başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin gösterilmesi zorunluluğudur. Yapılan incelemede; gerekçeli kararın davacı asile 15/04/2022 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davacı tarafça yasal istinaf kanun yoluna başvurma süresi içerisinde sunulan 29/04/2022 tarihli dilekçe içeriğinde herhangi bir istinaf gerekçe ve sebebine yer verilmediği, 05/05/2022 tarihli dilekçesinin ise yasal 2 haftalık istinaf kanun yoluna başvurma süresinden sonra verildiği dolayısıyla ek dilekçenin istinaf incelemesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesinin kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,20-TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve maddi tazminat istemi yönünden HMK.m.361 hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık, manevi tazminat istemi yönünden HMK m.362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2023