Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1599 E. 2023/198 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1599
KARAR NO: 2023/198
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2022
NUMARASI: 2018/413 Esas – 2022/349 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerinin müşterek çocuğu olan …’nin evinin önündeki sokakta arkadaşları ile bulunduğu sırada, davalılardan …’in sevk ve idaresindeki davalı …’in maliki olduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde de ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın çarpması neticesinde meydana gelen 02/06/2013 günlü trafik kazasında hayatını kaybettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00-TL destekden yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan ve ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın da davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan olay tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 18/11/2021 bedel arttırım dilekçesi ile de davacı baba … için talep edilen destek tazminatı istek miktarını 108.204,76-TL’ye, davacı anne … için talep edilen destek tazminatına ilişkin istek miktarını da 136.889,54-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı araçın vekil edeni sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunduğunu, müvekkili … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunu araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı bulunduğundan davacı tarafın araç sürücüsünün kusurunun ve meydana gelen zararın usulüne uygun olarak kanıtlaması gerektiğini, kusurun mevcut olmaması halinde, müvekkili şirkete yönelik davanın reddine karar verilmesini istediklerini, eldeki dava açılmadan önce vekil edenin şirketi usulüne uygun şekilde yapılmış bir başvuru bulunmadığından dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ise vekili aracılığıyla sunduğu yazılı ve sözlü beyanlarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuş; diğer davalı ise yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, olayla ilgili olarak Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesin’de görülen 2013/440 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirerek, …’nin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsü …’in %40 oranında, müteveffa yaya …’nin ise %60 oranında kusurlu olduğu benimsenerek aktüer bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda maddi tazminata ilişkin taleplerin kabulü gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin de kısmen kabulüne karar verilmesini uygun olacağı gerekçesiyle;A)Maddi tazminat talebi yönünden;-Açılan davanın KABULÜ İLE; -02/06/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefatı sebebiyle davacı … lehine 136.889,54-TL ve davacı … lehine 108.204,76-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatı takdiri ile takdir edilen maddi tazminatların davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 01/07/2013 tarihinden itibaren işeyecek, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 02/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, B)Manevi tazminat talebi yönünden; -Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE; -02/06/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefatı sebebiyle davacı … lehine 40.000,00-TL ve davacı … lehine 40.000,00-TL manevi tazminat takdiri ile takdir edilen manevi tazminatların kaza tarihi olan 02/06/2013 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalıların istinaf itirazları; mahkemece kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %40 oranında, müteveffanın ise %60 oranında kusurlu olduğu kabul edildiği halde tam kusura göre yapılan hesaplama doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz bulunduğuna yönelik olup, davalı … vekili ayrıca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının kusur durumu gözetildiğinde çok fazla olduğunu ileri sürmüş ve kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.1-Talep konusu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %40 oranında, müteveffa yayanın ise %60 oranında kusurlu olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu durum esasen mahkemenin ve tarafların da kabulündedir. Bu kapsamda, davalı … vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı değerlendirildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda, kazanın oluşumunda destek ağır kusurlu ise de, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, kazanın meydana geldiği tarih, kazanın oluş şekli, paranın alım gücü, davacıların müteveffaya olan yakınlıkları, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece, davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı yerinde bulunmakta olup, fazla olmadığından, davalı … vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.2-Davalıların destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istinaf itirazları birlikte değerlendirildiğinde;Hükmü esas alındığı anlaşılan 13/04/2021 günlü aktüer bilirkişi raporunda da davacı anne …’nin talep edebileceği destek tazminatı miktarının 136.889,54-TL, davacı baba …’nin ise talep edebileceği destek tazminatı miktarının 108.204,76-TL olduğu açıklandıktan sonra davalı araç sürücüsünün %40 kusur oranı yansıtıldığında …nin destek tazminatının 54.755,82-TL , …nin destek tazminatının 43.281,90-TL olacağının belirtildiği görülmüştür. Ne var ki ilk derece mahkemesince, kazanın oluşumunda müteveffa yayanın asli kusurlu olduğu açıkça belirlendiği halde, bu konu üzerinde durulmaksızın ve daha da önemlisi neden durulmadığı konusunda herhangi bir açık değerlendirme yapılmaksızın yazılı biçim ve şekilde davalı araç sürücüsü kazanın oluşumunda tam kusurluymuş gibi destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerin tamamen kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Zira talep konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunun yasal mevzuat ve yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre; kural olarak destekten yoksun kalma tazminatı destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp, bağımsız bir talep ise de, bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan farlı bir durum yaratılamayacağından, desteğin kusurunun somut olayda göz önünde bulundurulması gerekir. Desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağına ilişkin yargısal uygulama; desteğin sürücüsü veya işleteni olduğu aracın sigortacısına yöneltilen destekten yoksun kalma tazminatı isteklerine ilişkin olup, desteğin yaya konumunda olduğu eldeki davada, yayaya çarpan araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısı sadece araç sürücüsünün kusuruna denk gelen zarar miktarından sorumlu olup, desteğin kusurundan sorumlu değillerdir. (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 14/10/2019 gün, 2017/986 Esas – 2019/9295 Karar sayılı ilamı) Hal böyle olunca, davacılar yararına bilirkişi raporuyla belirlenen ve davacı tarafın itirazına uğramayan destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarından, destek yayanın kusuruna denk gelen oranda indirim yapılarak, sonuç maddi tazminat miktarının buna göre belirlenmesi gerekirken bunun yapılmamış olması isabetsizdir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, istinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi vekilinin de, davalı … vekilinin açıklanan bu hususa yönelik istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK m 353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar yanında davalı …’inde istinaf talebinde bulunmaması ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek, sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususun istinaf yasa yoluna başvuran davalılar yararına düzeltilmek ve istinaf yasa yoluna başvuran davalıların sorumluluk miktarlarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sınırlamak suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2022 tarih ve 2018/413 Esas 2022/349 Karar sayılı kararına karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının ise, yine yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen sebeple KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (1)sayılı bette işaret edilen nedenlerle REDDİNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harçlarının talepleri halinde yatıran davalıya iadesine, b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,c-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ise takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-)Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2022 tarih ve 2018/413 Esas 2022/349 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, Maddi tazminat talebi yönünden; a-)-Açılan davanın KABULÜ İLE; 02/06/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefatı sebebiyle davacı … lehine belirlenen 136.889,54-TL (davalı sigorta şirketi ile davalı …’in sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün %40 kusuruna denk gelen 54.755, 82-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) ve davacı … lehine belirlenen 108.204,76-TL ( (davalı sigorta şirketi ile davalı …’in sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün %40 kusuruna denk gelen 43.281,90-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) destekten yoksun kalma tazminatlarının davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 01/07/2013 tarihinden itibaren işeyecek, davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 02/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketi ve davalı …’e yönelik fazlaya ilişen maddi tazminat talebin ise REDDİNE, b-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 16.742,39 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 68,31 TL peşin harç, 1.922,02 TL tamamlama harcı ve 206,30 keşif hacının mahsubu ile bakiye 14.545,76 TL karar ve ilam harcının( davalı sigorta şirketi ile davalı …’in sorumluluğu 5.818,30-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına, c-)Davacılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, ilk derece karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 25.606,60 TL nispi vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketi ile davalı …’in sorumluluğu 10.242,64-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, ç-)Görülmekte olan maddi tazminat davasında davalı sigorta şirketi ve davalı … vekille temsil edildiklerinden, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden belirlenen vekalet ücreti AAÜT hükümleri uyarınca davacılar yararına belirlenen vekalet ücretini geçemeyeceğinden 10.242,64 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Sigorta A:Ş ve …’e verilmesine, d-)Davacılar tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 68,31 TL peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 70,61 TL harcın (davalı sigorta şirketi ile davalı …’in sorumluluğu 28,24-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, e-)Davacılar tarafından yapılan 3.523,73 TL yargılama giderinin (davalı Sigorta şirketi ile davalı …’in sorumluluğu 1.409,49-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Manevi tazminat talebi yönünden; a-)Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE; 02/06/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefatı sebebiyle davacı … lehine 40.000,00-TL ve davacı … lehine 40.000,00-TL manevi tazminat takdiri ile takdir edilen manevi tazminatların kaza tarihi olan 02/06/2013 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, b-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 5.464,80 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 683,10 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.785,70 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, c-)Davacılar kendilerini davada vekil ile temsil ettirdiğinden, ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, ç-)Davalı … kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 10/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 11.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı …’e verilmesine, 3-)Yatırılan gider avanslarından arta kalanın ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/02/2023