Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1545 E. 2023/356 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1545
KARAR NO: 2023/356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2022
NUMARASI: 2015/112 Esas – 2022/401 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/10/2014 tarihinde davalı … idaresindeki … plaka sayılı araç ile Maltepe sahil yolundan Kartal istikametine doğru seyir ederken önünde seyir etmekte olan davacının idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarparak motosiklette bulunan …’ın yaralanmasına sebep olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı …’ın kaza nedeniyle maluliyet durumunun tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 19/04/2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 14.670,89 TL arttırarak 15.670,89 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddinin gerektiğini, savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; kazanın gerçekleşmesinde davalı sürücünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; dosyada mevcut bilirkişi raporlarına itibar edilmeyerek sübjektif kanaat ve değerlendirmeyle ve davalının ikrarı da göz ardı edilerek aleyhe hüküm verilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosyanın incelenmesinde; tarafların kazadaki kusur oranlarının tespiti için mahkemece rapor alındığı, bilirkişinin raporunda; kazada davacı sürücünün %75, davalı sürücünün %25 kusurlu olduğunun tespit edildiği, ceza yargılaması sırasında ise mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda; her iki tarafın kusurlu olduğunun, ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise; davalı sürücünün tali, davacının asli kusurlu olduğunun belirtildiği, trafik kazası tutanağında ise davalı sürücü Adil Acar’ın kusurlu olduğuna dair görüş belirtildiği, ilk derece mahkemesince davalının kazanın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle istinaf incelemesine konu kararın verildiği, anlaşılmıştır. HMK’nın 281.maddesinde tarafların bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yaptırabileceği, HMK’nın 282.maddesinde hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerledireceği düzenlenmiştir.Bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa veya bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkili ise hakim çelişkiyi gidermeden karar veremeyeceği gibi yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak ta karar veremez. Yine mahkemece bilirkişi raporlarından farklı bir kanaate ulaşılması ve bu kanaat gereğince karar verilmesi halinde de, ulaşılan sonucun gerekçesinin yürürlükte ki mevzuata ve bilimsel verilere göre açıklanması zorunludur. Bilindiği üzere trafik kazalarında sorumluluğun kusura nispetinde olduğu durumlarda, kaza taraflarının kazanın meydana gelmesinde ki kusurlarının tam olarak tespit edilmesi esaslı unsurlardandır. Kusur tespitinin varsayımlara göre değil, Karayolları Trafik Kanunu ile bağlı yönetmelik ve diğer mevzuat hükümlerine göre yapılması zorunludur.Somut olaya gelince, az yukarıda açıklandığı üzere, ceza soruşturmasında tanzim olunan bilirkişi raporları ile ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi düzenlenen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi suretiyle kusur tespiti yapılması gerekirken, varsayımlara dayalı bir kanaatle davacı sürücünün tam kusurlu kabul edilmesi ve bu suretle de davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bu durumda yapılması gereken iş; İTÜ’de veya Karayolları Genel Müdürlüğü’nde görevli trafik (kusur) konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden, kaza tespit tutanağı, krokisi ve ATK raporu ve diğer belgeler irdelenmek suretiyle tarafların kusur durumlarının belirlenmesi raporlar arasındaki kusur konusunda çelişkinin giderilmesi için açıklayıcı, ayrıntılı, taraf ve yargı denetimine açık rapor aldırılması, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları göz önüne alınarak, işin esası ile ilgili deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret olmalıdır. (Bknz. Yargıtay 17. HD’nin 2016/14680 Esas, 2019/2383 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/02/2023