Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1542 E. 2022/1660 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1542
KARAR NO: 2022/1660
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022
NUMARASI: 2014/1390 Esas – 2022/475 Karar
Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ Nin 2015/1240 Esas Sayılı Dosya
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktörün karıştığı 16/08/2014 günlü trafik kazasında, … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan vekil edeninin ağır bir biçimde yaralanarak geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğradığını, kazanın oluşumunda ZMM sigortası bulunmayan … plaka sayılı traktör sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, bu nedenle vekil edenin uğradığı zararın davalı … tarafından giderilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 2.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte …ndan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde ise özetle; vekil edeninin yaralanması ile sonuçlanan 16/08/2014 günlü trafik kazasına karışan … plaka sayılı araç sürücüsünün de kazanın oluşumunda kusuru bulunduğunu, söz konusu bu aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMM sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak (belirsiz alacak) ve vekil edenin uğradığı geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına karşılık olmak kaydıyla, 2.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak vekil edenine verilmesini istemiş ve davalı sigorta şirketi aleyhine açılan iş bu davanın … aleyhine açılan önceki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir. Sigorta şirketi aleyhine açılan bu davanın, … aleyhine açılan dava ile birleştirilmesinden sonra davacı vekili tarafından verilen 02/12/2020 günlü dilekçe ile her iki davalı bakımından da 2.000,00-TL’lik maddi tazminata ilişkin talebin 100,00-TL’sinin geçici, 1.900,00-TL’sinin de kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu bildirmiş ve daha sonra dosyaya sunulan 08/02/2022 günlü ıslah dilekçesi ile de 07/01/2022 günlü aktuar bilirkişi raporu uyarınca davalı …ndan talep ettikleri geçici iş göremezlik zararına ilişkin istek miktarını 7.951,35-TL’ye, kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin istek miktarını 165.342,17-TL’ye; davalı … Sigorta Şirketinden talep ettikleri geçici iş göremezlik zararına ilişkin istek miktarını 3.407,72-TL’ye, sürekli iş göremezlik zararına ilişkin istek miktarını da 70.860,93-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Asıl davanın davalısı olan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, kazaya karışan araç sürücüsü ve maliklerine ihbar edilmesini talep ettiklerini, davacı hakkında dava öncesi vekil eden kuruma başvuruda bulunulduğu ve hasar dosyası açıldığı halde, noksanlıklar ikmal edilerek sonucunun beklenilmesi gerekirken dava açılmasının doğru olmadığı gibi, trafik kazasına sebebiyet verdiği ileri sürülen araç sürücüleri ile işletenleri aleyhine talepte bulunulmadığından vekil edeni kurum aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde talep edilen kalemlerin teminat dışında olduğunu, talep edilen tazminatın nasıl hesaplandığının açıklanmasının gerektiğini, olayla ilgili olarak görülmekte olan ceza yargılaması varsa sonucunun beklenmesinin gerektiğini, vekil edenin sorumluluğu olay tarihinde Zorunlu Trafik Poliçesi bulunmayan motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğundan kazaya karışan tüm tarafların kusur durum ve oranlarının belirlenmesi yanında, davacının varsa müterafik kusuru ile daimi maluliyet oranının belirlenmesini istediklerini açıklayarak davaya karşı koymuş ve kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan … ile davacının içinde bulunduğu araca çarpan sürücü … ile araç işleteni …’ya davanın ihbar edilmesini talep etmiştir. Birleşen davanın davalısı olan sigorta şirketi vekili ise cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe nolu zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alındığını, öncelikle kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesinin gerektiğini, ayrıca kusur oranlarının ve maluliyetin tespiti yönünden dosyanın ilgili ATK kurullarına gönderilmesini talep ettiklerini, vekil edeni sigorta şirketinin geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri bakımından sorumluluğunun bulunmadığından davacının bu zarar kalemlerine ilişkin talebinin reddi gerektiğini, ayrıca davacının araçta hatır için taşındığı anlaşıldığından bu durumun gözetilmesini istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sunucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, talep konusu trafik kazasının oluşumunda, … plaka sayılı sigortasız traktör sürücüsü …’nun %70 oranında, … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsü …’nın ise %30 oranında kusurlu olduğu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araç sürücüsünün ise herhangi bir kusuru bulunmadığı, davacının geçirmiş olduğu trafik trafik kazası sonucu oluşan yaralanmasına bağlı olarak %22,2 oranında kalıcı iş göremez hale geldiği, iyileşme süresinin de 12 ay olduğu benimsenmek suretiyle 07/01/2022 günlü aktuar bilirkişi raporu doğrultusunda;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN, Davanın KABULÜ İLE, 7.951,35 TL geçici iş göremezlik ve 165.342,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 173.293,52 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 10/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ ndan alınarak davacıya ödenmesine,
BİRLEŞEN İSTANBUL 4. ATM ‘ NİN 2015/1240 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN, Davanın KABULÜ İLE, 3.407,22 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 70.860,93 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 74.268,65 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 28/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş ‘ den alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; hüküm altına alınan tazminatlar bakımından, faiz cinsinin hatalı belirlendiği, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın vekil edeni yararına kaldırılması gerektiği , buna karşılık davalıların istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davalı tarafın istinaf itirazlarının kabulü ile yeniden bir yargılama yapılacak olur ise vekil edeninin uğradığı gerçek maluliyet oranının, esasen hükme esas alınan raporda belirtilenden esasen fazla bulunması nedeniyle, aleyhe olan hususları kabul etmedikleri ve maluliyet ve kusur oranlarında bir değişiklik olması halinde zarar hesaplamasının güncel asgari ücretlerdeki değişikliklerin gözetilerek yeniden yapılmasını istediklerine ilişkindir.Davalı … vekili istinaf nedenleri; hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporun, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği, kusura ilişkin belirleme ve kabulün de hatalı olduğu, talep konusu kazaya ilişkin olan bir başka hak sahibinin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış olduğu 2014/1633 Esas sayılı dosya kapsamından temin edilen raporda, … plaka sayılı araç sürücüsünün %60, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise %40 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bu durumda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, aktuar hesaplamada 1,8 teknik faiz uygulanmamış olmasının da isabetsiz bulunduğu ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM sigortası genel şartlarının kapsamında teminat dışı bırakıldığının göz ardı edildiği, ayrıca kaza anında emniyet kemeri takmayan davacının müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve buna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği halde bu husus üzerinde durulmamış olmasının da isabetsiz olduğuna yöneliktir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin istinaf nedenleri ise; davacının yaralanmasında müterafik kusurlu olduğu hususu üzerinde durulmadığı, 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğinin göz ardı edildiği, maluliyete ilişkin olarak ATK tarafından düzenlenmeyen bir raporun hükme esas alınamayacağı ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin, ZMM sigortası teminatı kapsamı dışında kaldığından bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğuna ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Asıl ve bileşen dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen bedensel zarara dayanarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle dosyada mevcut olan (Olayla ilgili olarak Çankırı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılan 2014/130 Esas – 2015/103 Karar sayılı ceza yargılamasına esas belirleme ve değerlendirmeler dahil) kusura ilişkin bulunan tüm bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla ATK Trafik İhtisas Dairesi Uzmanlar Komisyonu’ndan temin edinildiği anlaşılan 23/02/2021 günlü heyet raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, aynı olayla ilgili olarak başka bir mağdurun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı 2014/1633 Esas sayılı dosya kapsamında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce temin edildiği anlaşılan 11/09/2018 günlü raporda terditli şekilde belirleme yapıldığı gözetildiğinde esasen hükme esas alınan raporla herhangi bir çelişki içermediğinden, mahkemece bu husus üzerinde durulmamış olmasında bir yanılgı olmadığına; hükme esas alınan aktuar bilirkişi raporundaki tazminat hesaplamasında 1,8 teknik faiz değil progressif rant uygulamasının esas alınmasında da bir yanılgı bulunmadığına, (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2772 Esas – 2021/3174 Karar sayılı ilamı) her ne kadar davacının kazaya bağlı yaralanması nedeniyle uğradığı sürekli iş göremezlik oranı “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri uyarınca düzenlenmiş, diğer bir ifade ile kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri uyarınca belirlenmemiş ise de her iki yönetmelikte kullanılan cetvellerin aynı olması karşısında, ilk derece mahkemesince Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca davacının trafik kazası sonrasında görmüş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi suretiyle düzenlendiği anlaşılan … sayılı raporun hükme esas alınmasında da somut olayın niteliği gözetildiğinde bir yanılgı olmadığına, (Bkn: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/838 E.,-2021/2453 K sayılı benzer bir olay nedeniyle verdiği ilam) maluliyete ilişkin belirlemelerin de mutlaka Adli Tıp Kurumu’nca yapılmasının gerekmemesine; keza davacının … plaka sayılı başka bir araç içerisinde yolcu olması nedeniyle kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunması mümkün olmadığı gibi, olaydan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacının kaza anında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususunda herhangi bir belirleme bulunmaması ve davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına ilişkin davalı taraf iddiasının da somut şekilde kanıtlanamamış olması karşısında, mahkemece belirlenen tazminatlarda müterafik kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik tespit edilemediğine ve kazaya sebebiyet veren araçlardan birinin tarımsal kullanım amaçlı traktör, diğer aracın ise gerçek kişi adına kayıtlı … cinsi bir araç olduğu değerlendirildiğinde, trafik kazası sonucunda (haksız fiil) meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak hüküm altına alınan tazminatlara yasal faiz uygulanmış bulunmasında da bir usulsüzlük tespit edilemediğine göre; tüm taraf vekillerinin açıklanan hususlara yönelik istinaf başvurularının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2- Davalılar vekillerinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazlarına gelince; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.maddesinin “Sağlık Giderleri Teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile, trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderlerin teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” denmekte ise de; 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanmış ve sınırlandırılmıştır. KTK’nun 98.maddesinde; trafik kazaları nedeniyle, üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup; 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi ile de, “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup, buna göre SGK 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesi uyarınca tüm tedavi giderlerinden değil sadece söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Diğer bir ifadeyle SGK’nun hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, kanun uyarınca belirlenmiş olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile, SGK’nun sorumluluk kapsamının genişletilmesi, bir kanun maddesinin idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/01/2004 tarih, 2004/4-40E-2004/113 K.sayılı İçtihadı). Bu durumda, SGK’nun sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98.madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin KTK’nun 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceği gibi, anılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararı ile de iptal edildiği gözetildiğinde, bedensel zararın bir türü olan geçici iş göremezlik zararından davalıların sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında bir yanılgı bulunmadığından, bu yönü amaçlayan istinaf başvurularının da reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacı vekilinden alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf eden davalı … vekilinden alınması gereken 11.837,68-TL nispi istinaf karar ve ilam harcıdan, peşin yatırılan 2.959,45-TL harcın düşümü ile kalan 8.878,23-TL harcın adı geçen bu davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 4-İstinaf eden davalı … Sigorta vekilinden alınması gereken 5.073,29-TL nispi istinaf karar ve ilam harcıdan, peşin yatırılan 1.349,02-TL harcın düşümü ile kalan 3.724,27-TL harcın sözü edilen bu davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin yapan taraf üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 361. madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/11/2022