Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1541 E. 2022/1668 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1541
KARAR NO: 2022/1668
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
NUMARASI: 2020/193 Esas – 2022/374 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği 21/03/2011 günlü trafik kazasında, diğer bir araçta yolcu olarak bulunan vekil edeninin ağır biçimde yaralanarak sakat kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı iş göremezlik (sakatlık) zararına karşılık olmak üzere 5.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; 10.000,00-TL manevi tazminatın da sadece davalı … Tic. A.ş.’den alınarak vekil edenine verilmesi ve hüküm altına alınacak tazminatlar bakımından … A.Ş yönünden kaza tarihinden, diğer davalı sigorta şirketi bakımından ise dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesini istemiştir.Davalı … Tic. A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak talep konusu trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı araç maliki vekil edeni şirket ise de, araç sürücüsünün dava dışı … olduğunu ve araç sürücüsü …’nin kazanın oluşumunda asli kusurlu olmadığı kanaatini taşıdıklarını bu nedenle, sürücü hakkında Çamlıdere Asliye Ceza Mahkemesinde açılan 2011/43 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin davanın sonucununu beklenilmesini ve araç sürücüsünün de davaya ihbarını istediklerini ayrıca, manevi tazminat bakımından avans faizine hükmedilmesine yönelik talebin de yerinde bir talep olmadığını beyanla, davaya karşı koymuştur. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece: iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi sonucunda: davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasınını oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının yaralanmasına bağlı herhangi bir maluliyeti oluşmadığı, ancak iyileşme süresinin 3 ay bulunduğu, bu durumda davacının sadece geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceği, geçici iş göremezlik zararının da 1.411,63-TL olduğunun tespit edildiği ayrıca davacıda oluşan yaralanmanın niteliği, maluliyetin bulunmadığı ve kusur durumu gözetildiğinde manevi tazminata ilişkin kabulün de kısmen kabule uygun olacağı benimsenerek; – Maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, -Davacının sürekli işgöremezlik maddi tazminat talebinin reddine, -1.710,63 TL geçici işgöremezlik maddi tazminatın davalı … Tic. A.Ş. yönünden olay tarihi 21/03/2011 tarinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihi 26/04/2012’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, -Fazlaya ilişkin istemin reddine, – Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, -1.700,00 TL manevi tazminatın davalı … Tic. A.Ş. yönünden olay tarihi 21/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı … Tic. A.ş vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; vekil edenin bizzat muayenesi yapılmaksızın düzenlendiği anlaşılan maluliyete ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğu, bu yöndeki itirazları üzerinde durulmadığı ve hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının da çok yetersiz bulunduğu, ayrıca hükmedilen tazminatlar bakımından avans faizi yerine yasal faiz uygulanmış olmasının ve davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının da isabetsiz bulunduğu hususlarına yöneliktir.Davalı … A.ş vekilinin istinaf nedenleri ise; davanın başlangıçta Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, bu mahkemece verilen yetkisizlik kararıyla dosyanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesine aktarıldığı gözetildiğinde vekil edeni yararına HMK’nın 331/2 madde hükmü uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının hatalı olduğu, kusurlara ilişkin belirlemede isabet bulunmadığı ve kabule göre de davacıda oluşan yaralanmanın niteliği dikkate alındığında vekil edeni aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğuna ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.1-Görülmekte olan dava başlangıçta Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ve Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/04/2015 gün 2012/194 – 2015/237 Karar sayılı yetkisizlik kararının yasa yoluna başvuru yapılmaksızın 24/02/2020 tarihinde kesinleşmesi üzerine, dosyanın yetkili yer mahkemesine gönderildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceği…” düzenlenmiş ise de;Dairemizin de görüşüne katıldığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/02/2019 gün 2017/2-3004 E,-2019/217 K sayılı emsal içtihadından da anlaşılacağı üzere, HMK’nun yargılama giderlerine ilişkin bulunan 323., 326.,ve 327. maddeleri de değerlendirildiğinde sadece HMK’nun 331/2 maddesi hükmüne dayanılarak davaya görevli veya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde, yetkisizlik veya görevsizlik kararı veren dolayısı ile de nihai bir karar vermeyen mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmediğinden davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.2-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlendiği anlaşılan 30/04/2021 günlü kusur raporundaki kazanın oluşumunda davalı tarafa ait araç sürücüsü …’nün tam kusurlu olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu değerlendirmelerin kaza tespit tutanağındaki tespitler yanında, olayla ilgili olarak Çamlıdere Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2011/43 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesin’den temin edilen 03/04/2012 günlü kusur raporuyla da örtüşmesi karşısında 30/04/2021 günlü ATK raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına; bu durumda kazaya sebebiyet veren araç maliki davalının, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlardan sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında ve söz konusu bu tazminatların miktarlarının belirlenmesi bakımından da istinafın kapsam ve nedenlerine göre bir isabetsizlik tespit edilememesi karşısında; davalı vekilinin açıklanan hususlara yönelik istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır,3-Davacı vekilinin istinaf itirazları değerlendirildiğinde; Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu bu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/18611 Esas, 2022/787 Karar sayılı ilamı)Eldeki davada kaza tarihi 21/03/2011 olup, maluliyete ilişkin belirlemenin kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.Somut olayda, davacıda var olduğu ileri sürülen şikayetler dikkate alınarak aralarında Radyoloji Uzmanı ve Ortopedi-Trav. Uzmanının da bulunduğu bilirkişilerin de katılımıyla düzenlendiği anlaşılan ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Dairesine ait 09/04/2021 günlü bilirkişi heyet raporunun tanzimi sırasında davacının bizzat muayenesi yapılmamış ise de, söz konusu bu raporun; davacının trafik kazasından sonra görmüş olduğu tüm tedavi evrakları evrakları, konuya ilişkin olarak yetkisiz mahkemede yapılan yargılama sırasında ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurumundan temin edildiği anlaşılan 28/01/2015 günlü rapor, davacının İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi Kliniğinde 21/08/2014 tarihinde bizzat muayenesi sonucunda düzenlendiği anlaşılan “davacının trafik kazasına bağlı yaralanmasının araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı” şeklindeki 13/12/2014 günlü rapor ile kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gözetilerek düzenlenmiş olması ve davacının yargılamanın hiçbir aşamasında yaralanmasına bağlı olarak gelişen ve değişen bir durum olduğunu da ileri sürmemiş bulunması karşısında; davacı …’ın 21/03/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının araz bırakmadan iyileştiği, sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı şeklindeki belirleme ve değerlendirmenin hükme esas alınmış olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin maluliyete ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.Bundan ayrı talep konusu kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı araç davalı şirket adına kayıtlı ise de, dosya arasındaki kayıtlara göre aracın kullanım amacı hususi olan otomobil olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar bakımından uygulanacak faiz cinsinin yasal faiz olarak belirlenmesinde de herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden, davacı vekilinin faiz cinsine ilişkin istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir.Keza; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Talep konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi, maluliyetin olmaması,paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına, az olmamasına göre, davacı vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.4-Ne var ki görülmekte olan davada hem maddi hem de manevi tazminat isteğinde bulunulmuş olup, maddi tazminata ilişkin talep her iki davalıyı, manevi tazminata ilişkin talep ise sadece davalı … A.Ş’ye yöneltilmiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde her iki davalıya yönelik olarak 5.000,00-TL harçlandırılmış dava değeri üzerinden açılmış olan maddi tazminat talepli davanın kısmen kabulü ile 1.710,63-TL geçici iş göremezlik zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, fazlaya ilişkin istem ise reddedilmiştir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2 maddesinde ” Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde ret sebebi ortak olan davalılar vekiline tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” denilmektedir. Somut olayda; maddi tazminata ilişkin talebin ret sebebi her iki davalı için de ortak olduğundan, mahkemece davalı taraf yararına tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, hükmün 6. ve 7.bentlerinde görüleceği üzere her bir davalı için ayrı ayrı ret vekalet ücreti hükmedilmiş olması isabetsizdir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazının kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m. 353/1-b/2 hükmü kapsamında kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2022 tarih ve 2020/193 Esas – 2022/374 Karar sayılı kararına karşı davalı … Sis Tic. A.ş vekili vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacı vekilinin istinaf itirazının ise yukarıda (4) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (3) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine, b-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken, 232,98-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırıldığı anlaşılan 58,25-TL harcın düşümü ile kalan 174,73-TL bakiye harcın davalı … Tic. A.Ş’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, c-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, d-)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ise yapan üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2022 tarih ve 2020/193 Esas – 2022/374 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-) Maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, -Davacının sürekli işgöremezlik maddi tazminat talebinin reddine, -1.710,63 TL geçici işgöremezlik maddi tazminatın davalı … Tic. A.Ş. yönünden olay tarihi 21/03/2011 tarinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihi 26/04/2012’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, -Fazlaya ilişkin istemin reddine, b-) Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, -1.700,00 TL manevi tazminatın davalı … Tic. A.Ş. yönünden olay tarihi 21/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, c-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 232,98-TL nispi karar harcının peşin alınan 44,55-TL harçtan mahsubu ile eksik ‭188,43‬-TL harcın davalılardan (davalı … Tic. A.Ş.’nin tamamından, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ‭62,80-TL kısmından sorumlu olmak üzere) alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, d-)Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam ‭3.176,5‬0-TL ( 750,00-TL BK ücreti, 883,50-TL tebliğler ve posta, 1.543,00-TL ATK Fatura ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan ‭1.271,51-TL’nin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,e-)Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 69,00-TL ( 21,15-TL BH, 44,55-TL PH, 3,30-TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,f-)Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.710,63-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,g-)Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.710,63-TL ret vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALILARA VERİLMESİNE,h-)Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.700,00-TL vekalet ücretinin davalı … Tic. A.Ş.’den alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE, ı-)Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sistem Tic. A.Ş.’ye verilmesine, i-) Yatırılan gider avanslarının arta kalanı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından ise HMK’nın 362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022