Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1464 E. 2022/1114 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1464
KARAR NO: 2022/1114
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022
NUMARASI: 2019/481-Esas – 2022/393-Karar
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigorta Poliçesi Kapsamında Araç Hasar Bedelinin Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait kasko sigortalı … plakalı aracın, seyir halindeyken sürücünün kontrolünü kaybetmesi sonucu yol kenarında bulunan su hendeğine girerek hasarlandığını, meydana gelen kaza neticesinde araçta oluşan hasarın sigorta şirketi tarafından hazırlattırılan ekpertiz raporuna göre 38.064,68 TL olduğunu, sigorta poliçesi kapsamında zararın tazmini hususunda sigorta şirketine yapılan başvuruya olumsuz cevap verildiğini belirterek, 38.064,68 TL hasar bedelinin ihbar tarihi olan 26/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nce ilk derece mahkemesinin kararının, delillerin toplanması noktasındaki noksanlıklar nedeniyle HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmiş, bu karar gereğince ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 20.000,00-TL’nin 04/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalının avukatı tarafından; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Elde ki dava; trafik kazasına bağlı araç hasar bedelinin kasko sigorta poliçesi kapsamında davalı sigortadan tahsili istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden, 25/10/2015 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 15/01/2015-15/01/2016 dönemi için sigortalı … plakalı davacıya ait olan aracın; 100.yıl caddesini takiben Otogar Edirne istikametinde seyri sırasında sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarındaki su kanalını aşıp, istinat duvarına çıkması neticesinde tek taraflı trafik kazasına karıştığı, davacının; kaza nedeniyle aracında oluşan hasarın bedelini tahsil için davalı aleyhine eldeki davayı açtığı, anlaşılmıştır. Davaya konu zararlandırıcı eylem 25/10/2015 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 02/04/2015 tarihinde açılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2017 tarih ve 2015/611 E., 2017/6702 K. sayılı ilâmında ve yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20116/13768E-2017/6670K sayılı ile, 17/11/2015 tarih 2015/1305 E., 2015/12318 K. sayılı ilâmında da belirtildiği şekilde; 07.11.2013 tarihinde kabul edilen, 28.11.2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının, başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, Tüketici Mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici olduğu, dava konusu aracın ise özel araç niteliğininde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın da 6502 sayılı Tüketici Yasası’nın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 02/04/2015 tarihinde açılmış olmasına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Hal böyle olunca da; daha önce yapılan istinaf incelemesinde sehven gözden kaçırılan kamu düzenine ilişkin mahkemenin görevinin; istinaf başvuru sebepleriyle bağlı olmaksızın resen değerlendirilmek suretiyle, ilk derece mahkemesince davaya bakma hususunda görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu gözetilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla istinaf incelemesine konu kararın verilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/3.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına ilişkin, aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca; 1/Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunanilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3.madde hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK’nun 353/1-a/3 madde hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.22/09/2022