Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1414 E. 2022/1463 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1414
KARAR NO: 2022/1463
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
NUMARASI: 2018/188 Esas – 2022/383Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı cismani Zarar Nedeniyle Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 27/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 28/07/2010 günü müvekkilinin sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı … adına kayıtlı olan … marka motosikleti ile seyrettiği sırada, kendi şeridinin solundan giderken … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile aniden direksiyonu önüne kırması sonucunda maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde sürücü konumunda olan müvekkilinin yaralandığını, kusur durumunun yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile netlik kazanacağını, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazminini talep ettiklerini, davalı sigorta şirketine 02/02/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu,15 günlük yasal süre içerisinde sigorta şirketi tarafından verilen cevapta taleplerinin reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Davacı vekili 24/01/2022 tarihli dilekçesi ile HMK.nun 107/2 maddesi kapsamında bedel arttırımında bulunduğunu, 200-TL olan maddi tazminat talebini, 174.800-TL. arttırarak, 175.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 16/2. maddesi “c” bendi gereğince, davacının sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu tarafından tespit edilerek dava konusu trafik kazası ile illiyet bağının olup olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini, dava konusu kazada motosiklet kullanan davacının motosiklete binerken takılması zorunlu koruyucu teçhizatı takıp takmadığının tespit edilmesi gerektiğini ve eğer koruyucu teçhizat takmaması maluliyetinde etkiliyse belli bir oranda kusur indirimi yapılması gerektiğini, tazminat hesabının poliçe genel şartları ekinde belirtilen hesaplama yöntemine göre yapılması gerektiğini, davacı tarafın ilk dava miktarı için dava tarihinden, eğer dava ıslah edilirse ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerinin sorgulanması gerektiğini, rücuya tabi bir ödeme var ise yapılacak tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini belirterek, yasal dayanaktan yoksun kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “dosya kapsamı, düzenlenen kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, davalı sigorta şirketinin ölüm/sakatlık için kişi başı teminat limitinin 175.000-TL olduğu, mahkememizde de davalı sigortacının, meydana gelen zarardan, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %80 kusuru oranında sorumlu olduğu, davacının aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın, nitelik ve miktar olarak teminat limiti kapsamında kalan kısmı olan 175.000-TL yönünden maddi tazminatı talep hakkı mevcut olduğu, ancak davacının 24/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu ve “gelişen durum” varlığının da ispat edilemediği anlaşıldığından, davacının davasının, dava dilekçesi ile talep edilen 200-TL maddi tazminat yönünden kabulü ile 11/02/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının davasının 174.800-TL maddi tazminat yönünden zamanaşımından reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile, 1-Davacının davasının, 200-TL. maddi tazminat yönünden kabulü ile 11/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Davacının davasının 174.800-TL maddi tazminat yönünden zamanaşımından reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle taleplerinin zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığı, Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere ıslah ile artırılan değer için zamanaşımı definde bulunulmasının hukuken mümkün olmadığı, dava dilekçesinde izah edildiği üzere müvekkilinin dava açarken zararını tam olarak tespit edebilmesi imkanı olmadığından huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, bu nedenle dava tarihi itibari ile zamanaşımının kesildiği, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararının hukuka aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 28/07/2010 günü saat 20:00 sıralarında davacının sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı … adına kayıtlı olan motosikleti ile seyir halinde iken … sevk ve idaresindeki davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracı ile aniden direksiyonu önüne kırması sonucunda maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, kazada davacının ATK 2.İhtisas Kurulu’nun 20/02/2020 tarihli raporunda tespit edildiği üzere %10,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacının; davalı aracın ZMM sigortacısı aleyhine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemiyle bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.Aynı yasanın Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi Kapsamı ve sayısı başlığı altındaki 176. maddesinin 1.fıkrasında da taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, 2.fıkrasında aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, yasanın 177.maddesinde de ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar sözlü ya da yazılı olarak yapılabileceği belirtilmiştir.Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişen haklarını saklı tutarak, vekil edeninin uğradığı zararın tahsilini istemiş ve belirlenecek tazminat miktarına karşılık olarak da 100,00-TL geçici ve 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminat isteğinde bulunmuştur. Her ne kadar dava dilekçesinde davanın HMK’nın107.maddesi kapsamında açılmış belirsiz alacak davası olduğu yolunda açık bir bildirimde bulunulmamış ise de, dava dilekçesindeki anlatım şekli ve davanın niteliği gözetildiğinde, davanın HMK’nın 107.maddesi gereğince açılmış belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu belirgindir.Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, davanın tamamı için dava tarihinde kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK’nın 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımı da söz konusu değildir. Hal böyle olunca da, ilk derece mahkemesince zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle ıslahla artırılan kısım için davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.Sonuç olarak; dosyada mevcut, oluşa ve dosya kapsamına uygun, denetime elverişli (-maluliyet tespit eden ATK raporu ile kusur tespitine ilişkin ATK raporu gereğince düzenlenen-) aktüer raporunda belirtilen davacının alacak miktarının (-geçici iş göremezlik zararı 1.965,05 TL, %10,3 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik zararının 332.028,01 TL olmak üzere toplam zararının 333.993.06 TL-) poliçe limiti olan 175.000,00 TL’lik kısmı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, poliçe limitine kadar artırılan dava değeri yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi kararı hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ve yanılgılı hususların düzeltilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince KABULÜNE, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 80,70-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,b/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren kendi üzerinde BIRAKILMASINA, c/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2/İstinaf istemine konu olan İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2022 gün ve 2018/188 Esas – 2022/383 Karar sayılı kararının HMK.nun 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a/Davacının davasının KABULÜNE, 175.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b/Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 11.954,25-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL + 598,00-TL ıslah harcı toplamı olan 633,90-TL harcın düşümü ile kalan 11.320,35-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,c/Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 27.250,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, d/Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harç + 598,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 633,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,e/Davacı tarafından yapılan 384,90-TL keşif harcı, 1.600 TL bilirkişi ücreti + 461 TL tebligat-müzekkere olmak üzere toplam 2.445,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3/Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361.madde hükmü uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2022