Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1411 E. 2022/1588 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1411
KARAR NO: 2022/1588
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2021
NUMARASI: 2014/157 Esas – 2021/1174 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan ve davalı …’nun maliki bulunduğu, … plaka sayılı aracın davalı …’nun miras bırakanı (eşi) …’nun sevk ve idaresinde iken meydana gelen 28/12/2008 günlü trafik kazasında karşı araç sürücüsü (… plaka sayılı araç) …’nın hayatını kaybettiğini, …’nın ölümü ile eş ve babalarını kaybeden davacıların destekten yoksun kaldıklarını, kazanın oluşumunda davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun tam kusurlu bulunduğunun, araç sürücüsü …’nun tüm mirasçıları aleyhine Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2010/80 esas sayılı dosya kapsamında belirlendiğini; şimdiki talebin Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada talep konusu edilen hak ve alacaklının bakiye kısmına ve o dava ile talep edilmeyen haklara ilişkin bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) davacı … için 115.000,00-TL, davacı … için 7.000,00-TL, davacı … için 100,00-TL ve davacı … için 100,00-TL olmak üzere toplam 122.200,00-TL maddi tazminata tüm davalılardan; ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın da davalı sigorta dışındaki diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 14/10/2015 günlü duruşma oturumunda; davalı sigorta şirketi vekilinin ibraz etmiş olduğu ibranamenin doğru olduğunu, bu ibraname ile sigorta şirketini ve sigortalıyı maddi tazminat talebi yönünden tamamen ibra ettiklerini, ancak sürücü yönünden maddi tazminat talebi ile işleten ve sürücü yönünden manevi tazminat taleplerinin devam etmekte olduğunu, imzalı beyanıyla bildirmiş, 14/12/2021 günlü duruşma oturumunda da davalı sigorta şirketi ile yapılan sulh ve ibra protokolü dışında kalan maddi ve manevi tazminat taleplerinin yönünden davalarının devam etmekte olduğunu, davalı … yönünden maddi tazminat talepleri bulunduğunu açıklayarak, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazında bulunarak, davacıların Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2010/80 E. sayılı dosyasında müteveffanın vefatı sebebi ile maddi tazminat talepli dava ikame ettiklerini, davacıların aynı hukuki sebebe dayanarak iki ayrı davâ ikame etmesinin yerinde olmadığını, davalı …’un araç sahibi olarak objektif sorumluluk ilkelerine göre sorumluluğu bulunmasına karşın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın dinlenemeyeceğini, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı somut olaydan kaynaklı olarak açılmış olan Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2010/80 E. sayılı dosyası nedeniyle oluşan derdestlik durumunun ve talep konusu kazaya karıştığı ileri sürülen … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde … – … vadeli … nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunmakta ise de, poliçenin kazadan 10 dakika önce düzenlendiğinin gözetilmesini istediklerini, ayrıca meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun ispatlanması yanında, davacıların uğradıkları destek zararını usulüne uygun şekilde kanıtlamaları gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … ise yargılama oturumlarına katılmamış ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, bilirkişi raporları, Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/80 esas sayılı dava dosyası ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, talep konusu trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun tam kusurlu olduğu, mütteveffa karşı araç sürücüsü …’nın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı benimsendikten sonra; “… Bakırköy 5. ASHM 2010/80 ESas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar sadece davalı … mirasçılarına karşı destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmuş olduğu, Bakırköy 5. ASHM 2010/80 ESas sayılı dosyasında davalı sigorta şirketinin ihbar olunan olarak bulunduğu, anılan dosyada davacılar ile Bakırköy 5. ASHM 2010/80 ESas sayılı dosyasında ihbar olunan olarak bulunan (eldeki dosyada davalı olan) … Sigorta şirketi arasında sulh ve ibra sözleşmesinin yapıldığı, ihbar olunan (eldeki dosyada davalı olan) … Sigorta şirketi tarafından 16.09.2014 tarihinde davacıların maddi tazminat talepleri yönünden, 11.02.2015 tarihinde ise sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sorumlu olduğu manevi tazminat tutarı olan 20.000 TL yönünden sulh ve ibra sözleşmesinin imzalandığı, eldeki dava da davalı sigorta şirketi tarafından sunulan sulh ve ibranamelere karşı davacı vekili tarafından 11.09.2019 tarihli celsede herhangi bir diyeceğinin olmadığının beyan edildiği, dava tarihinden sonra ödeme yapıldığının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle dava konusu tazminat yönünden davalı sigorta şirketi tarafından sulh ve ibra protokolü kapsamında yapılan ödemeler inkar edilmemiş, aksine kabul edilmiştir. Davalı tarafından sunulan ibra sözleşmelerinde davacıların maddi tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketini, işletenenini ve sürücüsünü tamamen ibra ettiğinin açıkça belirtildiği, ibranamede iş bu dava dosyamıza da açıkça atıf yapıldığı anlaşılmakla davacıların dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme sebebiyle maddi tazminat taleplerinin tüm davalılar yönünden konusuz kaldığına kanaat getirilmiş, davacıların maddi tazminat talebi yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; davacılar tarafından her ne kadar dava konusu kaza ile ilgili dava dilekçesinde bakiye zarar talebinde bulunmuş ise de; yargılama aşamasında yapılan sulh ve ibra sözleşmesi sebebiyle bu talebinden artık davalı sigorta şirketi ile yaptığı anlaşma ile vazgeçtiği nazara alınması gerekmekte olup anılan sebeplerle KTK 111/2 maddesinin somut dosyada uygulama imkanı bulunmamaktadır….” şeklindeki gerekçe ile davacının maddi tazminata ilişkin talebinin konusuz kalması talebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığını, manevi tazminat talebi yönünden ise; “…Tüm dosya kapsamı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları , paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi, olay sebebiyle davacıların baba ve eş olan müteveffa …’yı kaybetmesi ve bu sebeple duyduğu manevi üzüntü ile davalı sigorta şirketi tarafından Kasko sigorta poliçesi kapsamında yapılan manevi tazminat ödemeleri ve davacıların buna ilişkin ibra ve sulh anlaşması yapmaları da dikkate alınarak, …” davacılar taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle -Davanın KISMEN KABULÜNE; -Davacının maddi tazminat talebi yönünden; -16/09/2014 tarihli ibraname ve sulh anlaşması gereğince maddi tazminat talebi yönünden davanın, tüm davalılar yönünden konusuz kaldığı anlaşılmakla, davacının maddi tazminat (Destekten yoksun kalma tazminatı) talebinin konusuz kalması sebebiyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, -Davacının manevi tazminat talebi yönünden; -11/02/2015 tarihli ibraname ve sulh anlaşması dikkate alınarak davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; -Davacı … için 20.000,00 TL, -Davacı … için 7.000,00 TL,-Davacı … için 7.000,00 TL, -Davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 28.12.2008 kaza tarihinden itibaren işleyecel yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; müvekkili sadece kazaya karışan aracın maliki olduğu ve kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığı halde, diğer davalı ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilen manevi tazminat miktarlarının çok fazla olduğu, ayrıca davacılar ile sigorta şirketi arasında yapılan sulh uyarınca vekil edeni ve sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, maddi tazminata ilişkin olarak esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilerek vekil edeni yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı bulunduğuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile davacılar arasında maddi tazminata ilişkin olarak akdedilen ibraname ve sulh anlaşması doğrultusunda yapılan ödemeler nedeniyle, taraflar arasındaki maddi tazminata ilişkin eldeki uyuşmazlığın sona erdirildiği anlaşıldığından, eldeki davanın konusunu oluşturan maddi tazminata yönelik taleplerin konusuz kaldığına ilişkin kabul şeklinde istinaf edenin sıfatına göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi, konusuz kalma ile sonuçlanan bir davada HMK’nın 341/1 madde hükmü gereğince, eldeki davayı açmakta davacıların haklı olduğu gözetilerek, davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasında da bir yanılgı tespit edilemediğine ve manevi tazminata ilişkin talepler bakımından sigorta şirketi tarafından poliçe limiti ile sınırlı şekilde yapılan ödemenin hüküm altına alınan manevi tazminatların miktarının belirlenmesinde gözetilmiş olduğu anlaşılmış bulunmasına, ayrıca kazanın oluş şekli, tarihi, kusur durumu, davacılar ile ölenin yakınlıkları ve yaşları, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyoekonomik durumları dikkate alındığında, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarlarının 22/06/1999 gün ve 7/7 sayılı içtihadı birleştirme kararında gösterilen ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun olup fazla bulunmamasına ve 2918 sayılı KTK’nın 85/son madde hükmü uyarınca araç işleteninin (somut olayda araç maliki), araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olmasına göre; istinaf eden davalının hüküm altına alınan manevi tazminatlar bakımından yazılı biçim ve şekilde sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1- İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 gün ve 2014/157 esas – 2021/1174 karar sayılı ilamına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf eden davalıdan alınması gereken 3.005,64-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 80,70-TL maktu ve 671,00-TL nispi harç toplamı olan 751,70-TL’nin harcın düşümü ile kalan 2.253,94-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan. tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK’nun 361. madde hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; manevi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından ise HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/11/2022