Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1334 E. 2022/1603 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1334
KARAR NO: 2022/1603
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2021
NUMARASI: 2014/243 Esas – 2021/946 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 11/06/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/01/2013 tarihinde … plakalı araçta yolcu olarak seyahat ederken …’in maliki olduğu davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı davalı …’in sevk ve idaresindeki araçın çarpması sonucu yaralandığını, davalı sürücü Nizamettin’in kazadan dolayı tam kusurlu olduğunu, kaza sırasında sözleşmeli öğretmen müvekkilinin 1200 TL ücret aldığını, sol kol ve sol elinden ciddi şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalarak ileride ek dava veya ıslah suretiyle artırmak kaydı ile 30.000,00 TL manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, ileride ek dava ve ıslah suretiyle artırmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın (1.546,02 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.453,98 TL maluliyet tazminatı ve 2000,00 TL mahrum kaldığı gelir) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 23/09/2021 tarihli dilekçesi ile 1.725,25 TL geçici iş göremezlik tazminatı 3.274,75 TL maluliyet sebebi ile mahrum kalınan gelirin tazminini ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline başvuru yapılmadığını, SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmasını, kendilerine ihbarda bulunulmadığını, ancak dava tarihinden yasal faiz işletilebileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya karşı yazılı beyanda bulunmamışlar. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;
A-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN:1-Davanın kısmen kabulü ile;1.725,25 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2-Aşan maddi tazminat isteminin reddine,
B-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN:1-7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,2-Aşan istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili ile davalı asil … tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; müvekkilinin kusurunun olmadığı kazada elinden ciddi şekilde yaralandığı, elinde fonksiyon bozukluğu meydan geldiği hem de elinde kesi sebebiyle bir iz kaldığı, bu sebeple gerek tespit edilen geçici iş göremezlik tazminatının gerekse de kesin iş göremezlik tazminatının yeniden değerlendirilmesi için yeniden rapor alınması yönündeki taleplerinin usule aykırı şekilde ret edildiği, bu yönden kararın hatalı olduğu, manevi tazminatın düşük tespit edildiği hususlarına ilişkindir. Davalı asil …’in istinaf başvru sebepleri; eksik kusur değerlendirmesi yapıldığı, kazanın gece olduğu, kusurun kast seviyesinde olmadığının değerlendirilmediği, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir 24/01/2013 tarihinde …’in maliki olduğu davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın … plakalı araca çarpması sonucu bu araçta yolcu olarak seyahat eden davacının ATK 2.İhtisas Kurulunun 18/01/2019 tarihli raporunda tespit edildiği üzere sürekli maluliyet tayinine mahal olmayacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davalı sürücü …’in kazadan dolayı tam kusurlu olduğu iddiasıyla araç maliki, sürücü ve sigortacı aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı, anlaşılmıştır. 2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1.maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, davacının araçta yolcu olarak bulunması, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre manevi tazminat miktarı yeterlidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman ATK 2. İhtisas Kurulunca, davacının kaza neticesinde geçirmiş olduğu tüm tedaviye ilişkin belgelerle birlikte kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) uyarınca düzenlendiği anlaşılan 18/01/2019 günlü rapordaki, davacının 24/01/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle maluliyet oluşmadığı ve iyileşme süresinin de 2 aya kadar uzayabileceği ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya, oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında yeterli ve geçerli kabul edilerek hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davacının kusursuz, davalının ise %100 kusurlu olduğu sonucuna varılan ceza mahkemesince alınan ATK trafik ihtisas dairesinin raporu ile mahkemece alınan kusur raporunun birbirini teyit etmesi ve rapordaki denetlenebilir tespitlerin de dosya oluşa uygun olması karşısında söz konusu bu kusur raporu gözetilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön belirlenemediğine, hükmedilen manevi tazminatın yeterli olmasına göre, davalı asil … ile davacı vekilinin tüm istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince ayrı arı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca;1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ile davalı asil …’in istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2/İstinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70-TL harç peşin yatırıldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 3/İstinaf eden davalı asil …’in alınması gereken 630,18-TL harçtan peşin yatırılan 80,70-TL harcın düşümü ile 549,48-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı asil … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/11/2022