Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/1265 E. 2022/1025 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1265
KARAR NO: 2022/1025
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/758 Esas 10/12/2021 günlü ve 13/04/2022 günlü ara karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Maddi
Tazminatı ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/07/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin ara kararlarına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Görülmekte olan dava; 23/06/2021 tarihinde meydana gelen çok taraflı trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle de destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, davacı tarafın dava açan dilekçesindeki kazaya karışan … plaka sayılı araca ihtiyati tedbir uygulanması talebinin reddinin akabinde, davacılar vekilinin araç üzerine ihtiyati haciz konulması isteminin ilk derece mahkemesince incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; 10/12/2021 günlü ara kararla “23.06.2021 tarihinde meydana gelen olay nedeni ile davacılar … ve …’nin evlatlarını, diğer davacıların da kardeşlerini kaybettikleri anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağına göre müteveffanın herhangi bir kusurunun olmadığı anlaşılmıştır. Bu aşamadaki delil durumu dikkate alındığında ölüm nedeni ile davacıların ruhsal bütünlüğünün ağır şeklide bozulmuş olabileceği kanaati oluştuğundan davacılar yönünden ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile, davacı anne … için mevcut delil durumuna göre takdiren 15.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi, davacı baba … için mevcut delil durumuna göre takdiren 15.000 TL maddi, 50.000 TL manevi ve diğer davacılar için ayrı ayrı 30.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 220.000 TL üzerinden takdiren %5’i oranında nakit veya teminat mektubu olarak yatırılacak teminat mukabilinde kazaya karışan … plakalı aracın üzerine ihtiyati haciz konulmasına, fazlaya dair ihtiyati haciz talebinin bu aşamada reddine” karar verilmiş, bu karara davalılardan … vekili tarafından itirazda bulunulması üzerine, duruşmalı olarak değerlendirilen itirazların; 13/04/2022 günlü ara kararla “Davaya sebebiyet veren kazada olay tarihinde henüz 16 yaşında olan … vefat etmiştir. Kaza tespit tutanağına göre müteveffanın ve içinde olduğu araç sürücüsünün kusurunun olmadığı anlaşılmıştır. Dosya henüz dilekçeler teatisi aşamasındadır. Kazada kusuru bulunan araç şöförü …’nın 19.09.2021 tarihinde vefat ettiği , geriye 2 mirasçısı kaldığı mirasçılarından …’nun mirası kayıtsız şartsız red ettiği görülmüştür. Bu kişinin diğer mirasçısının mirası red edip etmediği henüz belirsizdir. Davada maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir. İtiraz eden yanca aracın kaza tarihinden hemen sonrasında çekilmiş hasarlı resimleri ve aracın sovtajına 75.585,00 TL değer biçildiğine dair yazı ibraz edilmiştir. Manevi tazminatlar sigorta kapsamında olmayıp davacıların dava sonunda manevi tazminata hak kazanmaları durumunda bu bedelin mevcut durumda yegane teminatlarından birisi davalının sahip olduğu araçtır. Her ne kadar itiraz eden yanca maddi zararın poliçe kapsamında olduğu bu nedenle sigorta şirketinin zaten zararı tazmin edeceği ileri sürülmüş ise de sigorta şirketi poliçe limitlerine kadar zararı ödemektedir. Öte yandan araç işleten sigorta şirketi ile birlikte meydana gelen zarardan müteselsilen sorumludur. Davacı müteselsil borçlulardan dilediğine başvurmakta da özgürdür.İtiraz eden yanca her ne kadar teminata itiraz dilmiş ise de davacıların sosyal ve mali durumlarının da kötü olduğu, fakirlik belgesi aldıkları görülmüştür. İtiraz eden yanca mahkememiz ihtiyati haciz kararında belirtilen meblağın tamamı kadar nakit veya süresiz teminat mektubu ibrazı halinde durum tekrar değerlendirilecektir. Mevcut delil durumu itibarı ile verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır” gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin özetlenen ara kararlarına karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada talepleri toplamı 940.000,00-TL olduğu halde, hangi kriterlere göre belirlendiği anlaşılamayan 220.000,00-TL üzerinden % 5 teminat ile davaya sebep olan araç üzerine ihtiyati haciz kararı verildiği ve itiraz üzerine verilen kararda, itiraz eden tarafça ihtiyati haciz kararında belirtilen meblağın tamamı kadar nakit veya süresiz teminat mektubu ibrazı halinde durumun tekrar değerlendirileceğine karar verilerek usul ve yasaya aykırı işlem tesis edildiği, talep ettikleri maddi ve manevi tazminat miktarları toplamına göre cüzi miktarlı ve teminata bağlı ihtiyati haciz kararı verilmesinin hakkaniyete usul ve yasaya aykırı olduğu, talep miktarları toplamı olan 940.000 TL üzerinde ve teminatsız olarak araç üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru nedenleri; Davacıların talebi üzerine mahkemenin 10.12.2021 tarihli ara kararı ile davalı müvekkili aleyhine 220.000 TL miktar için ihtiyati hacze hükmedildiği ve yine bu kararla kazaya karışan ve müvekkiline ait olan … plakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulduğu, bu ihtiyati haciz kararına yaptıkları itirazın, alacağın muaccel olması sebebiyle 13.04.2022 tarihli ara karar ile reddedildiği, yaşanan kaza sonucu müvekkiline ait olan ve üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenen aracın ağır derecede hasar aldığı, sigorta şirketiyle yapılan görüşmeler sonucu aldığı hasar sebebiyle aracın perte dahi ayrılamayacağı, trafiğe çıkmasının sakıncası sebebiyle ancak hurda olarak işlem görebileceğinin belirtildiği, ancak araç üzerinde ki ihtiyati haciz şerhi nedeniyle aracın hurdaya çıkartılamadığı ve demir yığını olarak çürümeyi beklediği, aracın sovtaj bedelinin 75.585 TL olduğu ve aracın kaskosunun bulunmadığı, davanın uzun süreceği göz önüne alındığında aracın çürümeye terk edilmesinde davacılarında hukuki yararlarının bulunmadığı gibi bu durumun müvekkiline zarar verdiği, araç hurdası üzerinde ihtiyati haciz olmasında yargılamanın her iki tarafının da hukuki yararının bulunmadığı, araç üzerindeki ihtiyati haczin teminat mukabilinde yata teminatsız olarak kaldırılması gerektiği, yargılamaya konu kazaya karışan toplamda 3 araç bulunduğu, davacılar tarafından talep edilen maddi tazminat kalemlerinin tamamının sorumlu sigorta şirketleri limitleri dahilinde kaldığı, zira kazada kusurlu 3 adet araç olup her aracın kişi başı 430,000.00 TL’lik ölüm tazminatı klozu olarak toplamda 1.290.000,00 TL ölüm tazminatı klozu bulunduğu, maddi tazminat kalemlerinin tamamının sigorta şirketlerinin limitleri dahilinde kalacağı aşikar olup, maddi tazminat bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığı, gerçekleşen kazadan doğan manevi zararların tespitinde vefat edenin de kusurlu olduğu, davanın ihbarını talep ettikleri kişilerinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı göz önüne alındığında verilen ihtiyati haciz kararının hakkaniyete uygun olmadığı, manevi tazminatlar yönünden verilen ihtiyati hacizlerin kaldırılması yada makul seviyeye indirilmesi ile birlikte teminat miktarının da artırılması gerektiği, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Görülmekte olan dava; trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyada yapılan incelemede; ilk derece mahkemesince davacıların ihtiyati haciz talepleri incelenerek 10/12/2021 tarihli ara kararla ihtiyati haciz talebinin % 5 teminat karşılığında ve 220.000 TL alacak yönünden kabulüne karar verildiği, bu kararın davacılar vekiline 18/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından karara karşı itirazda bulunulmadığı ve istinaf kanun yoluna da başvurulmadığı, müteakip söz konusu ara karara ve 13/04/2022 tarihli ara karar gerekçesine karşı 18/05/2022 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmış olup, davacıların 10/12/2021 tarihli ilk derece mahkemesinin ara kararına karşı istinaf başvurusunun süresinde olmaması, 13/04/2022 tarihli ara kararın gerekçesi yönünden de, henüz HMK’nın 341.maddesi kapsamında istinafı kabil bir karar bulunmaması nedeniyle, usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. İİK’nın 257.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir ” İİK’nın 259.maddesinde “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96.maddesinde (HMK.m.87) yazılı teminatı vermeğe mecburdur” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dosya kapsamından, istinaf eden davalının; trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın maliki bulunduğu, olayla ilgili tanzim edilen 23/06/2021 tarihli kaza tespit tutanağında kazaya karışan … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölüm olayına bağlı zarar, kazanın olduğu tarihte muaccel hale geldiğinden ve dosyada mevcut delillere göre, yaklaşık ispat hali oluşmuş bulunduğundan İİK’nın 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksama bulunmamaktadır.Hal böyle olunca mahkemenin dosya kapsamına uygun gerekçesine ve takdirine, İİK’nın 257 ve devamı maddeleri kapsamında dosyada mevcut delillere göre, ihtiyati haciz için gerekli yaklaşık ispat halinin somut olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle ihtiyati hacze hükmedilmesinde ve mahkemenin taktirinde bulunan teminat miktarının HMK’nın 87.maddesi açık düzenlemesi gereğince belirlenmiş olmasında, bu suretle alacak ve teminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilk derece mahkemesinin taktirinde ve kararında usul ve yasaya aykırılık olmamasına, mahkemece yapılan değerlendirmenin ölçülülük ve tarafları mağdur etmeyecek bir biçimde ihtiyati haciz konulmasına ilişkin ilkelerin bir gereği bulunmasına ve değişen durum ve şartlara göre mahkemesince bu hususta her zaman yeniden bir karar verilebilmesinin de mümkün olmasına göre, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılan 10/12/2021 günlü ve 13/04/2022 günlü ara kararda, usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön tespit edilemediğinden, davalı vekilinin ara kararlara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M/ Gerekçe uyarınca,1/Davacılar vekilinin, karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin 10/12/2021 tarihli ara kararına ve 13/04/2022 tarihli ara kararının gerekçesine karşı istinaf başvurusunun; 10/12/2021 tarihli ara karara karşı yapılan başvurunun süresinde olmaması, 13/04/2022 tarihli ara kararının gerekçesi yönünden de, henüz HMK’nın 341.maddesi kapsamında istinafı kabil bir karar bulunmaması nedeniyle HMK’nın 341/1, 346/1 ve 352.maddeleri hükmü gereğince usulden reddine,2/Davalı … vekilinin bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin 10/12/2021 günlü ve 13/04/2022 günlü ara kararlarına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine, 3/Davacı tarafça istinaf başvurusu sırasında alının istinaf karar ve ilam harcının talepleri halinde yatırana iadesine, 4/İstinaf başvurusu sırasında istinaf eden davalıdan harç alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5/İstinaf yasa yoluna başvuran tarafça yapılan diğer giderlerin yapan üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-f maddesi hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.18/07/2022